Sibirya’nın donmuş toprağına gömülü bir hava üssü. Sabahın ilk saatleri. Her şey olağan. Ama gökyüzü, yeni bir çağın habercisi. 

Uzaktan tiz bir vızıltı yaklaşıyor. İlk bakışta siyah bir kuş sürüsü gibi... Oysa hepsi ölümcül bir makine. Ukrayna’dan gizlice kamyonlarla Rusya’nın 4 bin 800 km derinliklerine taşınan dronlar, üsleri hedef alıyor. Balık istifi gibi dizilmiş dev A-50 erken uyarı uçakları, nükleer silah taşıyabilen Tu-95’ler, gökten inen isabetli ölümle yerle bir oluyor. Pilot yok, savunma yok. Yalnızca patlamalar ve gökten gelen bir yazılım zekâsı var. Zarar: 7 milyar dolar. Hiçbir Ukraynalı asker üsse yaklaşmamış bile. Mission Impossible filmi değil, gerçek.  

Bu saldırı şimdiden şöyle anılıyor: Rusya’nın Pearl Harbor’ı...  Bombardıman filosunun yüzde 30’u sadece 117 dron ile imha edilmiş.  

★★★

Bu yeni çağın eşiğinde, tarihin kırılma anlarını hatırlamak kaçınılmaz. 

1916’da İngilizlerin cepheye sürdüğü ilk tank “Little Willie” yalnızca 6 km hızla gidiyordu ama savaş tarihini kökünden değiştirdi. 1940’larda Sovyetler T-34 ile devrimi büyüttü. Bugün bir Leopard 2 tankı 15 milyon dolar. Ama Ukrayna’da Rus tanklarının yarısı, sadece 500 dolarlık dronlarla imha edildi. Dron, tankın üstünde asılı kalıp çelik zırhın en zayıf noktasına hatta egzozuna bombayı bırakıyor. Bir nişancı gibi, tek atışta. 

★★★

Karada dengeler böyle sarsılırken, gökyüzü de artık tankların gölgesinde değil. 

İkinci Dünya Savaşı’nda zaferin yolu havadan geçiyordu. ABD’nin B-17’leri günde 2 bin sorti yapıyordu. Bugünse bu hava üstünlüğünü sağlayan radar uçakları, sadece birkaç yüz dolarlık kamikaze dronlarla yok ediliyor. Bu son saldırıdaki A-50’ler...  400 km menzilli radar sistemi taşıyan, tanesi 330 milyon dolarlık Rus erken uyarı uçakları, bilgisayar oyunu gibi tek bir vuruşla kül oldu. 

★★★

Savaşın klasik ağırları, artık yazılım karşısında çaresiz. 

 Obüslerin de anlamı kalmadı. 20. yüzyıl boyunca savaş alanı topçu ateşiyle şekillendi. 2022’ye kadar Rusya-Ukrayna savaşının yüzde 80’i topçu menzili içinde gerçekleşti. Sadece Rusya’nın günlük topçu mühimmatı tüketimi 60 bin mermiydi. Ama 2024 itibarıyla Ukrayna, bir top bataryasını 3 bin dolarlık dron sürüsüyle imha edebiliyor.  

Aynı şekilde bir Patriot hava savunma sistemi de 1.1 milyar dolar. 300 dolarlık bir kamikaze dron, onu aktive edip, haybeye fırlamasına neden olabiliyor. Aynısı S-400’ler için de geçerli.  

★★★

Aralık 2024’te Ukrayna, ilk tam otonom dron saldırısını gerçekleştirdi. Görevde 50’den fazla kara ve hava dronu vardı. Saldırının toplam maliyeti 200 bin dolardı. Vurulan Rus hedeflerinin zararı 6 milyar dolardı. 

★★★

Eskiden ölüm rastlantıydı. Top mermisi üstüne düşerse, şanssızdın. Ama şimdi hedefsin. Çünkü artık gökyüzünde bin nişancı var. 

Dronlar yalnızca patlayıcı taşımıyor; keskin nişancı kadar isabetli. Ukraynalı bir komutan şöyle diyor: “Toplardan saklanabilirsin ama dronlardan asla.” 

★★★

Pikaplarla ilerleyen askerler açık hedef olduklarından, şimdi kilometrelerce yürüyerek, ağaçlık alanda saklanarak cepheye yaya ulaşmaya çalışıyor.  Dronlar, bir arabanın içinde kaç kişi olduğunu anlayabiliyor. Hedefe özel bir dron yönlendirebiliyor. 

★★★

Dronlar yalnızca karada değil, denizde de dengeleri değiştirdi. Karadeniz’de Rus donanması limandan çıkamıyor. Odesa açıklarına yaklaşamıyor. Ukrayna’nın “deniz kurtları” adlı robot dronları, yüzlerce kilometre yol kat edip Sivastopol’daki gemileri vuruyor.  

★★★

Üstelik bu makineler tek başlarına da değil.  

Artık sürü hâlinde de saldırıyorlar. “Swarm” sistemleriyle yüzlerce dron kendi aralarında iletişim kurarak hedef seçiyor, görev dağılımı yapıyor. Pentagon’un 2023’te test ettiği bir yazılım, insan müdahalesi olmadan 35 dronu tek hedefe yönlendirmeyi başardı. 

Yani yapay zekâ, “öldür” komutunu kendisi vermeye çok yaklaştı. 

★★★

Böylece yeni savaş teknolojisi, sorumluluğu da gölgeye çekiyor. Eğer bir dron yanlışlıkla sivili vurursa... Sorumlu kim? Operatör mü, yazılım mı, komutan mı, üretici mi? 

Savaşın yeni yüzü bu: 
Ucuz, sessiz, hedefe sadık... 
Ve çoğu zaman,insan bile değil.