2018 yılında hayatımıza giren başkanlık sistemi, siyasi hayatımıza tuhaf bir “ittifak” denklemi soktu.

“50 artı 1” zorunluluğu büyük partileri ve baskın siyasetçileri, dipte köşede kalmış siyasi parti ve isimlere mahkûm etti.

Birbirine benzemeyen hatta doğaları gereği karşı kamplarda olması gereken partileri aynı ittifak içinde yer almaya zorladı.

Yakın gelecekte bu tablo değişmezse, Türkiye sonsuza kadar bu tuhaf siyasi denklemle yaşamak zorunda kalabilir.

Yelpazenin sağındaki büyük partiyi dengeleyecek başka bir sağ parti çıkmazsa da Türkiye sonsuza kadar aynı iktidara mahkum olabilir.

★★★

CHP’nin takıldığı, Özgür Özel’in tarifiyle “yüzde 25’lik cam tavan” o yakın gelecekte kırılmayacak gibi görülüyor.

Zira CHP’nin şu ana kadar yapılan mahalle ve ilçe kurultaylarının sonuçları, CHP yönetiminde yerel seçimler öncesinde ciddi bir değişiklik olmayacağını gösteriyor.

Koltukları korumak için Genel Merkez’i ve Genel Başkan’ı korumaya alan delege ağaları son derece başarılı oldular ve koltukları koruma karşılığı delege güçlerini statükoyu korumak için kullanacaklar.

Hal böyle olunca da CHP’nin ilk seçimlerde oy patlaması yaşaması değil, daha da küçülmesi işten dahi olmayacak.

Daha açık yazmak gerekirse, CHP’nin sahip olduğu büyükşehirleri koruyabilmesi, ancak yapacağı ittifaklara bağlı olacak.

Daha önce de yazdığım senaryoyu bir defa daha anımsatayım.

Şimdi İstanbul için şöyle bir tablo düşünün:

CHP’nin, İYİ Parti’nin, Yeşil Sol Parti’nin (ya da HDP), Saadet Partisi’nin (Gelecek Partisi’yle ortak) ayrı ayrı adayları var.

AK Parti ve MHP de ittifak yapmış.

Böyle bir tabloda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kim kazanır?

Şimdi aynısını Mersin, Adana, Antalya, Ankara gibi kentler için düşünün.

Bu koşullar altında CHP İzmir’i dahi kaybedebilir.

AK Parti Mahmut Özgener’i aday yapmak istiyor. İYİ Parti, Yeşil Sol, CHP ayrı ayrı adaylar çıkarırsa ve Cumhur ittifakı Özgener’i tek başına seçime sürerse sizce ne olur?

Büyük ihtimalle Özgener kazanır.

★★★

2019’daki gibi bir seçim ittifakı biraz önce sözünü ettiğim senaryoyu geçersiz kılabilir. Hatta muhalefet 11 büyükşehiri koruduğu gibi Balıkesir, Denizli ve Manisa gibi illeri de alabilir. Ancak görünen köy kılavuz istemiyor:

Muhalefetteki sağ-muhafazakâr-milliyetçi partiler kendi dertlerine düşmüş ve CHP’yi yerel seçimde yalnız bırakacaklar.

Peki CHP yalnız kalırsa elindeki belediyeleri koruyabilir mi?

Bunun sadece bir yolu var:

O da sağda AK Parti’ye rakip olacak ikinci bir güç odağı oluşması.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin İYİ Parti’ye yönelik “Çağırdık dönmediniz yuvaya, yerel iktidarda komşu olalım ülke hayrına” çağrısını ben bu açıdan değerlendiriyorum.

MHP yerel seçimlerde AK Parti yerine İYİ Parti’yle ittifak yaparsa Türkiye siyasetine damgasını vuracak bir değişim ortaya çıkabilir.

AK Parti ve MHP-İYİ Parti yarıştığında bazı illeri MHP - İYİ Parti ittifakı alabilir. AK Parti’yle MHP- İYİ Parti’nin kıran kırana yarıştığı bazı illerde de aradan CHP sıyrılabilir. HDP’nin CHP’ye vereceği oy desteği, yüzde 35-40 civarında bir oy oranıyla CHP’nin de denklemde kalmasını sağlayabilir.

★★★

Yüzde 65’lik sağ blokta iki büyük parti (ya da ittifak) ortaya çıkarsa Türkiye siyaseti yeniden normalleşebilir.

İYİ Parti Başkanlık Divanı’ndan Tolga Akalın’ın “Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, O’nu kuran Atatürk’ün izindeki Türk milliyetçisi kadroların ve Cumhuriyetimizin kurucu fikri olan Türk milliyetçiliğinin, devletimizi yeniden yönetmesi için komşuluk yetmez, yeni bir yol arkadaşlığına ihtiyacımız var!” çağrısı bu normalleşmenin anahtarı olabilir.

MHP ve İYİ Parti’nın yerel seçim ittifakı yüzde 25 tavanını kırabilecek bir siyasi güce dönüşebilir.

Kulağa hoş gelse de böyle bir ihtimalin çok zor gerçekleşeceğini de yazmam gerekiyor.

Zira konuştuğum önemli bir İYİ Parti’li şu yorumu yaptı: “Bunun gerçekleşmesi için MHP’nin AK Parti’den kopması gerekiyor. Ancak MHP bunu yapmaz, yapamaz. İktidarın nimetlerinden vazgeçmez. Biz de iktidar safına geçmeyiz, geçemeyiz. Sayın Bahçeli bunu bildiği halde Sayın Akşener’in 26 Ağustos açıklamasını önemsizleştirmek için böyle bir çıkış yaptı.”

★★★

Türk milliyetçilerinin önüne Türkiye’deki siyasetin paradigmasını değiştirecek bir fırsat geçti. Keşke AK Parti’den ya da CHP’den uzaklaşarak ortada bir yerde bu birlikteliği gerçekleştirebilseler.

Keşke Türkiye siyasetini yeniden normalleştirebilseler.