“Mahkeme heyeti, Dündar’ın yapacağı açıklamalardan çok şey bekliyordu. Ancak o, ‘Bizim dediğimiz Ergenekon bu değil’ deyince büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar”


San­ki ga­ze­te­si­nin bü­ro­sun­da gi­bi ça­lı­şı­yor: Bal­bay, 07.00’de kal­kı­yor. Kah­val­tı­sı­nı ya­par­ken bir yan­dan da ga­ze­te oku­yor. Oda­sın­da­ki te­le­viz­yo­nun 21 ka­na­lı var. Ama o pek TV iz­le­mi­yor, san­ki ga­ze­te­si­nin bü­ro­sun­day­mış gi­bi ya­zı­sı­nı ya­zı­yor.

Emin ÇÖLAŞAN - Saygı ÖZTÜRK birlikte yazıyor...

Mus­ta­fa Bal­ba­y’­ın da bu­lun­du­ğu Sin­can 1 No.lu L Ti­pi Ce­za­evi’­nin gi­ri­şin­de Ata­türk büs­tü var. Ka­ide­sin­de “Türk esir­lik ka­bul et­me­yen bir mil­let­ti­r” ya­zı­yor. Bu­lun­du­ğu­muz ce­za­evi­nin için­de ve çev­re­sin­de tam 350 ka­me­ra var. Ce­za­evi­nin bah­çe­si tel ör­gü­ler­le çev­ri­li, çev­ri­li ala­nın içi de yi­ne tel ör­gü­ler­le ay­rıl­mış... “Bu­ra­dan kaç­mak im­kan­sı­z” gi­bi gö­rü­nü­yor. Za­ten her ta­raf­ta ka­me­ra­la­rın bu­lun­ma­sı, he­men hiç “kör nok­ta­” olmaması, da­ha­sı nö­bet­çi ku­lü­be­le­ri ve etraftaki serbest kö­pek­ler bı­ra­kın kaç­ma­yı, in­sa­nın böy­le bir gi­ri­şim­de bu­lun­ma­sı­na bi­le en­gel... An­cak bir maf­ya ba­ba­sı­nın Ko­ca­eli’­den ka­çı­şı­na hâ­lâ akıl sır er­di­ri­le­me­di­ği­ni de ek­le­ye­lim...

‘Meclis’in 7 da­ma­rı tı­ka­lı­’

Mus­ta­fa Bal­ba­y’­ın bu­lun­du­ğu L ti­pi ce­za­evin­de Er­ge­ne­kon, Bal­yoz gi­bi da­va­la­rın sa­nık­la­rı bu­lun­mu­yor. MHP Mil­let­ve­ki­li En­gin Alan ise, F-1 No.lu ce­za­evin­de. BDP’­li 5 mil­let­ve­ki­li ise Di­yar­ba­kı­r’­da. Prof.Dr. Mah­met Ha­be­-ra­l’­ın tah­li­ye­siy­le ce­za­evin­de 7 mil­let­ve­ki­li kal­dı. Bal­ba­y’­a du­ru­mu­nu so­ru­yo­ruz, şöy­le an­la­tı­yor: “Bi­ze baş­ta ma­aş ve öz­lük hak­la­rı­mı­zı ver­me­di­ler. Son­ra ma­aş­la­rı­mı­zı ve öz­lük hak­la­rı­mı­zı ver­me­ye baş­la­dı­lar. Bu du­rum ai­le­le­ri­mi­zi tah­li­ye ola­ca­ğı­mız ko­nu­sun­da umut­lan­dır­dı. Şim­di bi­ze de­ni­li­yor ki ‘ma­aşı­nı­zı, öz­lük hak­la­rı­nı­zı ve­ri­yo­ruz, siz ce­za­evin­de otu­run otur­du­ğu­nuz yer­de.’ Ya­ni TBMM’­nin 7 da­ma­rı tı­ka­lı. Ken­di­si­ne dö­nük suç­la­ma­la­rı ha­tır­la­tan Bal­bay, “2005 yı­lı­na ka­dar dar­be­ye ka­tıl­dı­ğım id­di­a edi­li­yor. Ben 2005 yı­lın­da emek­li ol­ma­dım ki. Ay­nı şey­le­ri te­le­viz­yon­da ko­nu­şu­yor, ga­ze­te­de ya­zı­yor­dum. Yaz­dık­la­rım­dan 2007 yı­lı­na ka­dar ödül­ler ka­zan­dım. 2008’den son­ra ce­za­lar al­ma­ya baş­la­dım. Ama hep sağ­lam dur­dum. Be­nim için be­ra­at bu­dur... Yaz­dı­ğım ki­tap­lar­da­ki dev­le­te ait bil­gi­ler için 9 yıl, ki­şi­le­re ait bil­gi­ler için 7 yıl, ne de­mek­se açık­lan­ma­sı is­ten­me­yen bil­gi­le­ri açık­la­dı­ğım için 2 yıl 8 ay ha­pis ce­za­sı ve­ril­di. Ya­ni mat­ruş­ka gi­bi. Her açış­ta bir ce­za çı­kı­yo­r” di­yor.

