“Bizzat şimdi yanınıza hareket ediyorum. Benim oraya varışıma kadar sahile çıkmış olan düşman mutlaka denize dökülecektir.” (4 Mart 1915, 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal)


Üç gün önce 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 107. yıl dönümüydü. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Çanakkale şehitlerimizi saygıyla andık. Ancak yine her yıl olduğu gibi bu yıl da “Atatürk’süz Çanakkale” tarihi anlatmak isteyenleri gördük. Atatürk’ün Çanakkale Kara Muharebeleri’ndeki kahramanlığı herkesin malumu... Peki, ama Atatürk Çanakkale Muharebeleri’ne ne zaman ve nasıl katıldı? 18 Mart öncesinde neler yaptı? 18 Mart Deniz Muharebesi sırasında görevi neydi? Atatürk’ün yaptığı kıyı savunma planına ne oldu?

18 MART ÖNCESİ ÇANAKKALE MUHAREBELERİ

28 Ocak 1915’te İngiltere Savaş Kabinesi, İngiliz Denizcilik Bakanı Winston Churchill’in isteği ile Çanakkale Boğazı’nın sadece donanma ile zorlanıp geçilmesine karar verdi. Çanakkale önlerindeki İngiliz- Fransız Birleşik Filosu’nun başına İngiliz Amiral Carden getirildi.

19 Şubat 1915’te İngiliz ve Fransız Birleşik Filosu, Çanakkale Boğazı’ndaki bazı tabyaları bombaladı. Saldırıda Türkler 4 şehit, 11 yaralı verdi. Saldırı başarısızlıkla sonuçlandı. Nitekim 19 Şubat saldırısıyla ilgili İngiliz yazar Aspinal Oglander, “ilk günkü bombardıman sonuçsuz kaldı” derken, Robert Rhodes “boğazın girişine taarruz, askerî fiyaskoyla sonuçlandı” demiştir.

İngiliz ve Fransız Birleşik Filosu, 25 Şubat 1915’te Çanakkale girişindeki tabyaları bir kere daha bombaladı. Bu saldırıda Çanakkale girişindeki Türk tabyalarının susturulması boğaz girişinin savunmasız hale gelmesine yol açtı.

Türk tarafı, 26 Şubat 1915’e kadar boğazda 10 yatay mayın hattı oluşturdu. 7 Mart’ta da Yüzbaşı Hakkı Komutası’ndaki Nusret Mayın Gemisi, saat 07.30’da 26 adet mayını, 100 metre aralıkla Erenköy Koyu’na dikey biçimde döktü. Böylece boğazda 11. mayın hattı oluştu.

İngiliz- Fransız Birleşik Filosu, 25 Şubat- 18 Mart 1915 arasında Çanakkale Boğazı girişi ile Kepez Burnu arasında tam 35 operasyon düzenledi. Ancak bu operasyonlardan istenilen sonuç elde edilemedi. Sağlık sorunları nedeniyle görevden ayrılan Amiral Carden’in yerine 16 Mart 1915’te Amiral de Robeck atandı. 18 Mart 1915 Çanakkale Boğaz Muharebesi’nde İngiliz- Fransız Birleşik Filosu’nun başında İngiliz Amiral de Robeck vardı.

Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal

Atatürk’ün Çanakkale Cephesi’ne Gelişi


Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı’na girdiğinde Atatürk, Bulgaristan Sofya’da askeri ateşeydi. Savaş çıkar çıkmaz Başkomutanlık Vekâletine başvurup cephede aktif bir görev almak istedi. Fakat Başkomutan Vekili Enver Paşa, “Sizin için orduda her zaman görev vardır. Ancak Sofya Ateşemiliterliği’ni daha önemli gördüğümüzden sizi orada bırakıyoruz!” cevabını verdi. Bunun üzerine Atatürk, Aralık 1914’te Başkomutan Vekili Enver Paşa’ya bir mektup yazarak “Vatanın müdafaasına ait faal vazifelerden daha mühim ve yüce bir vazife olamaz. Arkadaşlarım muharebe cephelerinde, ateş hatlarında bulunurken ben Sofya’da ateşemiliterlik yapamam” dedi. (Utkan Kocatürk, Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, s. 33-34)

Atatürk,isteseydi pekâlâ Sofya’da askeri ataşelik yapmaya devam edebilirdi. Ama o, konforlu hayatı elinin tersiyle bir kenara iterek cephelerde, ateş hatlarında vatan savunmasına koştu. Israrları sonunda orduda bir görev almayı başardı.

