85 yaşındaydı ve ömrü vatana hizmetle geçmişti.
Kendisine Allah’tan rahmet dilerken, bu ölümün bir cinayet olduğunu söylemeden edemiyoruz.
Evet, hukuk ve tıp eliyle işlenen “cinayet gibi bir olay” bu...
28 Şubat Davası’nda ömür boyu hapse mahkum edilen 14 emekli generalden biriydi Vural Avar...
Yaşları gereği çeşitli hastalıkları bulunan, hem iyi bir bakıma, hem de tedaviye ihtiyaçları olan emekli generallerin müebbet hapse mahkum edilerek ölüme terk edilmeleri toplum vicdanında derin bir yara açmış bulunuyor.
★★★
Demans (bunama) hastası olan Vural Avar, hapis tutulan paşalardan biriydi ve cezaevi zulmünün ilk kurban oldu.
İlaç almayı bile unuttuğu için hastalığı ilerleyen Korgeneral Avar bir süre önce düşüp kaburgalarını kırmıştı. Ciğerleri hasar gördüğü için su toplayınca Şehir Hastanesi’ne kaldırılıp tedavi edildi, fakat aynı akşam yoğun bakımdan çıkartılıp tekrar cezaevine gönderildi.
Hekim olarak diplomalarını alırken “Hipokrat yemini” etmiş olan hastanenin yetkili doktorları yeminlerine ihanet edip, vicdanlarını da bir kenara bırakarak, ağır hasta olan Vural Avar Paşa için “Hayatını cezaevinde devam ettirebilir. Fiziksel bir sorunu yok.” diye rapor verdiler.
İnsanın “Hay sizin doktorluğunuza...” diye isyan edesi geliyor.
Sağlam diye tekrar cezaevine kapatılan Vural Paşa o rapordan 28 gün sonra hücresinde ölü bulundu.
Ona sağlam raporu veren doktorların vicdanları hiç sızlamayacak mı? Geceleri nasıl huzur içinde uyuyabilecekler?
Eğer insafa gelinmez de cezaevi zulmü devam ederse, Vural Paşa gibi bakıma ve tedaviye muhtaç olan diğer emekli paşaların ölümleri de kaçınılamaz olacak!
Hayatları vatana hizmet etmek ve sınırlarımızı savunmakla geçen, dağlarda teröristlerle, çetelerle, eşkıyalarla mücadele eden generallerin sonu böyle mi olmalıydı?
★★★
Hükümlü generallerin aileleri, yargılamada “hak ihlali” olduğu gerekçesiyle geçen yıl Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu... Bu konuda ellerinde deliller, belgeler var, fakat...
Aradan bir yıl geçtiği halde yapılan başvuruya hâlâ sıra gelmedi.
Paşalardan bir kısmı yakınlarını bile tanıyamayacak halde...
Anayasa Mahkemesi dosyayı ele almak için kaç kişinin daha ölmesini bekliyor?
Çetin Doğan Paşa’nın dramı!
28 Şubat davasının hapse mahkum edilen 14 emekli generalinden sadece Çetin Doğan Paşa’yı tanıyorum ama hepsinin ne kadar yurtsever askerler olduğunu gayet iyi biliyorum.
Bu vatansever paşaların cezaevi hücrelerinde ölüme terk edilmeleri bana derin bir üzüntü veriyor.
O dönemin en yetkili iki lideri, Cumhurbaşkanı Demirel ve Başbakan Erbakan açık ve net olarak “28 Şubat bir darbe girişimi değildir” demişlerdi.
Yargının, iki önemli devlet adamının sözlerini hiçe saymasının anlamı nedir?
★★★
Emekli Orgeneral Çetin Doğan ve saygıdeğer eşi Nilgül hanımı Bodrum’da müşterek dostumuz Can Pulak vasıtasıyla tanımıştım.
■ Halen İzmir Buca Cezaevi’nde yatan Çetin Doğan Paşa kalbinin 5 damarından baypas ameliyatlı, iki damarına stent takılı, prostat kanseri tedavisi oldu, bel fıtığına bağlı olarak belinde titanyum çubuklar bulunuyor.
■ Ayrıca, şeker hastalığı ve yüksek tansiyonu var.
■ Kısa bir süre önce mide kanaması geçirdi. Hipokrat yeminine sadık, gerçek doktorlar tarafından “Hayati riski var” raporu verildi, fakat...
■ Tüm bu hastalıklarına rağmen hâlâ hapiste tutuluyor.
Çetin Paşa’nın dertli eşi Nilgül Doğan, yaşanan olaylara doğal olarak tepki gösteriyor ve:
“Bu zulümlere sebep olanlara Allah bin beterini yaşatsın. Çok, ama çok üzgünüm” diye haykırıyor.
GÜNÜN SÖZÜ
Bir toplumda adalet ve güven olmazsa, o toplum çökmeye mahkum olur!