Satacak biri çıkmadı

Mus­ta­fa Bal­bay bun­la­rı açık gö­rüş yap­tı­ğı­mız oda­da, ka­me­ra­lar al­tın­da be­lir­ti­yor­du. Ka­me­ra­lar al­tın­da Bal­bay il­ginç bir ko­nu­ya da­ha gi­ri­yor. “Er­ge­ne­ko­n” ola­rak bi­li­nen da­va­nın sa­nık­la­rı ara­sın­da her­ke­si “sa­ta­ca­k” bi­ri­le­ri­nin çık­ma­sı­nı “yan­da­ş” ola­rak ni­te­le­nen­ler çok is­ti­yor­du. Böy­le­ce “Ba­kın biz bun­la­rın ör­güt ol­duk­la­rı­nı söy­le­me­miş miy­di­k” di­ye bö­bür­le­ne­cek­ler­di. Bal­bay bu ko­nu­da şun­la­rı söy­lü­yor: “Da­va­da, her­ke­si sa­ta­cak giz­li ta­nık üre­te­me­di­ler. Özel­lik­le he­def gö­rül­dük­le­ri için tu­tuk­la­nan­lar ara­sın­dan giz­li ta­nık çı­kart­mak için yo­ğun ça­ba­lar ol­du. An­cak, bu­nu ba­şa­ra­ma­dı­lar. Her­ke­si sa­ta­cak bi­ri­ni bu­la­ma­dı­lar. İs­te­dik­le­ri ol­ma­yın­ca bu­nun bü­yük ra­hat­sız­lı­ğı­nı duy­du­lar.”

O gün­ler­de, “Er­ge­ne­ko­n” ile il­gi­li bil­gi­si olan­la­rın ifa­de­le­ri­ne de baş­vu­ru­lu­yor­du. “Er­ge­ne­ko­n” di­ye bir ör­gü­tün adı­nın bi­le du­yul­ma­dı­ğı gün­ler­de Can Dün­dar ve Ce­lal Kaz­dağ­lı, “Er­ge­ne­ko­n” ki­ta­bı­nı yaz­mış­tı. Mus­ta­fa Bal­bay ko­nuş­ma­sı­nı sür­dü­rü­yor: “Can Dün­da­r’­ın ya­pa­ca­ğı açık­la­ma­lar­dan mah­ke­me he­ye­ti açık­ça­sı çok şey­ler bek­le­di. An­cak, Can Dün­dar, ‘bi­zim de­di­ği­miz Er­ge­ne­kon bu de­ğil­di­’ de­yin­ce bü­yük bir ha­yal kı­rık­lı­ğı ya­şan­dı. Ar­dın­dan Ce­lal Kaz­dağ­lı din­len­di. Ce­lal de, ba­zı şey­ler ko­nuş­tu ama onun söz­le­ri­ de da­va­nın sey­ri­ni de­ğiş­ti­re­cek bir şey de­ğil­di. Açık­ça­sı, Can Dün­da­r’­ın mah­ke­me­de yap­tı­ğı açık­la­ma­lar bi­ri­le­ri için ha­yal kı­rık­lı­ğı ol­du.”

“YEREL SEÇİMLERDEKİ HAYALİM 1989 RUHU”

Tu­tuk­lu da ol­sa Mus­ta­fa Bal­bay, mil­let­ve­ki­li fa­ali­yet­le­ri­ni de­mir par­mak­lık­la­rın ar­dın­dan sür­dü­rü­yor. Mart ayın­da ya­pı­la­cak ye­rel se­çim­le­ri ko­nu­şu­yo­ruz. İz­mir için 30 be­le­di­ye baş­kan­lı­ğı­nın 30’u­nu da ka­zan­mak, di­ğer il­ler için ise 1989 yı­lın­da ol­du­ğu gi­bi il­le­r­den ya­rı­sın­dan faz­la­sın­da be­le­di­ye baş­kan­lı­ğı­nı ka­zan­mak ha­ya­lin­de. Bu na­sıl ola­cak? Tu­tuk­lu mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Bal­bay an­la­tı­yor:

Mü­ca­de­le­ye de­vam

“CH­P’­den İz­mir Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si ve di­ğer be­le­di­ye­le­ri­miz için çok sa­yı­da aday ada­yı­nın çık­ma­sı, par­ti­mi­zin zen­gin­li­ği­ni gös­te­rir. Ben, aday­lı­ğı ke­sin­le­şen par­ti­li­le­ri­miz için elim­den ge­len her şe­yi ya­pa­ca­ğım. Mek­tup­lar ya­za­ca­ğım, bil­di­ri­ler gön­de­re­ce­ğim. An­cak aday­lık ya­rı­şı sı­ra­sın­da da için­de bu­lun­du­ğum ko­şul­lar ne­de­niy­le ta­raf ol­ma­ya­ca­ğım. İz­mi­r’­de 30 be­le­di­ye baş­kan­lı­ğı­nın 30’u­nu da CHP’­nin al­ma­sı ha­ya­lim­dir. 1989 yı­lın­da SHP 55 il’­de be­le­di­ye baş­kan­lı­ğı­nı ka­zan­mış­tı. O za­man ‘yüz­de 70’in al­tın­da oy al­ma­m’ di­yen Bed­ret­tin Da­la­n’­a kar­şı, Nu­ret­tin Sö­zen baş­kan se­çil­miş­ti. Bu­gün, CHP’­nin da­ha faz­la il­de be­le­di­ye baş­kan­lı­ğı çı­kart­ma­ma­sı için ne­den yok. 1989’da olan­lar bu­gün de ya­şa­na­bi­lir. Pes et­mek yok­sa işin için­de mü­ca­de­le­ye de­vam...”

Ar­ka­da gözya­şları...

İn­faz ko­ru­ma me­mu­ru, “Mus­ta­fa Bey va­kit do­lu­yo­r” de­di­ğin­de ay­rı­lık saa­ti gel­miş­ti. Göz ta­ra­ma­sın­dan ge­çip de­mir ka­pı­la­rın ar­dı­na çık­tı­ğı­mız­da, Ada­let Ba­kan­lı­ğı­’nın ring oto­bü­sü gel­miş­ti. İçin­de ce­za­evin­de ya­kın­la­rı­nı bı­ra­kan­la­rın göz yaş­la­rı var­dı...