Atatürk, 25 Ocak 1915’te Sofya’dan İstanbul’a döndü. Yeni görevi hakkında Harbiye Nazırı ve Başkomutan Vekili Enver Paşa’yla görüştü. Esat Paşa komutasındaki 3. Kolordu’ya bağlı Tekirdağ’da oluşturulacak 19. Tümen Komutanlığı’na atandığını öğrendi. Ancak henüz ortada böyle bir tümen yoktu. Tümenini kendisi kuracaktı.

Atatürk, 2 Şubat 1915’te Tekirdağ’a giderek 19. Tümeni kurmaya başladı. 25 Şubat 1915’te 19. Tümen ve Maydos Bölge Komutanlığı görevine getirildi. 19. Tümen Komutanlığı Maydos’a (Ecebat) nakledildi. 19. Tümen’e ek olarak 9. Tümen’in 2 piyade alayı ve bazı topçu birlikleri de Atatürk’ün emrine verildi. Atatürk’ün buradaki görevi Gelibolu Yarımadası’nın ortalarından batı kıyısına, Ece Limanı’ndan Morto Limanı’na kadar kıyı şeridini savunmaktı. Kara savaşları bu bölgede gerçekleşecekti.

18 Mart Öncesinde Çanakkale’deki Atatürk


26 Şubat 1915’te İngiliz- Fransız Birleşik Filosu sabah saatlerinde Çanakkale Boğazı giriş tabyalarını topa tuttu. Seddülbahir ve Kumkale’ye çıkan düşman müfrezeleri, bazı tabyaları tahrip etmişlerse de Türk kuvvetlerinin ateşi ve direnişi karşısında ilerleyemediler, akşam gemilere geri döndüler.

İngiliz- Fransız Birleşik Filosu’nun 26 Şubat 1915 harekâtı sırasında 19. Tümen Komutanı Atatürk, Sağ ve Yan Müfreze Komutanlıkları’na verdiği emirlerde Hisarlık, Seddülbahir ve Zığındere ağzının önemini belirtti, Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı’na bazı önerilerde bulundu. Müstahkem Mevki Komutanlığı bu önerileri dikkate aldı.

4 Mart 1915’te İngiliz- Fransız Birleşik Filosu, Seddülbahir ve Kumkale’ye yeniden çıkarma yaptı. Seddülbahir’e ve Kumkale’ye çıkan İngiliz kuvvetleri, Türklerin piyade ateşi ve süngü hücumlarıyla geri püskürtülüp kıyıya atıldılar. Bölgeyi savunmakla görevli 19. Tümen Komutanı Yarbay Atatürk, İngilizlerin Seddülbahir’e asker çıkarma girişimi üzerine bölgedeki 26. Alay Komutanı Binbaşı Kadri Bey’e şu emri verdi: “Bizzat şimdi yanınıza hareket ediyorum. Benim oraya varışıma kadar sahile çıkmış olan düşman mutlaka denize dökülecektir.” Atatürk bu emri verdikten hemen sonra 2 piyade alayını 1 dağ bataryasıyla Sarafim Çiftliği ile Kayaltepe arasına, 1 alayı da Alçıtepe ile Andarya Çiftliği arasına gönderdi. Müstahkem Mevki Komutanlığı’ndan “Erenköy tarafından daha iyi görülen Seddülbahir İskelesiyle ilgili kendisine süratle bilgi vermek üzere ilgililere emir verilmesini” istedi. Sonra da Maydos’tan (Eceabat) Kirte’ye, oradan da Seddülbahir’e geçti. Karaya ayak basan düşmanın, Türk kuvvetlerinin süngü hücumuyla yok edildiğini gördü. (ATASE Arşivi, No: 6/1666, Kls. 4669, Dos. H-12, F.1-75; Kocatürk, s. 35-36)

Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal (Atatürk)


Atatürk, Müstahkem Mevki Komutanlığı’na gönderdiği bir raporda, 4 Mart’taki çatışmayı ayrıntılı olarak anlattı. Atatürk’ün raporuna göre 3 saat süren muharebede süngü hücumu sonrasında düşman, çoğu yaralı halde sandallarına binerek kaçmıştı. O çatışmada Türk tarafı 6 şehit, 13 yaralı vermişti. Atatürk, Seddülbahir’e çıkan İngilizlere karşı kahramanca savaşan Mehmet Çavuş’un nişanla ödüllendirilmesini istedi. (Atatürk’ün Bütün Eserleri (ATABE), C. 1, s. 210; Kocatürk, s. 36.) Mehmet Çavuş madalya ile ödüllendirildi.

Mehmet Çavuş’un o günkü kahramanlığından sonra Türk erlerinin “Mehmetçik” diye adlandırıldığı iddia edilir.

