Bence bu seçim sonuçlarını hiç kimse küçümsemesin.

Halkın yüzde 47,8’i değişim istedi.

Erdoğan az bir farkla kazandı. Adil olmayan bir seçimde 2 puan farkla kazanmak zafer değildir.

Eğer iktidar kanadı buna “Zafer” diyorsa, bu olsa olsa “Pirus Zaferi” olur.

Bu deyim, yıkıcı büyüklükteki kayıplar pahasına kazanılan bir zaferi ifade eder. Zafer sonrası, kazanan için de hayırlı olmaz!

★★★

Grek Kralı Pirus, milattan önce 279 yılında Roma’ya saldırır ve ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda eder.

Sonunda Pirus savaşı kazanır ama ordusunun tamamını kaybeder.

Devasa ordudan geriye sadece birkaç bölük yaralı ve perişan asker kalır.

Pirus acıklı hale bakıp “Tanrı bana bir daha böyle bir zafer vermesin” der.

O tarihten bu yana 2300 yıl geçti. Pirus zaferi, kazananın da yok olduğu galibiyetler için kullanılan bir deyim haline geldi.

★★★

Neden “Pirus Zaferi” örneğini verdik?

Erdoğan’ın kazandığı zafere bakalım şimdi:

- Ülkenin tüm kaynakları bu seçimi kazanmak için harcandı.

- Merkez Bankası’nın rezervleri tükendi, dövizler bitti, milyarlarca dolar eksiye geçti...

- Devletin kasası boşaltıldı. Giderleri karşılamak için karşılıksız milyarlarca lira basıldı, enflasyon körüklendi.

- Ekonomik çöküş, içinden çıkılamayacak bir hale geldi.

- Ülke parasız-pulsuz, büyük sorunlarla baş başa kaldı.

- Böylece iktidar, kendi yarattığı enkazı devralmış oldu.

- Bu yıkımın altından kalkmak zordan da öte bir şey!

★★★

Seçimde sadece devletin mali imkânları seferber edilmedi... Montaj videolar, yalan-dolan, çirkin, kara propaganda yapıldı.

Yaratılan tehdit ve korku iklimi...

Camilerde din kullanılarak yapılan siyaset...

Tarafsız olması gereken İçişleri, Adalet ve Ulaştırma Bakanları’nın devletin gücünü partileri için kullanmaları...

Devlet televizyonu TRT’nın AKP’nin özel kanalı gibi yayın yapıp, Erdoğan’a 48 saat yer verirken, Kılıçdaroğlu’nu sadece yarım saat konuşturması...

Bu yetmezmiş gibi, devletten beslenen 14 kanalın aynı anda yaptıkları canlı yayında Erdoğan’a destek olmaları...

... Ve diğer tüm adaletsizliklere rağmen seçmenin yüzde 47.8’i (25 milyondan fazla kişi) Kılıçdaroğlu’na oy vererek, halkın değişim istediğini gösterdi. Eşitsiz bir seçimde 25 milyon oy asla küçümsenmemeli!

★★★

Yılmamak gerekiyor. Vazgeçmenin, yıkılmanın, umutları terk etmenin zamanı değil.

Burası sizin, bizim, hepimizin ülkesi...

“Yıkılmadık, ayaktayız” dememiz gerekiyor.

Çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği için demokrasi ve fazilet mücadelesine devam etmeliyiz ve edeceğiz de...

TEBESSÜM

Her mahlukla tartışma!


Son günlerde kişiler arasında çıkan siyasi tartışmalarda bıçaklanarak ölenler, yaralananlar oldu. Bu tür anlamsız tartışmalar bana hep şu fıkrayı hatırlatır:

Çayırda otlayan eşeğin yanına gelen bir kurt “Nasılsın eşek kardeş?” diye hal hatır sorar. Eşek canı sıkılmış bir halde:

“Valla kurt kardeş, şu sarı otları yemekten bıktım” diye yakınınca kurt:

“Amma yaptın ha! Çayırın otları sarı değil, yeşil” der.

Eşek “Sarı” diye ısrar eder, kurt “Yeşil” der. Sonunda ihtilafı çözmesi için Ormanlar Kralı Aslan’ın huzuruna çıkarlar.

Aslan iki tarafı da dinledikten sonra eşeğe “Sen gidebilirsin” der ve kurda döner:

“Sana iki gün açlık cezası veriyorum.”

Kurt şaşırır:

“Aman aslan efendimiz, yoksa siz de mi otları onun gibi sarı görüyorsunuz?”

“Hayır” der aslan “Otlar senin dediğin gibi yeşildir.”

“O halde bana verdiğiniz bu ceza niçin?”

“Eşekle tartıştığın için!”

GÜNÜN SÖZÜ

Adalet mi dediniz? Kimine elek, kimine felek, kimine de kelek!