O günü hiç unutmayacağım. TBMM sosyal tesislerinde eski milletvekili ile birlikte yemekteydik. Bir ara uçaklar, helikopterler Ankara semalarında uçmaya başladı. Garip bir durum vardı. İlk akla gelen askerlerin tatbikat yaptığıydı. Ama Ankara’yı, devleti bilenler hiçbir dönemde temmuz ayında tatbikat yapılmayacağını da bilir. Hele cuma, tatbikat günü hiç değildir.

Bazıları geniş kapsamlı sınır ötesi harekatın başladığını belirtiyor, kimi de IŞİD’in Anıtkabir’i uçakla bombalayacağı, ona karşı tedbir alındığını söylüyordu. Uçaklar, helikopterler uçunca, yavaş yavaş sosyal tesis boşalmaya başladı. Kötü şeyler olduğu anlaşılıyordu. İstanbul’da boğaz köprüsünün bir tarafının askerler tarafından tutulduğu bilgisi geldi.

HİÇ AÇIKLANMADI

O sıcak, belirsiz saatlerde herkes evine giderken, benim gittiğim yer ise genelkurmay karargahı önüydü. Ne olup bittiğini yerinde görmek ve olayı yaşamak gerekiyordu. Tanklar ortaya çıkmıştı. “Yurtta Sulh Konseyi” adı altında bildiriler de okunuyordu. O konseyin üyelerinin kimler olduğu hep “sır” olarak kaldı. Darbe girişiminden iki gün önce ABD’den darbe girişimi flash bellekleriyle Türkiye’ye gelen, Akıncı Hava Üssü yakınında yakalanan Adil Öksüz’ün serbest bırakılması gibi, o flash bellekler de hiçbir zaman ele geçmedi.

15 Temmuz 2016 gecesinde yaşananlarla ilgili dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın, kuvvet komutanlarının ifadelerinde çok ilginç bilgiler vardı. Ama bazı olaylar hâlâ çözülmüş, anlaşılmış değil.

15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin yaşandığı dakikalarda gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, telefonda bana, “Seçilmiş hükümetimizin yanındayız. Darbeyi kim yaparsa yapsın karşısındayız” dedi. Demokrasiden yana olduğumuzu, neyin ne olduğu belli olmadığı saatlerde de ortaya koymuştuk. Bilgisayar ışıkları altında yazılarımızı, haberlerimizi yazmıştık.

GÜLEN İÇİN “MEHDİ” KARARI 

Darbe girişiminden önce yargıda öyle kararlar veriliyordu ki bunun bir hakim tarafından verilmiş olacağına inanamıyorsunuz. Doğan kitaptan çıkan “Kod Adı Mürted” kitabımda, generallerin o gece neler yaşadıklarını kendi açıklamalarıyla yazdım. Fetullah Gülen’in “Mehdi” olduğuna (Kıyametten önce ortaya çıkacak lider, beklenen kurtarıcı) bir hakimin nasıl karar verdiğine ilişkin belgeler de bulunuyor.

“Hayalet İmam” kitabında, darbe planlarını ABD’den Ankara’ya getiren Adil Öksüz’ün inanılmaz hikayesi var. 99 kişi adliyeye götürülüyor, bunlardan 98’i tutuklanıyor, bir tek Adil Öksüz serbest bırakılıyor. O günden beri de aranıyor.  

DARBE GİRİŞİMİNİN SONUCU

251 vatan evladının şehit edildiği o gece için hemen her askerin anlatacağı olay vardır. Darbe girişimi davalarında suçlananlar hep sessiz kaldı, gerçek durumu açıklamadığı konusunda genel bir kanı var. Peki bu davaların sonucuna bakalım: 289 fiili darbe davasının tamamı karara bağlandı. Bu davalarda şu kararlar verildi: 

- Bin 634 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet,

- Bin 366 kişi hakkında müebbet,

-Bin 891 kişi hakkında süreli hapis cezası olmak üzere toplamda 4.891 kişi hakkında mahkumiyet kararı verildi.

Aynı zamanda bu davalarda;  2 bin 870 beraat, 964 ceza verilmesine yer olmadığı kararı çıktı.

