“CHP’de kurultay haftasına girilirken durum karışık... Genel Başkanlığı kim kazanırsa kazansın Parti Meclisi listeleri rekor düzeyde çizik yer. Gerçek hesaplaşma yerel seçim sonrası. Bu arada hangi taraf ‘kazanıyoruz’ algısını iyi verirse diğer tarafta çözülme olur.” Ankara koridorlarında ısrarla bu tespitler yapılıyor.

Biraz daha açalım.

4 Kasım’da genel başkan, 5 Kasım’da PM listesi oylanacak. Kurultaya üç gün kala değerlendirmeleri aktaralım.

Birinci tespit: İlk kez bir CHP kurultayı öncesi kimse kesin, kendinden emin tahmin yapamıyor. Bu, bir bakıma iyi. Başabaş bir yarış olduğunu gösteriyor. Diğer yandan kötü, delegeye güvensizlik var. Şöyle düşünün... İstanbul’da Ekrem İmamoğlu delegelerden imza topladı. 185 delege imza verdi. Ama kime sorulsa “İmzalara bakma... İmza verir ama başka şekilde oy kullanır” diyenler çoğunlukta. Bu, partideki bölünmeyi, güvensizliği, siyasetsizliği gösteren bir tablo. CHP lideri kurultayın sloganını “İkinci yüzyılda demokrasi ve birlik” diye belirledi ama “birlik” sadece dilde.

Hangi adayın kaç oy alacağı ile ilgili tahminlere geçmeden her iki tarafın hamlelerine bakalım.

İkinci tespit: Son iki haftada “değişimciler” güç kazandı. Bunda değişimcilerin daha organize çalışmasının, ekonomik imkanlarının daha fazla olmasının rolü var. Ancak Kılıçdaroğlu’nun DEVA Partili ilçe başkanları ile görüşmesi, partiyi kime devredeceği ile ilgili açıklamaları ve Ekrem İmamoğlu’nu divan başkanı olarak önermesi. Bu üç olay değişimcileri güçlendirdi.

Üçüncü tespit: Delegelerin yüzde 80’i kesin olarak kararını vermiş durumda. Yüzde 20 hâlâ arada duruyor. Kılıçdaroğlu son haftada il başkanları ile görüşerek, belediye başkanlarını marke ederek “yerel seçime kadar buradayım, hesabınızı ona göre yapın” mesajını güçlendirmeye çalışacak.

Dördüncü tespit: Değişimci kanat ise özellikle Güneydoğu delegeleri üzerinde tüm imkanlarını da kullanarak etkili olmaya çalışıyor. Bu arada Özgür Özel’in, Zafer Partisi’yle yapılan anlaşmanın Kürt oylarını küstürdüğü yönünde çıkışını da unutmamak gerekiyor.
Gelelim tahminlere...

“Kazanıyoruz”a ikna eden diğer tarafı çözer


Özgür Özel’in kurmay ekibinden bir milletvekili şunu söyledi:

“Şu anda kesin olarak elimizde 750 delegenin desteği var. 750’nin altına düşmeyiz. 800’e çıkma ihtimalimiz var. İstanbul’dan en fazla 20 fire olur.” Yine Ekrem İmamoğlu’nun kurmay ekibinden bir milletvekili de şu bilgileri verdi: “729’a 641 kurultayı biz alıyoruz. Değişimin önünde durmak artık imkansız. İstanbul’da 11 fire veririz.”

Peki ya Genel Merkez?

Onlar da 780’e yakın oy bekliyor. Bu arada şu bilgiyi de aktarayım: İki hafta öncesine kadar Genel Merkez yöneticileri bazı gazetecilerle yaptığı sohbetlerde alacakları oy için 900, hatta daha üstünü söylüyordu. Bugünse sayıyı düşürdüler.

Şimdi gelelim yazımın başındaki tespite. Bir kez daha paylaşayım: Hangi taraf ‘kazanıyoruz’ algısını iyi verirse diğer tarafta çözülme olur.”

Önceki akşam İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in 196 İstanbul delegesinden 185’inin oyunun Özgür Özel’e olduğunu açıklaması, yaptığı ziyaret “algıyı” etkileyecektir. İki isim de açıklamalarında “sokağın sesi değişim” dedi. Özgür Çelik’in imzaları teslim ettikten sonra medyaya yaptığı şu açıklama önemli: “İstanbul, toplumun beklentilerine karşı siyasi sorumluluğu üstlenmiştir. İstanbul’da 196 seçilmiş kurultay delegesinin 185’i genel başkan adayı olarak sayın Özgür Özel’e imza vermiştir. Bu irade aynı zamanda İstanbul halkının iradesidir. Biz İstanbul’da sokakta bir değişim talebi olduğunu görüyoruz. İstanbul halkının bir umut arayışı vardır. İstanbul umudun sesidir. İstanbul umudun şehridir. İstanbul, partimizi daha ileriye taşıyacak bir sürecin öncüsü olmak için 185 kurultay delegesiyle genel başkan adayımız Sayın Özgür Özel’in yanındadır.” “Sokak” vurgusu önemli ve “değişimciler” bu vurgu üzerinden son üç güne daha avantajlı giriyor. Ki; İstanbul delegesinin tavrının “blok” olarak Genel Merkez’i destekleyeceği iddia edilen Ankara, İzmir gibi illeri de etkileyeceği konuşulanlar arasında.

Bir not daha! Kurultayın adı: İkinci yüzyılda demokrasi ve birlik. Ancak... Partinin kurultaydan sonra “birlik” içinde olup olmayacağı tartışma konusu. Bu konuda Genel Merkez “ılımlı ve kucaklayıcı” bir görüntü verse de Kılıçdaroğlu kazanırsa yeni Parti Meclisi ve yeni bir “genel merkez” kuracağı, “sakin” bir profil çizen CHP liderinin aldığı “küçük notları” uygulamaya koyacağı ifade ediliyor. Peki ya “değişimciler” kazanırsa? Genel Merkez’e yakın isimler, “Yerel seçime kadar tartışma sürer. Özellikle İstanbul’da İmamoğlu’na karşı kadroların tasfiyesi yaşanır” diyor.