Bayramı 9 gün yaptılar, emekli maaşlarını yatırmadılar. Bayram günü “hay ben sizin
yapacağınız işi kutlayayım”
desem belki de anlarlar...

Neden üçün beşin hesabını yapıyorlar? Bizzat kendileri açıklamıştı, “Enflasyon sarmalına düşürecek olaylara yol açar.”

Emekliye verilecek paraya gelene kadar enflasyonun sebebi olarak iktidarın bizzat kendisi var. Ülkeyi o kadar kötü yönettiler ki her hamleleri zarar... Maaşları 10 gün geç ödeyip mi toparlayacaklar?

★★★

Nitekim emeklinin maaşı birkaç gün erken yatsa, sarayları, uçakları, milyonlarca liralık arabaları, Diyanet’in bitmeyen harcamaları ya aksarsa? Suriyelilere, sığınmacılara yediriyorlar, milyarlarca liralık vergileri affediyorlar, belli holdinglere hortum bağlamışlar akıtıyorlar, partililer 3-5 yerden maaş alıyorlar da iş vatandaşın emekli maaşına gelince mi sallantıya giriyor ekonomi?

★★★

Bir dakika... Herkesin hakkını teslim etmek gerek... Acı çekiyoruz diye bir şeyler düzelecek, ekonomi daha iyiye gidecek diye umutlanmayın. Tünelin ucunda ne ışık var ne bir pırıltı...

Yalanlarla umut satmaya devam edecekler eskisi gibi... Tekrar söylüyorum, bugün yaşananları bu halk dibine kadar hak etti.

Anketlere göre mevcut iktidarı en çok destekleyen kesim olan emekliler de oturup düşünseler neden bu hale geldiklerini, iyi olur sanki...

Arabası var maalesef ruhu yok!

Ahmet Davutoğlu, “arabanız güzelmiş, ne iş yapıyorsunuz” sorusuna “doların 2.79 lira olduğu dönemin başbakanıyım” cevabını verdi.

“Stratejik Derinlik” isimli kitabın yazarıyım dese en azından bilmeyenler için daha havalı ve halen devam eden bir sıfat kullanmış olurdu. Lakin stratejisinin derinliğinde ülke boğuldu!

Türkiye’ye milyonlarca mültecinin doldurulması onun zamanında başladı... Düşünmeye başlasan ülkeye bu kadar büyük kötülük yapan taş çatlasa iki-üç kişi daha gelir aklına...

★★★

Rusya ile yaşanan krizin başladığı günün ertesi AKP grubunda konuşan Davutoğlu, Rus uçağının Türk jetleri tarafından vurulmasıyla ilgili “emri bizzat ben verdim” açıklaması da söz konusu...

Halt etti, özür dilendi, tazminat ödendi, Rusya ile zar zor barışıldı. Arada ekonomi ağır hasara uğradı, iş yapan battı, kalanlar borçlandı.

★★★

Erdoğan, Davutoğlu için, “Bunların vakfına üniversite tahsisi yaptık. Kendisi ne zaman başbakanlık koltuğuna oturdu, o tahsis yapılan yeri bilabedel vakfına mülk edindi” dedi... “Biz de bunların yolsuzlukları sebebiyle üniversiteyi aldık, devletimize mal ettik” diye devam etti.

Davutoğlu, “Bildiklerimi açıklarsam insan içine çıkamazlar” dedi. Korkak gibi açıklayamadı tabii... Bilip de söylemeyenin ne farkı vardır kötülerden?

★★★

Davutoğlu’nun başbakanlığa başladığı 27 Ağustos 2014 tarihindeki dolar kuru ise 2.16 liraydı... Davutoğlu’nun başbakanlıktan kovulduğu 22 Mayıs 2016 tarihindeki dolar kuru ise 2.98 lira...

İki yıl bile kalmadığı o başbakanlık koltuğunda dolar, Türk Lirası karşısında yüzde 38 değer kazandı. Az mı? Şu anda doların 45.26 lira olmasıyla aynı...

Neyse, bayram ama açmayayım bayramlık ağzımı...

Hani kriz vardı muhabbeti!

Bayramın değişmez muhabbeti... “Kriz varsa tatil yörelerindeki bu kalabalık da neyin nesi? Kriz falan yok kardeşim, yalan hepsi...”

Tatil beldelerindeki kalabalığı kriz yokmuş gibi algılayanların kurbanlıklardan farkı yok aslında... Onlar da önüne konulanı yiyor, kurbanlıklar da...

Beşiktaş’ın maçına gidip tribünlere bakıp, “Bütün ülke Kara Kartal aşığı” demek gibi... Anlamak işlerine gelmez, zira kolaya kaçmak onlar için her zaman cazip bir seçenekti...

★★★

Oysa işin aslı, ekonomik krizlerde bile lüks tüketimin pek etkilenmediği gerçeğidir.

Bilimsel araştırmalar var. Ülkeler ekonomik kriz yaşasa dahi bu durum en az lüks tüketimi vuruyor.

Zenginler harcamaya, şampanya patlatmaya devam ediyor. Bu durum Venezuela’da, Arjantin’de hatta Suriye’de bile böyle...

Bakkalın veresiye defterine adını yazdıran esnaf, bayramda çocuklarına bayramlık alamayan işçi, “Evde kaldık” diye hayıflanan gençler... Buyurun size geniş kitlelerden gerçekler... Durun belki kapı çalar da eve 500 gram et girer!