Ateşi de gördüler. İhaneti de yaşadılar. Yenilenmek zorundaydılar. Yenilendiler. Bir yılda üç kez Kurultay toplayıp aynı kişiyi lider seçmek zorunda kaldılar. Kuracakları düzenin “Çare-çözüm bulucu” ve “Yüksek verimlilikte işleyen bir sistem kurucu” olması gerekiyordu. Bunun için de “Ülkenin dert haritasını kök nedenleriyle ortaya çıkarmak” zorundaydılar.

Dert Haritasını!

Çıkardık diyorlar.

İşte dertler.

İşte çareler.

Söyleyip, sıralıyorlar.

★★★

Halkın gözünde Tayyip Erdoğan’ın masalı çöktü. Devlet Bahçeli’nin hikayesi de bitti. İşçiler, memurlar, çiftçiler, emekliler, esnaflar, çalışan kadınlar, ev hanımları, namuslu avukatlar, adil olmak isteyen yargıçlar, savcılar, polisler, askerler, doktorlar, hemşireler, üniversitede ders okutanlar, öğrenciler, lise, ortaokul, ilkokul, anaokulunda öğretmenler, tüm öğrencilerin anne ve babaları, işsizler, iş bekleyenler, liyakat isteyenler; 23 yıl boyunca torpil, adam kayırma, hısım, akraba, partili kollamadan zarar görmüş milyonlar, devlet bankası kaynakları ve teşvikler ile devlet ihalelerinin “Tayyip dönemi zenginlerine akıtılmasını” siyasi çıkar için verilmiş ahlaksızca rüşvet diye tanımlayanlar, “İnanç sahiplerini Allah ile aldatma örneklerine bakıp” bundan acı çeken gerçek din adamları, cezaevlerini doldurmuş mahkumların yakınları, darp edilmişler, erkeklerin öldürdüğü kadınların geride kalan yakınları, hakları yenmişler, gelecek için karamsarlığa düşmüş olanlar, ülkeden umudunu kesmişler, zeytin ağaçlarını sömürge madenciliğine kurban vermek istemeyen başı örtülü köylü kadınlar, çevreciler, gölleri kurutmayalım diyenler, derelerin dostları, sivil toplum örgütleri, bağımsız yargı ve gerçek adaleti arayanlar, hukuk bekleyenler, yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar, yalan, rüşvet, rant düzeni bitsin diyenler ve “Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk Bayrağı’nın, Türkçenin şemsiyesi altında toplanarak özgür ve eşit yurttaşlık bilincine sarılmanın ve bölgelerarasındaki gelir adaletsizliğinin giderilmesinin tek çözüm olduğunu gören” Kürt kökenli vatandaşlar için de CHP, umut oldu.

★★★

Halk, hayatının her noktasında sıkıştı ve geleceğini tehlikede görmeye başladı. Sarılacak bir umut arıyordu. CHP’yi umut gördü, sarılmayı seçti.

Bu seçme değil.

Bu aslında sarılma.

Denize düşen yılana sarılır. Yılan da onu sokar. CHP’nin yeni kadrolarının “Halkı sokup sokmayacağı şu anda kimsenin umurunda” değil. Çünkü halkın başka seçeneği yok. Seçecek ve sarılacak. Erdoğan ile Bahçeli’den kurtulacak. Sonu yine sokmayla biterse; yeni bir sarılınacak olanı tekrar  aramaya başlayacak.

Demokrasi bu!

★★★

Genel Başkan Özgür Özel, “CHP arınacaksa bizi eskiye döndürmek isteyenlerden arınacaktır” diyor.

Hantallıktan arındılar.

Dertleri sıralıyorlar.

Derman da gösteriyorlar.

Çözümün ana kolonlarını; yüksek hukuk, yüksek adalet, yüksek verimlilik, yüksek ahlak, yüksek adil bölüşüm üzerine oturtmuşlar. Türk ekonomisinin temel derdi ve yüksek yakıcı enflasyon doğuran yapışkan krizlerin her dört beş yılda bir tekrarlanmasının kök sebebi; üretilen döviz (ihracat) çok az fakat tüketilen döviz (ithalat) çok fazla, fark hiç kapanmıyor, Türkiye her yıl artan oranda dış sermayeye soyuluyor tespitini yapmışlar. Türkiye’yi yeniden “Planlı bir kalkınma sürecine sokacağız ve bunun için planlama teşkilatını yeniden kuracağız” sözü veriyorlar.

Umut oluyorlar.

Umarım!

Darbeyle kesilmez.