18 Mart Deniz Muharebesi ve Atatürk


18 Mart 1915 günü Atatürk, Gelibolu Yarımadası’nda 19. Tümen ve Maydos Bölge Komutanlığı görevinde bulunuyordu. Atatürk, görev alanına giren kıyılara yapılacak bir kara çıkarmasına karşı koymakla görevliydi. Bilindiği gibi 18 Mart’ta bir kara çıkarması olmadı. Dolayısıyla Atatürk’ün müdahalesine de gerek kalmadı.

Boğazdan geçmeye çalışacak İngiliz- Fransız Birleşik Filosu’na karşı koymak ise Cevat (Çobanlı) Paşa komutasında doğrudan Başkomutanlığa bağlı Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı’nın göreviydi.

18 Mart 1915 sabahı 19. Tümen Komutanı Atatürk, Maydos’a (Eceabat) gelen Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa’ya, Seddülbahir kıyılarında aldığı savunma önlemlerini göstermek istedi. Bunun için Cevat Paşa’yla birlikte Kirte’ye gittiler. Atatürk ve Cevat Çobanlı Kirte’de iken düşman donanmasının boğaz girişine ateş ettiğini gördüler. Hemen Maydos’a geri döndüler. (Kocatürk, s.36)

Cevat Çobanlı Paşa, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 22. yılında, 1937’de, 18 Mart 1915 sabahını şöyle anlatacaktı: “18 Mart sabahı düşman donanmasının taarruz edeceği hakkında bir malumatımız yoktu. O sabah Büyük Önder Atatürk’le beraber Seddülbahir mıntıkasında bulunan bir piyade alayımızı teftişe gidiyorduk. Hemen geri döndük. Alçıtepe’ye yaklaşmakta iken ilk mermi tepemizden geçti. Maydos’ta Atatürk’ten ayrıldım. Bir motora atlayarak Çanakkale’ye geçtim. Doğru tarassud mahalline geçtim.” (Cumhuriyet, 18 Mart 1937, s.3)

18 Mart Deniz Muharebesi’nin kahraman komutanı Cevat (Çobanlı)


18 Mart sabahı saat 10.00- 11.00 gibi İngiliz- Fransız Birleşik Filosu’nun Çanakkale Boğazı’ndan girmesiyle başlayan deniz savaşı, akşam saat 18.00- 19.00 gibi sona erdi. Yaklaşık 7 saat içinde kıyılardaki Türk topçularının isabetli atışlarıyla ve boğazda özellikle Nusret Mayın Gemisi’nin döşediği mayınlarla düşman donanması ağır hasar görüp geri çekildi.

Atatürk, 19 Mart 1915 tarihli raporunda, 18 Mart Deniz Savaşı’nda düşmana ağır kayıplar verdirildiğini anlatıp bundan sonra yapılması gerekenleri sıraladı.

18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Muharebesi’nde Türk- Alman ittifakının toplam kaybı sadece 97 kişiydi. Kayıpların çoğu yaralılardan oluşuyordu. Ayrıca Türkler 6 top, 1 tabya kaybetmişti. Buna karşın İngiliz- Fransız Birleşik Filosu’nun 3 savaş gemisi battı, 4’ü ağır yara aldı. Düşman toplam 44 top ve 800 insan kaybetti. (Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi, V. Cilt, Çanakkale Cephesi Harekâtı, s.46,49). Düşmanın insan kaybının 1800 kişiyi geçtiğini iddia eden kaynaklar var.

18 Mart 1915 Deniz Zaferi hakkında İngiltere Denizcilik Bakanı Sir Winston Churchill şöyle diyor: “Türkler, Çanakkale’yi zorlayan, çağının en ileri tekniğe sahip güçler karşısında adeta bir kale gibi dikilmişlerdir.”

Müstahkem Mevki Komutanı Cevat (Çobanlı) Paşa, deniz zaferinin baş mimarıdır.

Atatürk’ün Kıyı Savunma Planının Değiştirilmesi


Atatürk, 25 Şubat 1915’te Maydos Bölge Komutanlığı görevine gelir gelmez, kıyı şeridini savunmak için emrine verilmiş 9. Tümenin 2 alayını yetersiz buldu. Kendi 19. Tümeninden 2 alayı daha kıyı hattında görevlendirdi. Böylece toplam 4 alayla, düşmanın çıkarma yapabileceği kıyılarda çok güçlü bir savunma düzeni oluşturdu. (İsmet Görgülü, Çanakkale İlk Günde Biterdi, s.16-17)

Atatürk’ün, kıyı savunma planı, düşmanı daha çıkarma yaparken kıyıda karşılayıp karaya çıkmadan veya karaya çıkarken imha etme esasına dayanıyordu.

