“Türkiye’de demokrasi var, hukuk var!” diyebilir miyiz?
Artık, adaletin bile siyasi gücün etkisi altına girdiği görülüyor.
Politik baskıyı alenen, pervasızca, milletin gözünün içine baka baka yapıyor, üstünü örtmeye bile gerek duymuyorlar!
İktidar yetkililerinin bir kısmı, Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis ve siyasi yasak cezası için şöyle kıvırtıyor:
“Kararı bağımsız, tarafsız yargı vermiştir. Yerel mahkemenin verdiği bu karar henüz kesinleşmemiştir. Daha bundan sonraki süreç var. Davanın hem istinaf, hem de Yargıtay boyutu olacaktır.”
Böyle diyerek akılları sıra herkesi aptal yerine koyuyorlar!
Kararı üst mahkemelerin de kısa sürede onaylayacağını herkes biliyor.
Görünen köy kılavuz istemez!
İktidar, İstanbul’u kaybettiği İmamoğlu’na karşı Türkiye’yi de kaybetmek istemiyor.
Mesele bu kadar basit!
Böyle bir ceza, dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde görülmemiştir ve görülmesine de imkân yoktur!
Bu bakımdan “Türkiye’de demokrasi var, hukuk var” sözleri Temel fıkrasına benziyor!
★★★
Genç meslektaşımız Barış Terkoğlu, karar verilmeden çok önce yayınladığı “İmamoğlu’nu ortadan kaldırmaya hazırlanıyorlar” başlıklı yazısında Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun 19 Haziran 2022 tarihli kararnamesiyle Samsun’a tayin ettiği, davanın ilk hâkimi Hüseyin Zengin’in yakın arkadaşlarına şöyle dert yandığını anlatmıştı:
“Ben de hükümete destek veriyorum. Hatta eşim, hükümetin desteklediği 2 No’lu Baro’da çalışıyor. Ancak ben hâkimim. Tarafsızlığımı korumak zorundayım. Buna rağmen, bazı savcılar aracılığıyla, İmamoğlu’na iki yıldan fazla ceza vererek onu siyasi yasaklı hale getirmem telkin edildi. Bu suçlara ilişkin daha önce verilmiş kararları inceledim. Vicdani olarak böyle bir cezanın adaletsiz olacağını gördüm. İmamoğlu hakkında asgari sınırdan ceza verip, hükmün açıklanmasını ertelemenin en doğrusu olacağına karar verdim. Bunu birkaç kişiye de söyledim. Durumdan haberdar olan ve adliyeyi yöneten bir isim, hükümetle görüşerek atamamı yaptırdı.”
Davanın ilk hâkimi Hüseyin Zengin’in Samsun’a tayin edilerek yerine mahkûmiyet kararı verecek hâkim getirilmesi, iktidarın İmamoğlu’nu çok güçlü bir rakip olarak gördüğünü ve seçimleri kaybetmekten korktuğunu gösteriyor.
★★★
Ancak... İktidar ne yaparsa yapsın artık bu yama dikiş tutmaz!
Memleketin hali meydanda...
Çarşı-pazar cehennem gibi kavruluyor!
Yoksul vatandaşlarımız ucuz ekmek kuyruklarında çile çekmekte...
Seçmeni ekmek bile alamaz hale getirenler, o seçmenden nasıl ve hangi yüzle oy isteyecekler?
Yüzlerini kızartıp isteseler bile, oy yerine nasihat alacaklarını hep beraber göreceğiz!
Şairin dediği gibi “Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz!”
Ergin Konuksever
Meslektaşımız Ergin Konuksever’i sonsuzluğa uğurladık. Önemli bir gazeteci dostumuzdu.
Onunla 1970’li yıllarda efsane Günaydın Gazetesi’nde birlikte çalışmıştık.
Haksız yere idam edilen öğrenci lideri Deniz Gezmiş’in, herkes tarafından bilinen yeşil parkalı fotoğrafını Ergin Konuksever çekmişti.
Ergin Konuksever cesur, atak, gözü kara bir savaş muhabiriydi. 1974 yılında onu Kıbrıs savaşına göndermiştik. En iyi savaş fotoğraflarını o çekmişti.
Savaşın en hararetli günlerinde Rum askerleri tarafından vurulan gazeteci Adem Yavuz şehit olmuş, Ergin Konuksever de sırtına sıkılan hain bir kurşunla ağır yaralanarak esir düşmüştü. Uzun süre ölümle mücadele etti.
Konuksever, daha sonraki yıllarda Afganistan ve İran-Irak savaşlarını da cesaretle takip etmişti. Allah gani gani rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.
GÜNÜN SÖZÜ
Hayat her şeye rağmen güzeldir. Zaman ise kanatlıdır, uçar gider!