“5. Dalga”, her ne kadar farklıymış gibi başlıyor olsa da; son yıllarda iyice moda olan büyüklerin dünyasında baskılanan ergenlerin gerilimli başkaldırış hikayelerinden biri. Bildiğiniz gibi; whatsup, instagram, twitter, facebook gibi iletişim araçlarıyla yaşayan, internete adeta yapışık yaşayan genç kuşağın ilgisini çekebilmek için onlara ait bir edebiyat türü de oluşturuldu.
Bu tür kitaplarda iki tür eğilim var: Gotik bir anlayışla yoğrulmuş romantik gerilimler mesela “Alacakaranlık” kitapları... Diğer tür de özgürlüklerin kısıtlandığı gelecekte bir başkaldırı hareketinin öncüsü olan ‘seçilmiş’ gençlerin heyecanlı hikayeleri... Dünyayı kendi hırs ve ihtiraslarıyla yaşanmaz hale getiren yetişkinler, aslında en başta hep iyi amaçlarla yola çıkmışlardır. Ama sonra iş ergenleri, gençleri gözetim altına almaya kadar gitmiştir. Ya onları birbirleriyle savaştırırlar ya da onları kandırıp bir bilmecenin içine hapsederler, kendileri için tehdit oluşturmasınlar diye..
“5. Dalga”da uzaylılar istila ettikleri dünyayı insanlardan temizlemeye çalışıyorlar dört büyük saldırı dalgası eşliğinde. Tsunamiler, depremler ve salgın hastalıklarla kitlesel kıyımlar yapıyorlar ‘diğerleri’ denen uzaylılar, ancak hâlâ yine de köşe bucak saklanarak direnen insanlar vardır. Bunların çoğunluğu da genç erkek ve kızlardır. İçlerinden biri olan Cassie küçük erkek kardeşini kurtarmak için harekete geçer. Ama belli ki giderek daha önemli bir konuma gelecektir.. Sonuncusunun mayıs ayında çıkması beklenen roman serisinin toplam üç kitaptan oluşması bekleniyor. İlk film tutarsa devamı gelecek belli ki...
Ancak bu uzaylı istilası filmleri de içinde değişik bir fikir, farklı bir yaklaşım taşımadıkça artık çok basit, demode ve sıkıcı olmaya başladılar. “5. Dalga”nın uzaylılarının yaptıkları şimdiye dek izlediğimiz pek çok benzer hikayeden apartılmış gibi duruyor. “Battlestar Galactica”dan “Ziyaretçiler” gibi televizyon dizilerini, diğer ergen aksiyonlarını, sürüyle dizi, film ve kitabı hatırlatmakta film. Bazı görsel efektler başarılı olmasına rağmen bir süre sonra Cassie’nin iki genç erkek arasında kalan tipik ergen kız konumuna sıkışmasıyla film de sarkmaya başlıyor. Sonrasında her şey o kadar ‘bildiğiniz gibi’ ilerliyor ki, bu tür filmlerin içinde şimdilik en başarılısı olan “Açlık Oyunları” serisi kadar bile derinleşemediği gibi, akılda kalıcı tek bir sahne bile çıkaramıyor içinden.
Yine de hedeflediği kitlenin çok da ilgisiz kalmayacağı bir ambalaj sayılır “5. Dalga”.
5. Dalga / 2 Yıldız
Yönetmen: J Blakeson
Oyuncular: Chloë Grace Moretz, Matthew Zuk, Gabriela Lopez
112 dakika
BABALIK MESELESİ
Adeta dünyaya baba olmak için gelmiş bir adamdır Brad. Ama dişçi koltuğunda yaşadığı küçük bir kaza (!) onun baba olmasını engellemiştir. İki çocuklu bir anne olan Sara ile olan ilişkisi ona en azından üvey baba olma fırsatını vermiştir. Brad varını yoğunu iyi bir baba olmaya harcasa da çocukların sevgisini pek de kazanabilmiş değildir ama. Üstelik çocukların gerçek babası Dusty sahneye girince işler Brad için daha da karışır. Çünkü Dusty, Brad’in tam tersi, motosikletli, deri montlu, asi ruhlu, kaslı-kuvvetli çekici bir adamdır. Bu iki adam da çocukların gözünde kahraman olabilmek için birbirleriyle büyük mücadele içine girerler. Ama Dusty’nin eski karısını da yeniden kazanmak gibi bir planı vardır...