24 Mart 1915’te Alman Mareşal Liman von Sanders Paşa Çanakkale’de yeni kurulan 5. Ordu Komutanlığı’na getirildi. Aynı gün, Atatürk’ün 19. Tümeni ordu yedeğine alındı. Atatürk, Maydos Bölge Komutanlığı’ndan ayrıldı. Bu göreve 9.Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey getirildi.

Liman von Sanders, 25 Mart 1915’te Çanakkale’ye geldi. 31 Mart’ta Kabatepe ve Alçıtepe’den muharebe alanını inceledi. Sanders, aynı gün Atatürk’ün düşmanı kıyılarda imha etme planını değiştirdi. Kıyıları savunmakla görevli birlikleri içeri aldı. Nereye çıkarma olursa oraya birlik sevk etme mantığıyla kıyıları savunmasız bıraktı. Enver Paşa, Cevat Paşa, Halil Sami ve Atatürk bu plana karşı çıksalar da Liman von Sanders kararında diretti. O sırada Çanakkale’de Türk ordusunun 6 tümeni ve 1 süvari tugayı varken Liman von Sanders, düşman çıkarmasının beklendiği Seddülbahir ve Kabatepe’nin savunmasını sadece 1 tümene bıraktı. Oysa Atatürk, bu bölgelerde “hiç olmazsa 1 tümenin daha görevlendirilmesi zorunluluktur” diyordu. Müstahkem Mevki Komutanı Cevat (Çobanlı) Paşa da 20 Mart 1915’te Başkomutanlığa, yarımadanın güneyini 2 tümenle (19. ve 9.tümenler) savunmak istediğini bildirmişti. Ancak Alman etkisindeki Başkomutanlık, kendisine, “Hayır! 1 tümenle savun ve 19. Tümeni ordu yedeğine al!” demişti. (Görgülü, s. 52-53)

Sonra ne mi oldu? Düşman, 25 Nisan 1915’te az sayıda birlik bırakılan kıyılardan Gelibolu Yarımadası’na çıkarma yaptı.

Atatürk, 3 Mayıs 1915’te, cepheden Başkomutan Vekili Enver Paşa’ya gönderdiği bir mektupta aynen şöyle diyordu:

Maydos (Eceabat) bölgesi kuvvetlerini komuta ettiğim zaman aldığım tertibat (düzen) ile düşmanın karaya çıkmasına izin verilmeyebilirdi. Von Sanders Paşa (...) sahilde çıkarma noktalarını tamamen açık bırakacak tertibat almış ve bugün düşmanın karaya asker çıkarmasını kolaylaştırmıştır. Vatanımızın savunmasında kalp ve vicdanları bizim kadar çarpmayacağına şüphe olmayan başta von Sanders olmak üzere bütün Almanların fikirlerinin üstünlüğüne güvenmemenizi kesin şekilde istirham ederim.” Atatürk mektubunu, Enver Paşa’nın Çanakkale’ye gelip komutayı bizzat ele almasını isteyerek bitiriyordu. (ATABE, C.1, s.218)

Anafartalar Grup Komutanı Atatürk Çanakkale’de 8 Ağustos-10 Aralık 1915 arasında 4 ay kadar, 10 tümen civarında 100 bini aşkın bir kuvveti idare etti.


★★★

Çanakkale Muharebeleri 18 Mart’ta bitmedi. On binlerce cana mâl olan asıl büyük mücadele zinciri 25 Nisan 1915’te düşman kuvvetlerinin Gelibolu Yarımadası’nda karaya çıkmasıyla başladı. 25 Nisan sabahı Arıburnu’na çıkan ve kıyıda 27. Alaya mensup sınırlı sayıdaki Türk kuvvetini etkisiz hale getiren düşmanın karşısına 57. Alay’la 19. Tümen Komutanı Yarbay Atatürk dikildi. Gün boyu devam eden kanlı çatışmalarla düşmanı durdurdu. 1 Haziran’da albaylığa terfi eden Atatürk, 8 Ağustos 1915 akşamı Anafartalar Grup Komutanlığı’na getirildi. Bu görevde 4 ay boyunca 10 tümen civarında, 100 bini aşkın kuvveti idare etti.

Atatürk, 25 Nisan Arıburnu, 9 Ağustos 1. Anafartalar, 21 Ağustos 2. Anafartalar zaferleri ve 10 Ağustos Conkbayırı Taarruzu ile Çanakkale’yi geçilmez yapan Mehmetçiğin başında “Anafartalar Kahramanı” olarak abideleşti.

Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Çanakkale’nin tüm kahramanlarını saygıyla, rahmetle anıyorum.