Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Devlette üst düzey görevlerde bulunan 711 kişinin de seçimi olacak. Çünkü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, seçimi kaybetmesi halinde,  bakan yardımcısından valilere, valilerden daimi temsilcilere, büyükelçilere, genel müdürlere, Gelir İdaresi Başkanından Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanına, MİT Başkanına kadar hepsinin kararname gereği görevleri  sona eriyor.

Bakıyorsunuz valiler AKP il, ilçe yöneticilerinin, partiye yakınlığıyla bilinen dernekya da sendikaların isteğiyle festivali, konseri yasaklıyor. İktidar partisinin siyasi toplantılarına katılıyor, muhalefet aleyhine olan konuşmaları alkışlıyor. Gazetemizde dün,  Kahramanmaraş Valisi Ömer Faruk Coşkun’la ilgili “AKP’li milletvekili muhalefete ‘it-kopuk’ dedi, vali alkışladı”  haberi yer almıştı.

“DEVLETİN VALİSİ” DEĞİL

Valilerin siyasetle iç içe olduğunu gösteren onlarca örnek var. Devlette liyakat, kıdem ortadan kalkmış durumda. En üst göreve atanabilmek için 5 yıl kendi adına ya da özel sektörde çalışması o görevlere gelebilmek için yeterli sayılıyor.

Vali bu kadar siyasetin içine girdiyse, mevcut iktidarın seçimi kaybetmesi halinde valiliğinin de biteceğini biliyor. İl İdaresi Kanunu’nun 9. Maddesinde “Vali, ilde Devletin ve hükümetin temsilcisi” olarak tanımlanıyordu. Kanun Hükmünde  Kararname ile bu tanım, “Vali, ilde Cumhurbaşkanının temsilcisi ve idari yürütme vasıtasıdır” olarak değiştirildi. Kaymakamın tanımı da değişti. Kaymakam, hükümeti ve milli bayramlarda devleti temsil ederken bunlar kaldırıldı. Yeni düzenlemeyle görevi “Kararname ve mevzuatı uygulamak” oldu.

KALICI MI, GİDİCİ Mİ?

Görev süreleri Cumhurbaşkanının görev süresiyle sınırlı olan üst düzey kamu görevlileri, tabii ki mevcut iktidarın değişmesini istemez. Çünkü, değişiklik olursa kendilerinin görev süresi bitiyor. Bu yüzden, önümüzdeki seçim yalnız Cumhurbaşkanı değil, aynı zamanda 81 ilin valisi, 155 büyükelçi, 216 genel müdür, 63 bakan yardımcısının da aralarında bulunduğu  toplam 711 üst düzey bürokratlın da kalıcı ya da gidici olduğu anlamına da geliyor. O yüzden, bürokrasinin siyasete bulaşmasının önemli nedenlerinden birisi de yerini korumak.

Tabii gelecek iktidarın, mevcut bürokratlar içinde görev süresi seçim sonucuna göre bitenler olsa bile, bunlardan istediğiyle çalışmasında da bir engel yok. Ama, iktidar partisinin birer elemanı gibi çalıştığı bilinenlerle birlikte olunmayacağı da her fırsatta dile getiriliyor.

“KRAL OLMASINA KRALIM”

Bir kanun tasarısı hazırlanacağı zaman bakanlıklar ortak çalışır, her bakanlık kendisiyle ilgili konuları belirleyip tasarıda yer alması gereken hükümleri de bildirirdi. Bugün böyle bir uygulama hemen hemen yok. Bürokrasideki bu dağınıklığın acı sonuçları da yaşanıyor.

Prof. Dr. Murat Sezginer, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ve Türk İdaresi Bakamından Sonuçları”nı yazdı. Kitabının kapağında, 2. Ferdinand’ın “Kral olmasına kralım, bunda kuşku yok; Ama her aklıma eseni de yapamam ya” sözüne de yer vermiş.

“Bürokratlar niçin bu kadar siyasetin içinde oluyor?” diye merak edenler bilsin ki gelecek seçim, bir yerde onların da seçimi olacak…

Çalışanlardan gelen


- 18 yıldır TCDD’de hemzemin geçit bekçiliği yapıyorum. Ama bizi taşeronda kullanıyorlar. Çoluk-çocuğumuzun haklarını bizim üzerimizden şirketlere veriyorlar. Devletin işini yapıyoruz ama biz KİT’lerdeki taşeron işçilerine kadro vermediler. Ekim ayında çıkacak torba yasada bizleri de unutmasınlar. Emekliliğimiz geliyor ancak hâlâ kadromuz yok.