Genelgeler çıkarılıyor, tasarruf yapılması için. Ancak bunların sadece kağıt üzerinde kaldığını görüyoruz. “İtibardan tasarruf olmaz” söylemi devletin her kademesine yerleşmiş. O yüzden bırakın tasarrufu her alanda alabildiğine savurganlık var. İş dünyası doğal olarak ekonomik duruma karşı bazı önlemler alıyor ve bunu uyguluyor. Tasarruf yaptıkları için de itibarından asla bir şey kaybetmiyor. Onların bu tutumu, çalışanlarına örnek oluyor.
Hak İş Konfederasyonu’nun “Cumhuriyetimizin 100. yılında Türk çalışma hayatı” konulu sempozyumu Ankara’da yapıldı. Prof.Dr. Ali Atıf Bir’in moderatörlüğünde Yıldız Holding Yönetim Kurulu üyesi diğer ifadeyle Ülker’in patronu Murat Ülker’e sorular yöneltildi. Ülkemizin sayılı zenginlerinden Murat Ülker’in tasarruf için neler yaptığını da öğrenmiş olduk
ÖNCE UÇAKLARDAN BAŞLADI
Murat Ülker’in iki uçağı vardı. Murat Bey, bir gün bu ülkede, bir gün başka bir ülkede. Neden mi? Tam 26 ülkede 100’ün üzerinde fabrikaları var. Fabrikalarının bulunduğu ülkelerde 4 milyar insan yaşıyor. Ülker, bisküvi üretiminde dünya ikincisi. Hedef birinciliği ABD’nin elinden almak. Çikolata üretiminde ise Ülker dünyada 6. sırada.
Konuşmasından sonra, Murat Ülker’le sohbet ettik. “Devir tasarruf devri” diyor. Örneğin Murat Ülker’in iki uçağı bulunmasına rağmen, tasarruf amacıyla onların ikisini de satmış. Sadece bu alanda ki tasarrufunun da çok yüksek olduğunu anlattı. Murat Bey, “Şimdi, şirketlerimde ne kadar net kâr ediyorum ona bakıyorum” diyor. Dünya çapında isim yapmış fabrikalar aldı. Onların borçlarını ödüyor. Murat Bey, uçağı varken Ankara’ya tarifeli uçakla geldi. Ankara’dan İstanbul’a, iletişim danışmanı Mustafa Kaya ile birlikte yine tarifeli uçakla döndü.
Murat Ülker koyu bir Fenerbahçeli. Fenerbahçe maçlarını hiç kaçırmaz. Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ta iki Türk takımının kupa maçını izlemeye gidecek. Nasıl mı? Oraya gidecek her hangi bir uçakla. Açıkçası, tasarruflu hayata Murat Ülker kendisini iyice alıştırmış.
KOLONYAYA NEDEN GÜLSUYU KATTI
Babası Sabri Ülker’in kurduğu fabrikada Murat Ülker her işi yapmış. Kamyona ürün yüklemekten, un çuvallarını taşımaya kadar yapmadığı iş kalmamış. Yani, iş hayatının içinde tam anlamıyla pişmiş. Sohbette yaşadıklarından örnekler anlattı: “Çalışanları gözlemliyordum. Hijyene çok önem vermemiz gerekiyordu. Bunun için çalışanlarımız için kolonya aldık. Ancak o yıllarda şöyle bir sorun çıktı: Çalışanlarımız arasında kolonyanın abdesti bozacağı söylentisi çıkmıştı. O yüzden bazı çalışanlarımızın kolonya dökmediklerini gördüm. Bunun bir çaresi olmalıydı. Onu da buldum. Kolonyanın içine gül suyu karıştırdım. Gül suyu kokusu ağır basınca bu sorunu kökünden çözmüş olduk.
Yıllar önce şunu da gözlemledim: Çalışanlarımız ellerini yıkıyor yıkamasına ama yıkadıktan sonra elini kurutmak için pantolonuna sürüyordu. Bunu da çözmemiz gerekiyordu. O yıllar pek yoktu. Kağıt mendil koyduk. Ellerini kağıtla kurulamaları ve ardından atmaları için bile eğitim verdik.”
