Dünyanın en karizmatik, en tartışmalı ve en başarılı teknik direktörlerinden biri olan Jose Mourinho'nun Fenerbahçe'ye gelişi, Türk futbol tarihinin en büyük transfer hamlelerinden biri olarak kayda geçti. Taraftarlar, "Özel Bir" teknik adamın gelişiyle Süper Lig'de fırtınalar estireceklerini, Avrupa'da yeniden saygınlık kazanacaklarını düşündüler. Ancak beklenen olmadı.
Sezonu kupasız, derbi kazanamadan bitirecek Jose Mourinho önderliğindeki Fenerbahçe... Oyuncu tercihleri, taktik dizilişte sürekli değişikliğe gitmesi, oyuna dokunamaması Jose Mourinho'dan beklentilerin çok altında kaldı. Sağdan soldan orta oyun anlayışı için Jose Mourinho olmaya gerek yok.
Fenerbahçe taraftarı, Mourinho'yu bir kurtarıcı olarak gördü. Ancak birkaç kötü sonuçtan sonra sabırsızlık arttı. Medya, her hareketini büyütüp yorumladı. Mourinho, bu baskı altında klasik savunma reflekslerine geri döndü: Sert çıkışlar, tartışmalı açıklamalar ve içe kapanma. Bu da takımın performansını olumsuz etkiledi.
Fenerbahçe'nin en büyük hedefi, Mourinho ile Avrupa'da iz bırakmaktı. Ancak UEFA turnuvalarında erken elenmeler, hem teknik heyetin hem de oyuncuların özgüvenini sarstı. Mourinho'nun Avrupa'daki büyük başarılarının aksine, burada istediği etkiyi yaratamaması, taraftarların hayal kırıklığını büyüttü.
Türk futbolu, dünya çapında bir yıldızı ağırlamış olsa da, bu birliktelik beklenen sinerjiyi yaratamadı.
Fenerbahçe, Mourinho'yu değil; Mourinho, Fenerbahçe'nin gerçeklerini yenemedi.