Adana’nın turizm envanterinin zenginleşmesi için bazı fırsatları harcıyoruz ne yazık ki.

Bunun bir örneğini vereceğim sizlere şimdi ve ne söylemek istediğim daha net olarak anlaşılacaktır eminim.

Kaynağım Adana’nın yetiştirdiği değerli iş adamı, çiftçi, sanayici ve entelektüel büyüklerimizden Teyfik Kısacık.

Teyfik Abi’yi, tüm Adana çok iyi tanır. 

Kendisi, Adana’nın tarihi, tarım ve sanayisine damga vurmuş Kısacık ailesinin bir ferdidir.

Uzun yıllar Almanya’da kalmış, dünyanın her tarafında ilişkileri ve dostlukları olan, yüreği memleketi için çarpan bir Adana sevdalısıdır. 

İşte Teyfik Kısacık’ın yıllardır gündeme getirdiği Adana için önemli bir kültür ve turizm fırsatını sizlere aktarıp, bu konuyu da tüm Adana kamuoyu olmak üzere ama en başta da sayın Adana

Valimiz Yusuf Selim Köşger’in ilgisi ve bilgisine sunacağım. 

Adana’ya geldiğinden beri şehri daha iyi bir noktaya getirmek için önemli çalışmalar yapan sayın valimizin bu konudaki desteğini isteyeceğim.

Gelin önce, yıllar önce dile getirdiğim ancak bir gelişme kaydedilememesi nedeniyle tekrar gündeme getirilmesinde Adana’nın yararını gördüğüm olayı bir kez daha hatırlayalım.

Bunun için de biraz geriye, 1915’in Çanakkale’sine gidelim:

“Anzaklar, bilindiği gibi  I. Dünya Savaşında Büyük Britanya ordusuna bağlanan Avustralya ve

Yeni Zelanda askeri birliklerinin genel adıdır.

Çok uzaklardan, tanımadıkları bir milletin topraklarını Anadolu’yu işgal etmek için Gelibolu kıyılarına gönderilmişler, birçoğu burada hayatını kaybetmiştir. Özellikle 25 Nisan 1915 günü çıkartma yapmak isterken binlerce kayıplar vermişlerdir.

Çünkü Çanakkale geçilemezdi…

Bu arada ilginç de bir olay yaşanır…

Avustralya Kraliyet Donanmasına ait AE2 denizaltısı, gizlice Marmara’ya geçmeyi başarmış, donanmamıza hasarlar vermeye çalışmıştır.

Ancak birkaç gün sonra yüzeye çıkınca Sultanhisar torpido botu tarafından vurulmuş, denizaltı mürettebatının tamamın Sultanhisar Kaptanı Ali Rıza Bey tarafından teslim alınmış, denizaltının kaptanı Stoker tarafından bilinçli olarak batırılmıştır.

AE2, Çanakkale’de ne bizden bir kişiyi öldürebilmiş ne kendi personelinden birisine bir zarar gelmemiştir.

Halen Marmara’da 75 metre derinlikte yatmaktadır.

AE2 denizaltısının hazin sonu yıllar sonra yeni bir Anzak duyarlılığı yaratmıştır.

AE2 Denizaltısı ve mürettebatının hatırasını yaşatmak için Avustralya’da ve  İstanbul ve

Çanakkale deniz müzelerinde birer barış anıtı oluşturmuştur.

Fakat burada ilginç bir hikaye daha vardır ki o da şöyledir:

AE2 denizaltısının savaş esiri olan 32 mürettebatı Almanlar tarafından yapılan Bağdat Demiryolu Belemedik tünellerinde çalıştırılmak üzere Adana’ya getirilirler.

Çoğu nitelikli teknik personel olduklarından burada önemli teknik işlerde çalıştırılırlar.

Savaşın sona erdiği 1918 yılında tamamı serbest bırakılır.

Ancak Belemedik kampındaki çalışma koşulları bazı esirler ölürler.

Bunlardan AE2 personeli Avustralyalı savaş esiri Michael Williams da, Bağdat Demiryolunun Toros Dağları tünelleri için çalıştırıldığı sırada, 1916 yılında 22 yaşındayken Belemedik kampında tifo salgınında vefat eder.

