AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan (kusura bakmasın) haksızlık yapıyor!

Onun “Şimdilik not ediyoruz” diyerek insanlara gözdağı vermesi ve iktidarı eleştirenlere ağır sözlerle hakaretler yağdırması büyük haksızlıktır.

Depremde canla-başla çalışan, hayatlar kurtaran sivil toplum örgütleri ve muhalefet belediyeleri için Cumhurbaşkanı’ndan en ufak bir övgü ve teşekkür duymadık ama hakaret çok duyduk!

İktidar makamı, aykırı görüşlere, karşıt fikir ve düşüncelere tahammüllü olmalıdır. Demokrasinin, uygar yaşamın kuralı budur.

Evet, bütün yönetim sistemi Cumhurbaşkanı’na bağlıdır, ülkenin en güçlü adamıdır, her şeye tek başına karar verir...

Bunlar tamam ama kendinde “herkese hakaret etme hakkı” görmesi yanlıştır.

Böyle antidemokratik bir hak kimsede olamaz! Olursa, o ülkede demokrasi olmaz!

★★★

21 yıldır ülkeyi, önce Başbakan, sonra Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan yönetiyor.

İktidarının 21’inci yılında ülkeyi deprem vurdu, 11 ilimizi yıktı.

Kayıplarımız ve acılarımız çok büyük!

Deprem bilimcilere göre sıra “beklenen İstanbul depremine” geldi.

Bilim Akademisi üyesi, Jeolog Prof. Dr. Naci Görür “İstanbul’da durum hiç iyi değil. Endişeliyim!” diyor.

★★★

Şimdi, İstanbul depremi beklenirken vatandaşın şunları sormak hakkıdır:

- 21 yıldır ülkeyi yöneten Tayyip Erdoğan iktidarı, deprem için bugüne kadar ne yaptı?

- İstanbul’da ve diğer bölgelerde hangi önlemleri aldı?

- Depreme karşı ne gibi hazırlıklar yapıldı?

- Depreme dayanıksız kaç bina yıkıldı?

- Kaç bina güçlendirildi, kaç bina yeniden yapıldı?

Bunların açıklanması lâzım! İnanın ki, neler yapıldığını bilmiyoruz.

“Derya içre olup, deryayı bilmeyen balıklar” gibiyiz. O balıklar ki denizin içindedirler ama denizi bilmezler.

Biz de, iktidar depreme karşı neler yaptı, hangi şartlarla kimlere ne görevler verdi, bilmiyoruz. Çünkü ülkede şeffaflık yok!

Bilime dayalı önlemler alındığını görmedik, duymadık, tanık olmadık. Fakat, bir deprem halinde bunun bedelini yine biz ödeyeceğiz!

“Duyun artık! Vallahi yeter! Bittik yaa, bittik!”


Deprem bölgesindeki acılar, yalvarışlar, yakarışlar bitmiyor.

İktidar her şeyi yaptığını iddia ediyor ama gerçek pek öyle değil!

Çadırlar yetersiz, konteynırlar yetersiz, sağlık hizmetleri yetersiz...

Bölgede zalim bir çaresizlik var!

Binlerce binanın çökmesini, 50 bine yakın insanımızın ölmesini, millete kimse “Kader” diye yutturamaz!

Şimdi hızla yaraların sarılması lâzım ama olmuyor, işler ağır yürüyor.

Depremin üstünden 21 gün geçmesine rağmen hâlâ en zorunlu ihtiyaçlardan olan çadır eksikliği sürüyor.

Depremden kurtulanlar, soğuktan kırılıyor!

★★★

Birinci depremi hasarla atlatıp, ikinci depremde en ağır yıkımı yaşayan Hatay’da, Defne İlçesi Belediye Başkanı İbrahim Güzel’in feryatları “Her yardımı en iyi şekilde ulaştırdık” iddiasında bulunan iktidara sert bir cevap niteliğinde oldu.

İbrahim Güzel’in, katıldığı bir televizyon programındaki haykırışı, izleyenlerin yüreklerini sızlattı, gözlerini yaşarttı!

“İnsanların başını sokabileceği bir yerleri yok. Duyun artık ya! Vallahi yeter! Bir çadır gönderemediniz.” diye bağırdı İbrahim Güzel...

★★★

Dertli Belediye Başkanı kime söyledi bu sözleri?

Kimdir muhatabı?

Cevabını yine kendisi verdi:

“Bunun muhatabı kimse o üstüne alınsın artık! Dost belediyeler geldi, beslenme, su, battaniye ihtiyacın karşıladık ama insanlarımızın başlarını sokabileceği bir yerleri yok! Beni de Silivri’ye atın! Bittik ya, bittik!”

Acılar uzun süre bitmeyeceğe benziyor. Allah yardımcımız olsun!

GÜNÜN SÖZÜ


Balık ağa girdikten sonra çok pişman olur ama bir faydası olmaz!