Bir ziyaret oldu, ülkenin siyasi iklimi değişti!

Bir bahar havası yaratıldı âdeta!

Kavgasız, sakin, güzel havaları çok özlemişiz... 

Dileriz geçici, aldatıcı bir bahar olmaz bu!

Çünkü Türkiye’de her ey çok çabuk değişiyor, güneşli havalar birden kararıyor, bulutlanıyor!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in (tarihi denilen) ziyaretinden sonra, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın (tarihi diye değerlendirilen) sözleri dört gündür TV kanallarında konuşuluyor, tartışılıyor...

★★★

Erdoğan, Özel’in ziyareti ile ilgili olarak “Siyasetin yumuşama dönemine girdiğini görüyoruz. Ben de ilk fırsatta bu ziyaretin karşılığını yapacağım. Türkiye’nin buna ihtiyacı var.” demişti.

Ne güzel...

Hep bağırış-çağırış, “pislik, çukur, çöplük, terörist, vatan haini, alçaklar” gibi hakaret sözleri duyduğumuz için böyle sakin ifadeleri özlemişiz!

Gerçekten, ülkemizin gerginliklerin, kavgaların, hakaretlerin, montaj videoların, iftira pankartlarının ve tüm kısır çekişmelerin bitirilmesine son derece ihtiyacı var.

Siyasi hayattaki ağır sözler, küfre varan hakaretler millete hayatı zehrediyor. Yazık değil mi?

★★★

Şöyle bir düşünelim:

Bugüne kadar gerginliği yaratan, herkese hakaret eden, iktidarı eleştirenleri terörist olmakla suçlayan, toplumu “Sizden-bizden” diye kutuplara ayıran, tarafsızlara bile “Bitaraf olan bertaraf olur” diyen kimdi?

Yumuşama dönemine girdiğimize göre artık Erdoğan’dan bu hakaretleri işitmeyeceğiz demek ki... Yani öyle ümit ediyoruz!

Şahsen benim büyük oranda tereddütlerim var, fakat...

Sayın Cumhurbaşkanı inşallah verdiği sözden vaz geçmez, ülkeye sürekli bahar havası hâkim olur!

Sertliğin, kavganın, hakaretlerin kimseye faydası olmadığını, işleri daha da kötüleştirdiğini gördük ve yaşadık! 

Siyasi kavgalar nedeniyle ülke olarak yıllardır çok şeyler kaybettik ama...

Zararın neresinden dönülse kârdır! Öyle değil mi?

Yumuşama lâfta kalmamalı!

Madem siyasette yumuşama dönemi başlamış, bunu davranışlarla, eylemlerle kanıtlamak gerekiyor.

Hiçbir şey lâfta kalmamalı ve mutlaka somut adımlar atılmalı!

Bahar havasını Cumhurbaşkanı Erdoğan yarattığına ve o, ülkede her şeye tek başına yetkili olduğuna göre (ilk sıradaki ekonomi dahil) vakit kaybetmeden uygulanması gereken konular var. Mesela:

- Yapılmak istenen yeni Anayasa için mutlaka toplumsal mutabakat aranmalı, Cumhuriyet devrimlerinden ve Atatürk ilkelerinden şaşmamalı.

- Tarikat ve cemaatlerle anlaşmalar yapan Milli Eğitim Bakanı’nın hazırlattığı “Ruhsuz ve robot bir nesil yetiştirmeyi amaçlayan” yeni müfredat düzeltilmeli.

- Cezaevlerindeki emekli komutanlar, Gezi mahkûmları, milletvekili ve gazeteciler, vs. serbest bırakılmalı.

- Basına özgürlük getirilmeli, sansür, davalar ve hapis son bulmalı.  

- Medyamız, basın özgürlüğünde dünyadaki 180 ülke arasında 158’inci sırada olmak gibi utanç verici bir durumdan kurtarılmalı.

Peki, iktidar bunları yapar mı?

Düşünce ve söylemlerinde samimiyse yapar...

Yapmazsa, “yumuşama dönemi” diye yaratılan “bahar havası, sahte bahar olur” ve siyasete tekrar kış gelir! Hem iktidar, hem Türkiye kaybetmeye devam eder!

TEBESSÜM

“Yine geç kaldın!”

Çocuk Temel henüz ilkokuldadır...

Sınıfa yine zil çaldıktan sonra girer...

Öğretmen sinirlenerek bağırır:

“Yine geç kaldın Temel! Bıktım senin bu geç kalmalarından! Söyle bakayım, bu defa neden geç kaldın?”

Temel sakin bir şekilde cevap verir:

“Ben geç kalmadım ki öğretmenim. Zil ben gelmeden önce çalmış!”

GÜNÜN SÖZÜ

Bir şeyin haklı olduğunu bildiği halde onu savunmayan korkaktır.