Ankara’da TUSAŞ”ı hedef alan terör saldırısı sonrasında belediyelerin bir bölümü, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını iptal etme kararını aldılar.

Bunun yanlış bir karar olduğunu yazmak için bilgisayarımın başına geçtiğimde, ülkemizin yurtsever aydınlarından, değerli beyin cerrahı Prof. Dr. Cengiz Kuday’dan, düşüncemi destekleyen bir mesaj aldım.

Hocamız diyor ki;

“Terörün amacı toplumda korku ve panik yaratmak, insanların geleceğe dönük yılgınlığa, hatta umutsuzluğa kapılmalarını sağlamak olduğuna göre; kutlamaların iptali, bu amaca hizmet etmez mi?..”

Evet, eder!..

Zira Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının iptali, bu hain terör eylemini toplum olarak lanetleyip birlik ve bütünlük görüntüsü vermemizi engeller.

Örnek mi istiyorsunuz?

Alın size derslerle dolu çok çarpıcı bir örnek:

★★★

2004 yılında başkent Madrid’te gerçekleşen ve 191 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırılar, İspanya’da o zamana kadar benzeri görülmemiş büyüklükte bir toplumsal tepkiye neden oldu.

1 milyon kişi Madrid’te sokakları, caddeleri, meydanları doldurdu. Ve terörü lanetleyip hep bir ağızdan protesto etti.

Böylece terör amacına ulaşamadığı gibi, tam tersine İspanyol halkını devletinin yanında birleştirdi.

★★★

İspanya örneğinden yola çıkarak şunu söyleyebiliriz:

Biz maalesef uzun zamandır -ülkemizi yönetenlerin oylarını konsolide edebilmek için sürdürdükleri kutuplaştırma politikaları nedeniyle- en büyük milli bayramımız olan 29 Ekim’lerde bile, bir ve bütün olamıyoruz.

Oysa Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında geniş kitlelerin, devletin sağlayacağı güvenlik önlemleri altında sokaklara çıkması ve emperyalizmin maşası olan tüm terör örgütlerini lanetleyerek tasada ve kıvançta bir olduğumuzu haykırması, uzun zamandır kaybettiğimiz milletçe kucaklaşma duygumuzun yeniden canlanması yolunda çok anlamlı bir fırsata dönüşebilir.

Millet olmanın, anayasada belirtildiği gibi; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün korunmasının gereği de budur.

Ayrıca Cumhuriyet Bayramı’nı coşkuyla kutlamak, eğlenmek değildir!..

★★★

Bu noktada bazı belediyelerin, özellikle adı Cumhuriyet ile özdeş olan Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin, aldıkları bu kararları tekrar gözden geçirmeleri gerekir.