İktidar, ekonomik sorunları çözeceği yerde hâlâ ona-buna hakaret etmekle uğraşıyor, Türkiye’nin çok değerli zamanı, çirkin sayılacak yersiz çekişmelerle harcanıyor.

Şimdi “Hanım kızımız” kavgasını başlattılar.

Neymiş? CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ABD Başkanı Biden ile görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tercümanlık yapan Fatma Gülham Abushanab’a “Hanım kızımız” demiş.

“Hanım kızımız” sözü kötü bir ifade mi, hakaret mi? Hayır!

Bu bir sevgi sözcüğüdür. Sevecen bir tavırdır. Türk ulusunun geleneksel bir ifadesidir. Yaşı büyük olanlar, evlâdı yaşındaki genç kızlara “Hanım kızım” ya da “Hanım kızımız” diye hitap ederler. Bu sözde nezaket vardır.

Fakat AKP’liler bunu hakaret olarak kabul etti, iyi mi?

Fena halde öfkelenen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Kılıçdaroğlu’na:

“Profesyonel tercüme yapan bir kadını ‘hanım kız’ diyerek küçümseyen Kılıçdaroğlu, REZİLSİN” diye tweet attı.

Hayret! Bu masum sözcük, ne zamandan beri rezillik oldu?

★★★

Benim üzerinde durduğum konu şu:

Masum bir sözü bile çarpıtıp hakaret olarak kabul eden bu kafaların idare ettiği bir memlekette birlik ve beraberlik olur mu?

Ekonomimiz çöktü Varank Bey... Siz muhalefete hakaret etmeyi bırakıp çöküş sinyalleri veren ülke ekonomisini kurtarmaya bakın.

Ona-buna “Sürtük”, “Çukur”, “Rezil”, “Dönek”, “Vampir”, “Çakal” diye hakaret etmekle hiçbir iş düzelmez, insanlar bu yoksulluktan kurtulmaz!

Halkımızın müthiş bir geçim sarmalında umutsuzca çırpındığını görmüyor musunuz?

★★★

Türkiye’nin “CDS” risk primi 906’ya yükseldi. Bu nedenle, yurt dışından, dolar cinsinden borç bulabilmek için yüzde 12 gibi korkunç bir faiz ödemek zorundayız!

Durum çok kritik olduğu halde iktidar hâlâ “Dünyada da benzeri sıkıntılar yaşanıyor. Hatta pek çok gelişmiş Batı ülkesi bizden daha kötü durumda” diyor.

Diyor ama... Bu sözler doğru değil!. Bizden daha kötü durumda olan hiçbir Batı ülkesi yok!

★★★

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve AKP’nin eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan:

“İflasa gidiyor bu ülke! Bu işin şakası yok! Tedbir alın!” diye haykırarak AKP’yi uyarıyor ama dinleyen var mı? Yok!

AKP yöneticileri hakaret etmeyi, gözdağı vermeyi, korkutmayı bir yana bırakıp, ülke sorunlarına odaklanmalı... Yaşanan problemleri çözmeyi bilmiyorlarsa, bilenlere sormalı!

“Medya ve İletişim”


Dr. Kubilay Çelik 45 yıllık gazeteci dostumuzdur.

Çelik, iki yıllık yoğun bir çalışma sonunda tamamladığı “Medya ve İletişim” adındaki kitabını geçtiğimiz günlerde yayınladı.

Medya ile ilgilenenlerin ve iletişim fakültelerinde okuyanların severek okuyacağı, ayrıca çok da yararlanacağı bir kitap bu...

İletişim eğitimi görmüş 31 ünlü gazeteciyle yapılan röportajlar ilgiyle okunuyor.

Dr. Kubilay Çelik kitap hakkında “İletişim Bilimleri’nde yapmış olduğum doktora tezim yayınlandı ve şimdi akademik bir kitap olarak piyasaya çıktı. Amacım, kendileri de iletişim okumuş olan ve sektörün marka isimlerinden meslektaşlarımın tecrübelerini akademik camiaya taşımaktır. Türkiye’de var volan 73 İletişim Fakültesi’nde ders kitabı olarak okutulmasını arzuluyoruz” diyor.

Kitapta şu medya mensuplarıyla yüz yüze röportaj yapılmış:

Metin Yılmaz, Rahmi Turan, Yılmaz Özdil, Can Ataklı, Orhan Erinç, Halûk Şahin, Sedef Kabaş, Celal Toprak, Emin Çapa, Göktuğ Sevinçli, Pınar Aktaş, Esat Yılmaer, Kadir Çöpdemir, Nuran Çakmakçı, Savaş Kalafat, Mesude Erşan, Ali Dağlar, Mehmet Canıtatlı, Bülent Kılıç, Ayşegül Savur, Talat Yeşiloğlu, Murat Güloğlu, Mete Çubukçu, Volkan Sarısakal, Gülhan Şen, Güven İslâmoğlu, Faruk Uyanık, Kubilay Tümen, Sibel Asna, Yasemin Gebeş, Gökhan Küçük.

GÜNÜN SÖZÜ


Bu ülkede zengin kişi, hiç kimseye borcu olmayan kişidir!