FETÖ’DEN 705 BİN KİŞİYE SORUŞTURMA

Genel olarak FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında bugüne kadar 705 bin 172 kişi hakkında adli işlem yapıldı. Bunlardan 61 bin 796’sı hakkında soruşturma yapıldı. 23 bin 52’si hakkında ise yargılamalar ilk derece mahkemeleri nezdinde devam ediyor. Sonuçlanan kararlar ise şöyle:

-125 bin 456 kişi hakkında mahkumiyet,

- 33 bin 215 kişi hakkında ise diğer karar türleri verildi.

- 357 bin 205 kişi hakkında takipsizlik,

-Yargılama sonucunda ise 104 bin 448 kişi hakkında beraat kararı verildi.

Halen ceza infaz kurumlarında 877 tutuklu, 2 bin 9 hükümözlü, 10 bin 365 hükümlü olmak üzere toplam 13 bin 251 tutuklu ve hükümlü bulunuyor.  

YARGIDA FETÖ TEMİZLİĞİ

2016 yılında adli ve idari yargıda 16 bin 176 hakim ve savcı görev yapıyordu. Darbe girişiminin yaşandığı gece Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından yapılan inceleme ve soruşturmalar sonucunda FETÖ ile irtibat veya iltisakı saptanan 4 bin 6 kişi meslekten çıkarıldı. 

Hep şu konuşuluyor, HSYK nasıl oluyor da aynı gece FETÖ’cü hakim ve savcıları belirledi? Bunu o gecede önemli rol alan bir yargı mensubuna sordum. Şunları söyledi:

“HSYK seçimleri yargıdaki Fetullahçıların belirlenmesinde mihenk taşıydı. Kimin Fetullahçı olduğu ortaya çıkmıştı. Açık kaynaklarda, adalet.org sitesinde hakimlerin, savcıların yazdıkları var. Bir kısmının verdiği kararlar, ByLock kayıtları Devletin elindeydi. Yüzde 90’ı zaten gözükmüştü. Açıkçası bakanlık hepsini biliyordu. Darbe girişiminde kimlerin ne yapacağı belliydi.

FETULLAH GÜLEN KKTC’YE GELECEKTİ

Amaç Türkiye’de kaos ortamı yaratmak, dış güçlerin ülkemize girmesini sağlamaktı. Fetullah Gülen’de ABD’den, KKTC’ye gelecekti. Kullanılmayan bir havaalanı 15 Temmuz öncesi temizlendi, uçuşa hazır hale getirildi. Gülen’in gelişine hazır edildi. İlk listede yanlış yok. Çatı davasında da yazılmıştı, açığa çıkan Fetullahçının uyutulup dışarıda bırakılması taktiğini. Bugün de yargının içinde FETÖ’cüler var.”

FETÖ ELEBAŞLARININ İADE TALEPLERİ

Fetullah Gülen hakkında bugüne kadar 7 iade talebi ABD makamlarına gönderildi. Bu taleplerle 15 Temmuz darbe teşebbüsü başta olmak üzere FETÖ elebaşının 27 suçtan ülkemize iadesi istendi. Ancak ABD yargısı, suç unsuru olmadığı gerekçesiyle iadeye yanaşmadı.

Yurt dışında bulunun FETÖ üyelerinin ülkemize iadeleri konusunda Adalet Bakanlığı tüm girişimleri eksiksiz bir şekilde sürdürüyor. Bu kapsamda FETÖ mensupları hakkında 115 ülkeye bin 774 iade talebinde bulunuldu. İadesi talep edilen bin 637 kişi. Bu talepler üzerine 132 kişi, çeşitli ülkeler tarafından sınır dışı edilerek veya iade talebi kabul edilerek ülkemize teslim edildi.

Darbe girişiminden sonra TBMM’de “Araştırma Komisyonu” kuruldu. Görüldü ki girişim sulandırıldı. AKP tarafından CHP’yi suçlayan ek rapor yazıldı. CHP karşılık verdi. Sonuçta bu raporun TBMM’de görüşülmesi, milletin gerçekleri öğrenme hakkı da engellenmiş oldu.