Bir üniversitede ‘davranış bilimleri bölüm başkanlığı’ yapan, bir başka üniversitede ‘örgütsel davranış’ dersleri veren, uzuuun yıllardır AKP Grup başkan vekilliği yapan Mahir Ünal, Kahramanmaraş Uluslararası Kitap ve Kültür Fuarı’na katılıp kültürle, dille ilgili bir konuşma yapacaktı. ‘Dile hakim’ biri olarak düşündü taşındı ‘anlamlı’ bir konuşma hazırladı. Kürsüde bilgilerini paylaşırken şöyle dedi:

“Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiye’de yaşanmıştır. Mesela Fransız devrimi her şeyi yıkmıştır ama lügate dokunmamıştır. Yine en sert devrimlerden bir tanesi Mao’nun Çin kültür devrimidir. Lügate dokunmamıştır. Ama maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet; bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir!”

Millet, Cumhuriyet’e sinirlenen Ünal’a çok kızdı. Onlar pek önemli değildi ama, Cumhur ittifakının ortağı Bahçeli fena bozuldu, nasıl böyle laf edersin falan dedi.

AKP lügatini(!) hasılı partisindeki düşünme setlerini(!) gayet iyi tanıyan Ünal’dan açıklama geldi: “Grup başkan vekilliği görevimden affımı talep ettim. Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a bugüne kadar şahsıma duyduğu güven ve verdiği sorumluluklar için müteşekkirim!”

Ünal affını isteyince koltuk boş kalacak değil ya...

“5 Aralık, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesi ile alakalı bir gündür. Çok önemli. Fakat, bu hakkın oy verme anlamında kullanılması 2013 yılına kadar olmuştur! Ama 2013 yılında ilk defa 5 tane kadın milletvekilimiz başörtülü olarak Meclis’e girdiler. 80 yıl gasp ettiğiniz kadınların haklarıyla alakalı neredesiniz? Kadınların bu haklarını kullanmasından bahsediyorsak, bunu hayata geçiren AK Parti’dir, öncüsü sayın Cumhurbaşkanımızdır” diyen...

“Ben Türkiye’de çıplak arama olduğuna asla inanmıyorum, yok böyle bir şey. Çıplak arandığını söyleyen onurlu kadın, ahlaklı kadın bu durumu şikayet etmek için bir sene beklemez” diyen...

Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör seçilir gibi değil AKP’ye grup başkan vekili gibi atandığı için tepki gösterilen Melih Bulu hakkında, “Melih Bey’i yakinen tanıyorum. Bizim arkadaşımız, dostumuz. AK Parti’de görev yaptık” diyen...

Selahattin Demirtaş’a akıl verip, “Demirtaş’ın kullandığı dil, Öcalan’ın dilinden çok farklı! Kendisine onu rehber alması lazım” diyen Özlem Zengin, 1 Kasım’da Mahir Ünal’ın koltuğuna getirildi! Hatta, yeni görevinden ötürü Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanlığı görevini Belgin Uygur’a devredip, kameralara poz verdi.

Fakat, hem memleketimizde hem de AKP dahil tüm siyasi partilerimizde ileri demokrasi olduğu için, kararlar ‘birlikte’ alınırdı(!)

2 Kasım oldu, AKP Genel Başkanı Erdoğan, grup toplantısında şöyle dedi: “Grup başkan vekilimiz Mahir Ünal’ın affı ile boşalan yere Özlem Zengin arkadaşımızı teklif ediyoruz!”

***

Aflar baş döndürüyor doğrusu...

“Bir gece yattık sabaha kalktık, o dil yok! Türkçe’nin mevcut kelime hazinesiyle felsefe yapamazsınız” diyecek kadar ‘dile ve felsefeye’ hakim olduğu için ‘Cumhuriyet dilimizi yok etti’ diyen Ünal’ı affeden dünya liderimiz.

HDP genel başkanı Demirtaş’a kızıp, “Öcalan’ı kendine rehber al” diye akıl veren Özlem Zengin’i 2018’den 2021’e kadar sürdürdüğü AKP grup başkan vekilliği koltuğundan alıp, AKP sivil toplum ve halkla ilişkiler başkanlığı koltuğuna oturtan dünya liderimiz.

Bir gün önce yeniden grup başkan vekili koltuğuna oturttuğu Özlem Zengin’i, ‘Ünal’ın affı ile boşalan yere Özlem Zengin arkadaşımızı teklif ediyoruz. Sizlerin takdiriyle bu görevi üstlenecek’ diyen yine dünya liderimiz..

Nedenini bilemiyorum ama afla yatıp affederek kalkan pamuk yürekli liderlerimizden, anlatması zor, anlaması imkansız demokratik(!) gelişmelerden ötürü ülkem adına göğsüm kabardı benim...