Yaşanan siyasi gelişmeler ve düzenli açıklanan anketlere bakıldığında; ekonomik beklentilerde kalıcı bir düzelmeye, hâlâ çok uzak olduğumuz rahatlıkla gözüküyor. Herkes anketleri kendine göre yorumluyor ama gidişatın iyi olmadığını, bence ekonomiyi yönetenler bile kabul ediyordur.

Çünkü uzun zamandır, beklentileri belirleyen unsurların ekonomik olmaktan uzaklaştığını görüyoruz. Örneğin bu satırlar yazılırken, Washington’da Trump-Erdoğan görüşmesi henüz yapılmamıştı ve piyasalar nefeslerini tutmuş, bu görüşmeye kilitlenmişti.

Çünkü her an bir patırtı çıkma ihtimali bekleniyor. Görüşmenin, toplantı günü basına kapalı yapılacağının açıklanması bile, “kavga kaçınılmaz o nedenle mi basına kapadılar” sorularına neden oldu.

Bir başka örnek; Erdoğan’ın FOX TV ve BM konuşması gündemdeyken, önce Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde tutuklamalar başladı. Ertesi gün CHP İstanbul Kongresi’ne, asliye hukuk mahkemesinin “kongreyi durdurun” talimatı gitti. YSK olağanüstü toplanıp kongreye izin verdi ama iki büyük siyasi kriz, piyasaların yine bozulmasına neden oldu.

Bu siyasi gündem içinde iktisatçılar, uygulanan programın başarılı olup olmadığını, hedeflerden ne kadar uzakta kaldığımızı tartışıyor. Bu arada Bakan Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, New York’ta yabancı yatırımcılarla konuşup, Türkiye’ye yatırım için ikna etmeye çalışıyorlar.

Bakan Şimşek ABD’den, “yeni çıkan verilerin aslında iyi olduğunu” anlatmaya çalışan sosyal medya mesajlarına devam eti. Verilerin iyi yönlerini ortaya çıkararak, bir yandan da, “programın devam etmesi için gereken siyasi desteğin çekilmemesi” için çaba harcıyor.

Tabi ki; “böyle bir dönemde bilerek görev üstlendikleri için fazla yakınmaya hakları yok” denilebilir. Ancak yine de bu dönemde en zor işlerden biri ekonomi yönetiminde görev almaktır, bence.

ENFLASYON BEKLENTİLERİ

Dün Merkez Bankası’nın enflasyon beklenti anket sonuçları yayımlandı. 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri bir önceki aya göre, piyasa katılımcıları için 0.59 puan azalarak yüzde 22.25’e, reel sektör için 0.90 puan azalarak yüzde 36.80’e, hanehalkı için 1.08 puan azalarak yüzde 52.99’a gerilemiş.

Tüketici fiyatlarının daha hızlı veya aynı oranda artmasını bekleyen hanehalkı oranı ise ağustosta yüzde 72.45 iken, eylülde yüzde 72.65’e yükselmiş. Bakan Şimşek, bu veriyi son bir yılda gerilediği için olumlu bulmuş.

Özetle; vatandaşta enflasyonun düşeceğine ilişkin inanç, hâlâ oluşturulamadı. Piyasa ve reel sektör beklentilerinde düşüş var ama hedeflere uygun değil. Piyasacıların 2026 Eylül enflasyon beklentisi ancak yüzde 22.25’e düşmüş. Hedef daha yeni belirlendi; 2026 Aralık için yüzde 16. Sizce beklenti ile kıyasladığınızda hedef çok uzak değil mi? İki ayda 22.25’den 16’ya inmesi mümkün mü?

Başkan Karahan ABD’de tekrarlamış; “enflasyonda ara hedeflerden uzaklaşılırsa parasal sıkılaştırma yapacağız” diyor, yani faizi artıracağını belirtiyor. Faiz artırmanın o kadar kolay olmadığını, hele ki Erdoğan tek otorite iken faiz artırımının bundan sonra ne kadar zor olacağını, sadece vatandaşlar değil, ABD’de muhatap oldukları yabancı yatırımcılar da çok iyi biliyor.

Erdoğan’ın tavrını bilen, sürekli siyasi baskı haberlerini izleyen yatırımcı, ekonomide istikrar, beklentilerde iyileşme ve öngörülebilirliğin Türkiye’ye hâlâ çok uzak olduğunu da görüyor.