Feyzioğlu, “Kuvvetler ayrılığına saygı duymayan, küçümseyen bir anlayış, Anayasa’daki cumhurbaşkanının görevlerine aykırı” dediCumhurbaşkanı adaylığı için daha önce adı geçen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, önümüzdeki seçim sürecinde sert propagandaların yaşanmaması gerektiği uyarısında bulundu. Feyzioğlu, “76 milyonu kucaklayacak bir cumhurbaşkanının, seçim sürecinde sadece belli bir kesimin temsilcisi gibi gösterilmesi ya da o hale getirilmesi son derece yanlış olur” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Çankaya adaylığını da yorumlayan Feyzioğlu’nun açıklamaları şöyle:
CUMHURBAŞKANI kuvvetler ayrılığına saygı duyan bir anlayışı desteklemeli ve kuvvetler ayrılığını küçümsememeli. Her kim cumhurbaşkanı olacaksa; Ortadoğu’nun mezhep savaşlarına feda edilmek üzere olan halklarına bakıp, Atatürk’e şükretmesi lazım. Türkiye Cumhuriyeti’ni mezhepçiliği reddeden laiklik ilkesi temelinde kurduğu için... Öte yandan, din özgürlüğünü bireysel bir özgürlük olarak korkusuzca kucaklamalı, özgürlükçü bir laiklik anlayışını benimsemeliyiz.
BAŞBAKAN da nasıl bir cumhurbaşkanı olacağı konusunda kendi kendini değerlendirmelidir. Ama kuvvetler ayrılığını küçümseyen, engel gören bir anlayış, Anayasa’daki cumhurbaşkanının görevlerine doğrudan doğruya aykırıdır.
ÇOK kanlı ve kaotik bir döneme giriyoruz. Ortadoğu haritası, bir başka haritayla yer değiştirmek üzere. Bu seçim sürecinde; Türkiye’nin ilk yapması gereken mezhepçiliğe kesin tavır alan bir söylem geliştirmek olmalıdır. Cemevleri ibadethane olarak kabul edilmelidir.
ERGENEKON ve Balyoz davalarındaki tahliyelerin ardından “Tarih oldu” denildi. Bütün bu davalar tarih olmadı. Bunlar Türk Silahlı Kuvvetleri’ni şekillendirmek için açılmış soruşturmalar gibi görünmekte. Bu davalardaki ağır zararların telafisi yok. Özellikle Balyoz davası ile dış politikamız çökertildi. IŞİD gibi dünyanın en vahşi terör örgütü, bugün terörist devletliğe terfi ediyorsa, arkasında TSK’nın omurgasının ağır yara alması var.