Will Ferrell komedilerine karşı özel bir antipatiniz yoksa, yer yer çok güleceğiniz bir komedi “Babalar Savaşıyor”. Epeydir Hollywood’un yeni aile komedileri, belden aşağı esprileri de belli bir dozu aşmayacak şekilde içeren yetişkin komedilerine dönüştüler. Mesela Brad’in kısırlığıyla ilgili muayene edildiği sahne ya da bazı oldukça cesur diyaloglar filmin çok güldüğümüz ama eski aile komedilerinde görmeye alışık olmadığımız tarzda espriler. 7 yaşından büyük çocuklarıyla izlemeyi düşünenlere küçük bir uyarı olsun bu.
Filmde aksayan iki şeyden ilki, iki adam arasında kalan Sara karakteri. Linda Cardellini’nin orta halli bir performansla canlandırdığı karakter çok edilgen. Filmin tonuna hiçbir etkisi yok. Filmin diğer aksayanı da biyolojik babayı oynayan Mark Wahlberg malesef. Tecrübeli oyuncu senaryoda kendisine açılan kısıtlı alan yüzünden de zaman zaman soğuk duruyor ve komedinin büyük ağırlığı Will Ferrell’ın üzerinde kalıyor...
Babalar Savaşıyor / 3 Yıldız
Yönetmen: Sean Anders
Oyuncular: Will Ferrell, Mark Wahlberg, Linda Cardellini
96 dakika
Türk ve Alman filmleri yarışıyor!
Bu yıl 21.si gerçekleştirilen Türkiye Almanya Film Festivali, her yıl olduğu gibi Nürnberg şehrinde, Almanya ve Türkiye’den birçok konuğun katıldığı görkemli bir gala eşliğinde başladı. Açılış gecesinde Türkye sinemasının efsane oyuncusu Kadir İnanır’a da onur ödülü takdim edildi.
13 Mart Pazar gününe kadar devam edecek olan festivalde Türkiye'den beş, Almanya'dan da dört olmak üzere toplam 9 film yarışıyor. Seçici kurulun başkanlığını ise yönetmen Derviş Zaim yapmakta. Jüri değerlendirmesinin sonucunda En iyi Film, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Kadın Oyuncu ödülleri sahiplerine verilecek. Bu seneki yarışmaya Türkiye’den katılan filmler şunlar: Oyuncu Barış Atay’ın ilk uzun metrajlı filmi “Eksik”, Senem Tüzmen’in yönetmenliğini yaptığı ve Venedik Film Festivali’nde ilgiyle izlenen “Ana Yurdu”, Mehmet Eryılmaz’ın yönettiği “Misafir”, “Özcan Alper’in geçtiğimiz aylarda vizyonda da izlenen “Rüzgarın Hatıraları” ve Ahu Özyurt’un ülkemizde de merakla beklenen filmi “Toz Bezi”. Festivalde yarışacak Alman filmleri ise şöyle: Die Massnahme (Alexander Costea), God of Happiness (Dito Tsintsadze), Herbert (Thomas Stuber), Toro (Martin Hawie).
Ödüller 12 Mart gecesi yapılacak törenle açıklanacak.
Dünyayı kurtaran ergenler
“5. Dalga”da dünyayı istila eden uzaylıların hesaba katmadıkları şey tabi ki savaşçı ergenlerdir.