Seçimlere 6 ay kala... İktidar, karışıklıktan, kargaşadan, kavgalardan fayda umuyor!

Ekrem İmamoğlu’na verilen ceza ve getirilen siyaset yasağı ülkeyi karıştırmış durumda... Demokrasiye ve adalete inanan herkesin:

Yargı, hukuk, adalet nerede? Güzel ülkemize yazık değil mi?” diye sorduğunu duyuyorum...

Bu gürültülü ortamda, bir de çok önemli referandum meselesi var.

Sanırım önümüzdeki günlerde ciddi tartışmalara sebep olacak!

★★★

AKP ve MHP (Cumhur İttifakı) tarafından “Başörtüsü ve Ailenin Tanımına ilişkin” Anayasa değişikliği teklifi 336 milletvekilinin imzasıyla Meclis’e sunuldu.

Aslında muhalefet için hazırlanan bir tuzak bu!

Başörtüsü gibi hassas bir konuda muhalefet zor durumda bırakılmak isteniyor. Çünkü, yapılması istenen değişiklik “Başörtüsü ve Aile” ile sınırlı değil.

Teklif, kılık kıyafete ilişkin yeni düzenlemeleri de kapsıyor.

İşte kurnazca hazırlanan tuzak burada!

★★★

336 AKP ve MHP milletvekilinin imzaladığı Anayasa değişikliği teklifinin 1’inci maddesinde aynen:

“Hiç bir kadın, dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetlerden dolayı kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan yoksun bırakılamaz” deniliyor.

İşte tuzak burada!

Masum gibi görünen bu maddede büyük bir kurnazlık gizli! Başörtüsünün tanımı yapılmıyor ve kılık kıyafetin ucu açık bırakılıyor.

Anayasa değişikliği böyle kabul edilirse:

- Yalnız başörtüsü veya türban değil...

- Çarşaf...

- Peçe...

- Örtü...

- Burka...

Ve bunlara benzer her şey serbest olacak.

Yani:

- Okullarda peçeli öğretmen...

- Karakollarda burkalı polis...

- Mahkemelerde çarşaflı hâkim...

- Meclis’te peçeli, burkalı, örtülü, çarşaflı milletvekili görebileceğiz.

Bu, uygarlıktan uzaklaşıp medeniyete sekte vurmaktan başka bir şey değildir.

★★★

Ben, söz konusu maddenin kasıtlı olarak böyle hazırlandığını sanıyorum.

İktidar, dini istismara yönelik, tarikat ve cemaatlere göz kırpan bu maddeyi mutlaka kaldırmalıdır.

Aksi halde Atatürk’ün 97 yıl önceki uyarısının gerçekleştiğini görürüz:

Türkiye Cumhuriyeti, bu değişiklikle şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi” haline gelir!

“Tercih edilen kıyafet” sözünün ardında ne var?


Hukukun Egemenliği Derneği’nin Onursal Başkanı Av. A. Erdem Akyüz, Meclis’e verilen Anayasa değişikliği teklifini bir hukukçu gözüyle inceledikten sonra “Mevcut Anayasa’mıza kesinlikle aykırı olduğu” kanaatine vardı.

  1. Erdem Akyüz gönderdiği mailde şunları yazıyor:


“Getirilmesi istenen yeni kanunla yalnız başörtüsü değil ‘Tercih ettiği kıyafet’ denilerek çarşaf, peçe gibi kılık kıyafetlerin giyilmesine de serbestlik amaçlanıyor.

Hatta o kadar ki, askeriye, tıp, emniyet gibi hizmetlere göre kıyafet giyilmesinin zorunlu olduğu ortamlarda bile, kadının başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafeti giymesi hiçbir surette engellenmeyecek.

Teklifin görülmeyen, göz ardı edilen en önemli noktalarından biri budur.

Muhalefet partileri bunu göz önünde bulundurmalıdır.

Başörtüsü konusuna gelince...

Unutulan ve değerlendirilmeyen hususlardan diğeri şudur:

Halen yürürlükte olan Anayasa’mızın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez nitelikteki maddelerine aykırı olan her türlü yeni kanun veya değişiklik önergeleri verilemez. Verilirse ve kabul edilirse dahi geçerli olamaz. Başörtüsü kanun teklifi denilen öneri de bu kapsamdadır ve Anayasa’mıza aykırıdır!”

GÜNÜN SÖZÜ

Aptala bin akıl vermiş olsan bile, o yine de kendi aklını beğenir!