Nereye defnedildiği de bilinmez.

Yıllar sonra Michael Williams için doğduğu yer Dunkeld’de bir anıt dikilir.

Bir anıt da yaşamını yitirdiği Belemedik’de olsun istenir.

Belemedik için hazırlanan bronz rölyef plaket, sanatçı Dr. Ross Bastiaan’a aittir ve

Genelkurmay Başkanlığının izni ile Çanakkale Deniz Müzesinde sergilenmekte olan rölyefin bir benzeridir.

Bu çalışmalar Türk Anzak Dostluk Derneği Başkanı Vecihi Başar ve Türk Alman Eski Fahri Konsolosu ve Türkiye-Almanya Akdeniz İş Adamları Platform Başkanı Adanalı tanınmış iş insanı ve çiftçi Teyfik Kısacık’ın büyük gayretleriyle gerçekleşmektedir.

Hazırlanan 80 kilogram ağırlığındaki rölyef Adana’ya, Teyfik Kısacık’a; Belemedik’e dikilmesi için gönderilir.

Teyfik Kısacık, Belemedik Barış Anıtının, Adana Valiliğinin izni ile Belemedik’e bir yer hazırlanıp dikilmesi için büyük gayret gösterir.

Ancak Türk-Anzak dostluğuna büyük katkı yapacak, tarihi bir hatırayı yad edecek ve Adana’nın turizm potansiyelini değerlendirecek bu rölyef için bir türlü gereken izin çıkmaz.

Valiler değişir ama rölyef hala gönderildiği gibi depoda beklemektedir.

Ne yazık ki geçtiğimiz günlerde ise Teyfik kısacık’a bir mektup gelir.

Mektubu gönderen bu anıtın yapılması için büyük emek harcayan Türk Anzak Dostluk Derneği Başkanı Vecihi Başar’dır…

Özetle, “Bu anıtı size göndereli 5 yıl oldu. Eğer dikmeyecekseniz Ankara’da Avustralya Büyükelçiliği’ne teslim edin” demektedir.

Çanakkale Savaşları, bizim olduğu kadar Avustralya ve Yeni Zelanda için de anlamı zamanla daha derin hissedilen milli şuur ve birliği yücelten bir savaştır. Anzak ruhu olarak bilinen duygu, bugün de Avustralya ve Yeni Zelanda halklarını bir arada tutan inanç olarak değerlendirilmektedir.

Tarihi Gelibolu Yarımadası yıllardır özellikle 18 Mart ve 25 Nisan günleri yapılan törenlerde Avustralya ve Yeni Zelanda’dan ziyaretçi akınına uğramaktadır.

İşte  AE2 Denizaltısı ve Belemedik’de esir olarak çalışıp bir de askerlerini de bu topraklara gömen Anzak torunları açısından önemli bir ziyaret ve anma noktası olacaktı.

Her yıl Türkiye’ye gelen turistlerin bir kısmını da Belemedik’te ağırlayacaktır.

Zaman geçmiş değil.

Şu an anıtı gözü gibi saklayan ve Belemedik’e yerine dikilmesi için yıllardır çalmadık kapı bırakmayan Teyfik Kısacık’ın çabalarını görmezden gelmek, ona da değil Adana’ya yapılabilecek en büyük kötülüktür…”

Evet bu bilgileri hatırladıktan sonra şimdi buradan konuyu Adana Valisi Yusuf Selim Köşger’in bilgisine arz ediyorum.

Sayın valim, her şeyiyle hazır olan bu rölyefi Belemedik’te, yerine koydurmak için sizin talimatınız gerekiyor. 

Burada kimsenin kişisel bir çıkarı yoktur. Türkiye’nin, Türk-Avustralya dostluğunun, Adana turizminin çıkarı vardır.

Ciddi bir maddi bir külfeti de olmayan bu anıtın yerine dikilmesi için sayın Adana Valimiz Yavuz Selim Köşger’in gereken incelemeyi yaptırarak yılların ihmali olan bu eksikliği gidereceğine inanıyorum.

Teyfik Kısacık Bey’in bu konuda her türlü bilgi ve birikimini paylaşmaya hazır olduğunu da belirterek…