Beşiktaş, Dublin deplasmanında St Patrick’s karşısında 4-1’lik skorla hem tur kapısını araladı hem de özgüven depoladı. Ancak skor tabelası kadar orta sahanın iç dinamikleri de dikkat çekiciydi.

Rafa Silva’nın top ayağındayken ortaya koyduğu kalite, zaten uzun zamandır bildiğimiz bir gerçekti. Bu maç özelinde de bunu fazlasıyla gösterdi. Ancak oyunun diğer tarafında, top rakipteyken yaşanan zayıflıklar Beşiktaş adına ciddi bir kırılganlık yaratma potansiyeli taşıyor. Rafa'nın savunma katkısı sınırlı ve bu da orta sahada Orkun'la birlikte fiziksel direnci düşürüyor. Orkun da benzer şekilde savunmasıyla ön plana çıkan bir oyuncu değil.

Bu noktada yeni transfer Ndidi’nin varlığı Beşiktaş’ı ayakta tutan önemli denge unsuru olacaktır. Nijeryalı orta saha, savunma geçişlerinde yalnızca alan kapatmakla kalmıyor, takımın boyunu da kontrol altında tutuyor. Onun gelişiyle merkez üçlüsünün savunma yönü de üst seviye rakiplere karşı gözle görülür bir direnç yaratacak.

MERKEZ ÜÇLÜ SEZONU BELİRLER

Beşiktaş eğer lig yarışı verirken Avrupa arenasında da varlık göstermek istiyorsa, Rafa’nın büyüsüne destek verecek, geçişi iyi yöneten, geri koşmak zorunda bıraktırmayan istikrarlı bir merkez üçlü yaratmak zorunda.

Beşiktaş’ın Dublin’de yazdığı net galibiyet, bazı küçük ama kritik detaylar üzerinde düşünülmezse sadece skor hanesine yazılmış bir istatistik olarak kalabilir. Gözler, hem rövanşta hem de sezon boyunca bu orta saha kurgusunun dengesinde olacak.

St Patrick’s gibi yarı amatör düzeye yakın, kadro değeri olarak Beşiktaş’ın çok altına denk düşen mütevazı bir takıma karşı dominant bir oyun görmek çok şaşırtıcı değil. Fiziksel olarak dirençli olabilirler ama teknik kapasite, oyun zekâsı ve tempo olarak Beşiktaş’ın seviyesinin epey altındalar. Dolayısıyla bu maçtan çıkan olumlu verileri, bir üst düzey sınavla karşılaştırmadan değerlendirmek eksik olur.

Beşiktaş’ın asıl test maçları henüz başlamadı. Bu sistem, zayıf rakiplere karşı işler gibi görünse de, üst düzeyde özellikle kenar desteklerinin eksikliği büyük açıklar yaratabilir. Tammy Abraham gibi ceza sahası içinde etkili, güçlü bir santrforun etrafına yerleşecek hızlı, çizgiye inebilen, asist kabiliyeti yüksek kenar oyuncuları şart.

Solskjaer’in klasik 4-2-3-1 sisteminde kanatlar sadece estetik değil, işlevsellik de taşımak zorunda. Dolayısıyla Beşiktaş’ın bu skorun arkasına sığınıp transferde frene basması büyük bir hata olur. Abraham’ı "yalnız adam" gibi bırakmamak için doğru profilde iki kenar oyuncusuna net ihtiyaç var. Abraham'ın yüksek top potansiyelini lütfen ziyan etmeyin.

4-1’lik skor rahatlatıcı ama yanıltıcı da olabilir. Solskjaer’in önünde hala çözülmesi gereken yapısal eksikler var.