İstanbul’da peş peşe kırılmalar oldu. İlk kırılma 13 saniye sürdü ve fay hattının Trakya kolu tamamlandı. 4 şiddetinde gelirse küçük deprem. 4’ün üstünde gelirse orta deprem. 5 ve üstü gelirse uyarıcı deprem. 6.4 gelirse ana deprem.

6.2 şiddetinde geldi.

Dipten uyardı işte!

★★★

Aklın açılması için depremin alttan vurması gerekiyormuş. Deprem alttan vurunca konuşmaya başladı ağızlar; “İstanbul’da ana deprem, nerdeyse doğurdu doğuracak ve 132 atom bombasına denk gelen bir yıkım” olacak diye eski uyarıyı yeniledi uzmanlar. Deprem alttan vurdu ve yine “kentsel dönüşüm bir milli güvelik sorunudur” kuru bilgiçliği gündemleri doldurdu.

★★★

Deprem alttan vurdu; dipten üste çıktı o eski bilgiler, kayıtlar ve utanç duyulası hatıralar: Arsız müteahhitlerin gözlerini kar bürümüştü fakat kat sahipleri de “dönüşümü bedavaya getirmek için” yıkılarak yenilenen apartmanın yerine iki misli büyüklüğünde binalar dikilmesine evet demişlerdi. Böylece “kentsel dönüşüm spastik doğuma” dönüşmüştü.

★★★

Depremin huyu böyle alttan vuruyor hep; sallanırken binalar, evler, işyerleri, metro hattında giden vagonlar; evlerden, binalardan, mağazalardan, plazalardan kaçıştı insanlar.

Olacakları biliyorduk.

Duvarda çatlaklar. Balkonlarda patlaklar. Kolonlarda yarıklar. Kirişlerde bükülmeler arandı ve “git gide sona mı yaklaşıyoruz” diye sorulmaya başlandı.

★★★

Deprem dipten vurunca üstten açılıyor akıl ve akla geliyor yine o eski yara ve kan içinde kanayan soru: Deprem için toplanan milyarları kim harcadı, ne için harcadı, kimleri zengin etmek için harcadı?

★★★

Alttan vurdu deprem!

Üstten açıldı zihinler!

Yenilendi sorular.

İstanbul’da kaç çürük bina var? Neden belediyeler ve Ankara birlikte; 7.4 şiddetindeki büyük depremden buyana geçen 26 yılda çürükleri tek tek tespit edip, gerekeni yapmadılar? Niçin çürük bina ihbarı yapmayı kat sahiplerinden beklediler? Toplanma alanlarına niçin AVM’ler dikildi? Askeri alanlar niçin inşaat rantına açıldı? İstanbul’a göç teşvik edilip; kentin nüfusu 25 milyona niçin getirildi?

★★★

Binaları yapanlar.

Yapıp satanlar.

Müteahhitler.

Yapı izni verenler. 

Ankara’da politikacı.

Kamu görevlileri.

Yapıyı denetleyenler.

Oturma izni veren belediyeci. Bu düzenin taşıyıcı ana kolanları olmuştu. 23 yıl içinde TBMM’den 8 kez “imar affı” çıkarmışlar; İmar afları; “kente karşı işlenmiş cinayet suçu” kabul edilmesine rağmen “suçu işleyeni bağışlayıp, katilliği aklayarak oy avcılığı” yapılmıştı.

★★★

İstanbul’un 6.2 son depreminden önce bütün Türkiye’yi dondurucu soğuk kaplamış; bahçelerde ağaçlarda tomurcuklar donmuştu. Hemen zam yapılmıştı kuru kaysıya, fındığa, elmaya, kiraza.  İstanbul’da yer sarsılınca da deprem çantası ile çadıra anında zam geldi ve zemini dayanıklı semtlerde ise ev kiraları ikiye katlandı. Cumhurbaşkanı,  AFAD Merkezinde yaptığı deprem önlemleri toplantısına muhalefet partisinden diye bir tek İstanbul Büyük Şehir Belediye yetkilisini bile çağırmadı.

★★★

Deprem!

Dipten uyardı işte!

En korkunç kör.

Görmek istemeyendir!

Kırgızistan’ın borcunu silme Meclis’te soru önergesi oldu!

Türkiye’yi yönetenler Kırgızistan’a iki defada verilmiş toplam 113.3 borcu silmişler ve Türk halkının birikimi olan 113.3 milyon dolar döviz cinsi para, “hangi devlet çıkarımız gözetilerek kimin emriyle” silindi sorusu merak edilir olmuştu. Nedense açıklama yapılmıyor. Kırgızistan Türkiye’de bir özel şirketten pahalı bir alım yaptı ve bu alımın karşılığı olarak borç silindi, aslında 113.3 milyon dolar şirketin karı olarak Türkiye’ye döndü diyen iddialar, kulaktan kulağa yayıldı. Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, “Kırgızistan’ın borcunun silinmesini Meclis’e soru önergesi olarak taşıdı” ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ ten şu 4 soruya cevap vermesini istedi: BİR: 113.3 milyon dolarlık borç hangi gerekçe ile silindi? İKİ: Türkiye’de özel bir şirketten alımlar yapıldığı ve borcun bu nedenle silindiği iddiası doğru mudur? ÜÇ: Doğruysa özel şirket kimindir? DÖRT: Borcun silinmesi halka duyurulamaz diye gizlilik kararı alındıysa gerekçesi nedir?