Ülkemizde hemen her çocuğun üniversite mücadelesi anaokulundayken başlıyor. Anaokulunda, ilkokulda, ortaokulda çocuk okul çıkışı ödevleri yapılsın diye etüde koşturur ev yüzü görmez, dışarıda koşuşturan ana babanın yüzünü görmez. Ortaokul dönemi LGS denilen liseye geçiş sınavına hazırlanmakla geçer. Sonra kaygılı bir üniversite giriş sınavı hazırlığı .

Bu yarışta parası olan, siyasi bağlantısı olan yarışı her zaman çok önde tamamlar. Çünkü üniversite sınavında yeterli puanı alamayanlar için paralı üniversiteler, uzaktan eğitim, yurtdışındaki okullara kayıt yaptırıp yatay geçiş yapma, yurtdışında okuyup YÖK’ten denklik alabilme gibi olanakları var.

PİYANGO ÖSYM’YE  

Ya diğer yandaki milyonlarca gencimize baktığımızda ne mi görürüz? Her yıl değişik sınav sistemi, parasızlık içinde sınava hazırlanma koşulları, endişeler, endişeler... Nihayet sınav sistemi yine değişti. Adaylar, yeni bir sistem değişikliğini öğrendi. Geçen yıldan açıkta kalan öğrencilerle birlikte bu yıl sınava 3 milyon öğrencinin başvurması bekleniyordu. Yeni sistemle sınav barajının kalkması ile herkese açık bir sistem oluştu. Başvurunun 5 milyonu bulabileceği belirtiliyor.

Sınav harcı her öğrenci için 345 TL.  Giriş belgesi için son 6 ayda çekilmiş fotoğraf istenilyor. Yani aday için masraflı bir sınav. Gelelim devletin bu sınavdan elde edeceği parya: 345 TL’den 5 milyon kişi başvursa toplam 1.725.000.000 TL devletin kasasına girecek. Türkiye’nin tek kar eden kuruluşu ÖSYM boşuna olmuyor...

BOŞ KONTENJANLAR

2021’te 1 milyon 10 bin 669 kontenjandan 195 bin 304’ü boş kaldı. Üst üste ek yerleştirme olanağı tanınmasına karşın boşluk doldurulamadı. Hatta tıp, hukuk, mimarlık gibi sıralama barajı olan bölümlerde de 2021’de toplam 13 bin 18, mühendislik alanlarında 9 bin 726, tıp fakültelerinde 288 kontenjan boş kaldı. Bu fakültelerin çoğu ya öğrenciler barajı aşamadıkları paralı oldukları ya da başarı düzeyleri gibi nedenlerle öğrenciler tarafından tercih edilmedi.

Vakıf üniversitelerini ise belli bir puanı alabilme yanında (tabii ki çoğu devlet üniversitesinin altında taban puanlara sahip)  yıllık 100 bin TL’den başlayan ücretlere sahip. Parası olmayan öğrenciler bu okulları tercih edemediği için üniversitelerin kontenjanları da boş kalıyor. Yeni düzenlemede vakıf üniversitelerini doldurmak esas alındı.

NE YAPTIĞI BELİRSİZ

Lise çağında olan 1 milyonu aşkın gencin ne yaptığı belirsiz. 5 gençten biri istihdamda da, eğitimde de yok.  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 15-19 yaş aralığındaki  5 milyon 954 bin gencin 1 milyon 90 bininin ne yaptığı belli değil. Ne istihdamda ne de eğitimde yer alan kadınların sayısı ise genç erkeklerden 92 bin daha fazla. 591 bin genç kadın eğitimde de istihdamda da yer almıyor. 100 genç kadından 20,6’sı ne okuyor ne de çalışıyor.

İşte son yapılan baraj kaldırma sistemi de paralı üniversitelere öğrenci bulma imkanı yaratmış olacak. Bu üniversitelerde kimler hocalık yapıyor, öğrencilere ders verecek yeterli sayıda öğretim elemanı var mı? Tüm bunlar eğitim sorunu olarak görülmediği için alanda herhangi bir planlama da yapılmıyor. Öncelik vakıf üniversitelerini zarar etmekten kurtarmak.

EVDEN ÜNİVERSİTE

Parası olan Türk genci için üniversite sınavı, sınavı aşmak, üniversiteye yerleşmek o kadar dert değil. Parayı bastırıp yurtdışında öğrenim olanağı da var. Üniversite sınavı milyonlarca gencin girdiği bir sınav. Her yıl genellikle sınava girenlerin dörtte biri lisans ya da ön lisans programlarına yerleşiyor. Parası olanlar hayal ettikleri bölüme girmek için yıllarını sınav için harcamaya gerek duymuyor.

Yurtdışı Eğitimde Makedonya, Ukrayna, Bulgaristan, Bosna Hersek, Kosova, Gürcistan üniversiteleri sayesinde siz de tıp, diş hekimliği, mühendislik ve daha birçok bölümü okuma şansına sahipsiniz. Üstelik bu olanağa sahip olurken Türkiye’deki gibi sınava girmek veya belirli şartları sağlamak gerekmiyor. Tek koşul lise diplomasına sahip olmanız, bazı belgeleri tamamlamanız  ve istenen parayı ödemeniz. Yurtdışı üniversitelerine karar veren bir öğrenci e-devlet üzerinden okumak istediği üniversitenin tanınıp tanınmadığını öğrenebiliyor.

BEN YAPTIM OLDU

Bazı özel okullar Avrupa’nın değişik ülkelerinde açtıkları üniversitelere kendi kurs öğrencilerine indirim yapıp kayıt olanağı sağlıyor. Hatta bazı üniversiteler çift diploma fırsatı veriyor. YÖK’ün geçmişte getirdiği çoğu sınırlama ve denklik sınavı gibi kriterler de yerle bir edilmiş durumda.

Eski YÖK Başkanı Prof.Dr. Kemal Gürüz’e yeni düzenlemeyi sordum.  Gürüz, “Ne yaptıklarının farkında değiller. Ya da farkındalar ama yaptıklarını normal bir durum olarak görüyorlar. Önüne geleni üniversiteye almayı getiren sistem baştan aşağıya yanlış. Ortaöğretim başarı puanını artırmazsan katsayı koymazsan sistemi oturtamazsınız” dedi.

Sahi, “Ben yaptım oldu” demek için 20 yıl niçin beklediniz? Bilim, siyasete feda ediliyor.