İçişleri Bakanı Süley­man Soylu dedi ki:

-“Türkiye’de anket mafyası var ve Bekir Ağırdır Türkiye’ye operasyon çekiyor. Bu adam uluslararası sis­temin Türkiye’deki etki ajanıdır...”

Hürriyet gazetesi ge­nel yayın yönetmeni Ah­met Hakan yazdı:

-“Türkiye’de her şey olursun ama rezil ola­mazsın, bu özlü söz, bir kez daha haklı çıktı. Bakınız: Bekir Ağır­dır olayı. Birinci turdan önce söylediklerinin hiçbiri doğru çıkma­mış, bütün analizleri yatmış, tüm tahmin­leri çökmüş. Fakat en küçük özeleştiri bile yok. Özeleştiri olmadığı gibi, sanki bilge kral gibi çıkmış, hâlâ analiz kas­maya, tahmin yapmaya devam ediyor.”

Bu tartışmayı önemsi­yorum. Aradığım şu; sol liberaller neden hep yanılgı içinde?

Bekir Ağırdır’ın Aralık 2022’de çıkan “Bize Yeni Bir Söz Lazım” kitabını okudum. “Tür­kiye için yeni bir siyaset arayışı” olarak tanım­ladığı eserinde yanılgı­nın ipuçları var:

★★★

Bekir Ağırdır, seçim öncesinde şu tespiti yaptı:

-Bir dip dalga hissedi­yoruz. Toplumda rahat­sızlık var ve insanlar ilk kez o rahatsızlığın sadece Türk-Kürt olmak, muha­fazakâr-seküler olmak ya da dindar olup olmamak, başı açık veya kapalı olmak olmadığını, daha ekonomik mesele olduğunu hissediyorlar artık. Toplumsal fay hatlarında müthiş enerji birikmesi var...”

14 Mayıs seçim sonu­cunda dip dalganın “mil­liyetçilik-ulusalcılık” olduğu ortaya çıktı.

Ancak Bekir Ağırdır kitabında döne döne MHP’nin baraj altında kalacağını yazdı:

- “Toplumun kimyasını belirleyen PKK karşısın­da başarı varken mil­liyetçi oylar neden düşüyor? Milliyetçiler için bu başarı hikâye­si ekonominin gölgeleye­ceği kadar önemsiz mi?”

Yanıtını şöyle veriyor:

-“Reel hayatın reel sorunları ve özellikle de ‘hanenin dirliği, düzeni­ne’ dair ekonomik tehdit algısı, riskler ve potan­siyeller, milliyetçilik duygularından önde gelir. Afrin Harekâtı gibi Libya’daki, Azerbay­can-Ermenistan savaşın­daki pozisyonlara bağlı vakalar o günkü duy­guları coştursa da, akşam sofradaki eksiklik ya da hanenin hayatında­ki geçim sıkıntısı karşısın­da o duygu oy tercihi­ni değiştirmez.”

14 Mayıs, o duyguların oy tercihini milliyetçi partiler lehine değiştirdi. Ki bu oylar tarihin en yüksek oranına ulaştı!

Mesele, Bekir Ağır­dır’ın analizlerinin yanlış çıkması değil, sürekli “yanlış okuma” yapan sol liberalle­rin CHP’yi teslim alması!

★★★

Bekir Ağırdır tek değil; sayıları az ama son dönemlerde CHP’de et­kileri fazla!

Kılıçdaroğlu, Bekir Ağırdır gibi TESEV’den arkadaşlarını, Biri­kim çevresini- Murat Belgeleri vs. pek önem­sedi.

HDP gölgesindeki “Demokratik Cumhu­riyet Programı” kuru­cularından Bekir Ağırdır, bu partinin şubat ayı konferansında şunu dedi:

-“Önümüzde tarihi fırsat var. En geniş uzlaşmayı üretebilir, parlamentoda en geniş temsiliyeti sağlayabilir­sek, bu bize yeniyi inşa etme şansı verebilir.”

Bu kafaya göre, ye­ni’nin inşası için HDP ile ittifak şarttı. HDP ve diğer DEVA vs. sağ partiler ile geniş uzlaşının “çimentosu” ne olacak­tı; Atatürkçü “yükler­den” kurtulmak!

CHP’nin “dümenini” neo-muhafazakâr/ne­ocon akıma kırdılar ve “helalleşme” gibi kurnaz­lıklar ile Cumhuriyet değerlerine düşmanlık yarattılar. PKK-FETÖ irtibatlı adaylar parti ve seçmen kimliğinin sakatlanmasına sebep oldu.Vs.

Sonuçta:

CHP yönetimi, Bekir Ağırdırların 14 Mayıs’ın belirleyici unsurunun ekonomik sıkıntı ile özgürlük- adalet olaca­ğı liberal tezine sarıldı. HDP/Yeşil Sol ittifakının oy kaybettirmeyeceği­ni sandı. Kaybetti.

Kafasındakini ra­kamlara yansıtan Bekir Ağırdır’ın mesleki ya da kişisel sorunu önemli değil, bu kafa CHP’ye yıkım getirdi!