Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yayımladığı yeni yıl mesajında, halktan “biraz daha sabır” istemiş. Cumhurbaşkanı son dönemde bu talebini sıkça yineliyor ama yeni yılda, halkın içine girdiği büyük sıkıntıların sabrederek ortadan kalkacağına ilişkin hiçbir işaret bulunmuyor.
Enflasyondaki düşüşün özellikle yılın son aylarında artarak devam etmesinin, 2025 yılı hedeflerine ulaşacaklarını teyit ettiğini dile getiren Erdoğan, vatandaşın refah kaybını telafi edecek, alım gücünü artıracak politikalara ağırlık vererek, “inşallah” daha iyi yerlere gelineceğini söylemiş. Konut, kira ve gıda başta olmak üzere, fahiş fiyatlarla milletin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadeleyi 2025 senesinde de kararlılıkla devam ettireceklerini ifade ederek, “Vatandaşlarımdan Türkiye’ye çok ağır faturalar ödetmiş, popülist söylemlere prim vermemelerini özellikle istirham ediyorum” demiş. Ekonomideki “konjonktürel sıkıntılar”ın üstesinden de yine kendilerinin geleceğini belirterek, “Doğru yoldayız, Allah’ın izniyle hedeflerimize de ulaşacağız. Sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış istiyoruz” diye konuşmuş.
Cumhurbaşkanı’nın içine girdiğimiz sıkıntılarla ilgili “konjonktürel sıkıntılar” diyerek, durumu hafifletmeye ve sorumluluğu üzerinden atmaya çalıştığına bir süredir şahit oluyoruz. Bence gerçekten halktan sabır isterken, sorumluluğu tam olarak kabul edip, artık eski hatalarını tekrarlamayacağına ilişkin samimi bir itirafta bulunsa, inandırıcılığının daha yüksek olabileceğini düşünüyorum.
Vatandaşların Türkiye’ye çok ağır faturalar ödetmiş popülist söylemlere prim vermemelerini istemekte, Cumhurbaşkanı çok haklı. Çünkü bu halk, karnının açlığını tencerenin boş olduğunu hamaset ile unutturmaya çalışan çok politikacı gördü. Akıldan ve bilgiden uzaklaşıp, her seçim öncesi ülkenin geleceğini tehlikeye atan popülist kararların acısını, kararları alanlar değil halk çekti. Üstüne üstlük popülizmin dozunu, “nas” gibi dini referanslarla uydurma ekonomi politikaları icat etmeye kadar yükselten politikacıları bile gördük…
POPÜLİZM ELEŞTİRİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözünü ettiği gibi, “konut, kira ve gıda başta olmak üzere, fahiş fiyatlarla milletin ekmeğine göz diken fırsatçılar” var ve bunlarla mücadele etmek gerekiyor ama bu fırsatçıları yaratan, işte sözünü ettiğimiz bu ekonomi politikaları. Bilinçli biçimde, popülist dozu yüksek politikalarla enflasyon yaratıldı, yüksek enflasyon da bu fırsatçıları yarattı.
Gelinen noktada, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesinden beri ekonomide devam eden bozulma, işte bu nas politikalarıyla çürümeye kadar vardı. Çünkü sadece ekonomide yoksulluğun artması, orta direğin yok olması, gelir dağılımının hiç görmediğimiz kadar bozulması sonuçlarıyla yetinilmedi. Bu uzun süren bozulma toplumsal alanda, başta “adalet” olmak üzere, değerleri yok eden bir çürüme ile birlikte yaşanır oldu. Öyle olunca da, küçük bir azınlık dışında, “mutsuz vatandaşlar ülkesi” haline geldik. Çünkü hiçbir politikacı sınıfsal tercihini bu kadar net uygulamaya geçirememişti.
İşte gelinen bu noktada Cumhurbaşkanı hâlâ bu sorunu kendilerinin çözeceğini söylüyor. Hem de kötü politikaların doruk noktası kabul edilen, nas’ın sembolü “faiz sebeptir enflasyon sonuç” tezini sürekli tekrarlayarak, bunu söyleyebiliyor.
Biraz daha sabreder mi orasını bilmem ama, halkımıza sağlıklı, huzurlu, mutlu yaşayacak kadar gelire ve özgürlüğe sahip olabilecekleri yıllar diliyorum.