İlk fabrikaları kurduğumuzda başka sorunlarda yaşadık. İşçi alıyoruz. Çalışıyor. Sonra bir bakıyorsunuz ki işten ayrılmış. Bakıyoruz aynı kişi 5-6 sonra yeniden geliyor işe girmek istiyor. ‘Ben 6 ay çalışırım, biriktirdiğim parayla da 6 ay geçinirim. Para biteceği zaman tekrar işe gelirim’ diyenler oluyordu. Yani işçimizi tam zamanlı çalıştırmak da o zamanlar kolay olmuyordu.”
GREV KIRICILIĞI DA YAPTIM
Sendikacıların bulunduğu toplantıda Murat Ülker, sendikayla toplu sözleşme masasına oturduğu günleri de bütün samimiyetiyle anlatıyor. En kritik günler, toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma olmayınca sendikanın greve gideceğini açıklamaları oluyor. Ülker, “Grevi kırmak için tabii biz de boş durmuyorduk. Ama sonuçta anlaşamadığımız her yerde anlaştık. Her dönem işçimizin hakkını verdik. Bugünde fabrikalarımızda barış var” diyor.
Yıldız Holding bünyesinde yurtiçi ve yurtdışında öyle böyle değil, tam 80 bin kişi çalışıyor. Murat Ülker, tam sayısını hatırlamıyor ama 200-250 civarında işyerlerinde genel müdür olduğunu belirtiyor. İşçilerin büyük bir bölümü sendikalı. Murat Ülker, “Sendika, benim dünya ahret kardeşimdir. Kul hakkına inanıyorsanız sendika hem bu dünyada, hem öbür dünyada lazım. Toplumun temel taşıdır, güven tesisi olmazsa olmazıdır” görüşünde.
HEPSİ BENİM ÇOCUĞUM
“Murat Bey, yüzlerce ürününüz var. Kendi ürünlerinizden en çok hangisini yiyorsunuz?” diye sordum. Elini göbeğine götürüp, “Hepsinden yediğim halimden belli değil mi? Her ürünümüzü seviyorum. Hiçbirisini birbirinden ayırt etmem” karşılığını veriyor.
Murat Ülker, ülkemizdeki bazı işyerlerini elden çıkardı. Belçika’dan aldığı GODİVA çikolatalarının kullanım hakkını Japonya ve Avustralya’ya sattı. Özellikle Türkiye’deki satışlar, “Murat Ülker, yurtdışına para mı kaçırıyor?” sorularına neden oldu. Biz de, bu durumu hatırlatınca güldü ve ardından şunları söyledi: “Türkiye’de paranın maliyeti yüksek. Neden para çıkarayım? Yurtdışında daha ucuz kredi alabiliyorsunuz. Yaptığımız yatırımlarda işçilerimizin de payı yüksek. Yatırımlarımız Türkiye’nin övünç işleridir.”
“TASARRUFLA İNDİRDİM”
Birkaç yıl önce Murat Ülker, İngiltere’de bulunan fabrikalarını gazetecilere tanıtmıştı. Bunlar arasında 200 yıllık bir şirket de bulunuyordu. Ülker, bir yandan yatırım yapıyor, bir yandan da tasarruf. Türkiye’nin en zenginlerinden ilk sıralarda yer alan ünlü iş insanı, tasarruf için bize şu örneği verdi:
“6.5 milyar dolar borcum vardı. Bunu mülkiye satışı ve önemli bir bölümünü de tasarruf yaparak 1 milyar 300 milyon dolara düşürdüm. Bugün de şirketlerimin durumu gayet iyi. Ancak, tasarrufu elden bırakmayacağız.”
Murat Ülker, Atlantik geçiş öyküsünü “Bir Atlantik Geçiş Öyküsü – Aldonlar” kitabında şöyle yazdı: “Pandemi döneminden sonra Karayipler’de bir haftalığına tekne kiralayıp gezmek vardı. Fakat bizden bir haftalık istenen tekne kirası, benim bir yıllık katamaran masrafıma eş değerdi. Dolayısıyla tekne kiralamayı iktisatsız bulduk. ‘G-FORCE’u gönderelim’ dedim. Sonrada neden biz de G-FORCE ile gitmeyelim dedik. Böylece Atlantik okyanusu geçişimizi ucuza getirdik.”
Türkiye’nin sayılı zengini de olsanız tasarruf önemli. Ülker de o yüzden, “Devir tasarruf devri” diyor ve bunu uyguluyor.