“Ekonomide sihir yok, sihirbaz yoktur! Sadece doğrulara yönelip en basit doğruları yapmak, işlerin düzelmesi için yeterlidir. En önemlisi güven vermektir. Hukuksuzluk, güvensizlik ortamı ekonomiyi yıkar. Böyle giderse ekonomi patlar. Ekonomiyi yıkan yanlış kararlardır.”

Sevgili okurlar... Bu sözleri dört yıl kadar önce İlhan Kesici söylemişti... Kesici, ekonomiyi bilen bir siyasetçidir. Sonunda dediği oldu ve ekonomi patladı!

Şimdi ulus olarak bunun acısını çekiyoruz.

★★★

Enflasyonu düşürmek için izlenen yöntemlerden biri “Fahiş fiyat artışlarını yakın takibe alıp ağır cezalar kesmek!” Ancak... Tüm ekonomistler çözümün bu olmadığını söylüyor.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de aynı görüşte...

İki gün önce TRT’de soruları yanıtlayan Mehmet Şimşek:

“Piyasada fiyatlara müdahale edilmemesi gerektiğine inanıyorum. Para, maliye ve gelirler politikası daha sıkı olduğu için enflasyonun düşmemesi mümkün değil. Enflasyonu tek haneye düşürmek için ne gerekiyorsa yapacağız.” dedi.

Ancak, enflasyonun 2026 yılından önce tek haneye düşmesi mümkün görünmüyor.

Ulus olarak daha çekeceğimiz çok çile var!

★★★

Birkaç yıl önce bir esnaf, dükkânına şöyle bir tabela asmıştı:

“Değerli müşterilerimiz...

Fiyatlarımız geçtiğimiz haftaya göre pahalı olabilir.

Fakat, gelecek haftaya göre çok ucuzdur!”

Şimdi de öyle bir dönem yaşıyoruz...

Bugün aldığımız mal, yarın daha pahalı oluyor.

Gerçek olan şu ki, Türkiye üretmiyor ve üretmediği için yoksullaşıyor.

Mutlaka üretimi arttıracak teşvikler gerekiyor.

★★★

Merkez Bankası’nın sürekli para bastığı haberleri alıyoruz.

Piyasa, en büyük para birimimiz olan 200 liralık banknotlarla doldu.

Bir markete ya da pazara girdiğinizde 200 lira ile fazla bir şey alamıyorsunuz?

Madeni paraların alım gücü hemen hemen hiç kalmadı. Yeni madeni 5 liralıklar basılarak piyasaya sürüldü...

En büyük paramız 200 liranın döviz karşılığı sadece 6 dolar kadar bir şey!

Merkez Bankası’na sormak gerekiyor:

“Bu kadar para basarsanız, enflasyon nasıl düşecek?”

Beşiktaş Belediyesi sağlam evleri de yıkacak mı?

90 yaşındaki Şükrü Avşar ile eşi Yüksel Avşar’ın evleri başlarına yıkılmak isteniyor. Kim istiyor bunu?

CHP’li Beşiktaş Belediyesi!

Neden istiyor? “Riskli yapı olarak tespit edilmiş!”

Oysa yapının SAĞLAM olduğuna dair 3 ayrı rapor var.

Şükrü Avşar uzun yıllar Milliyet Gazetesi’nde üst düzey idari görevlerde çalışan, emekli olduktan sonra da Gazete Dağıtım Şirketi’nin Şişli bayiliğini yapan bir basın emekçisidir.

Akat Mahallesi, Spor Yazarları Sitesi B 6 Blok’ta maliki oldukları dairede oturan Şükrü Avşar ve eşi Yüksel Avşar, Beşiktaş Belediyesi’nden gelen tebligatla şoke oldular. Dünyaları karardı!

Yetkili Amir Abdülkadir Akay imzasını taşıyan tebligatta özetle “Oturduğunuz bina ‘Riskli yapı’ olarak tespit edilmiştir. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi kapsamına alınacaktır.” diye yazılıyordu. Yani, bürokratik işlemlerden sonra evleri yıkılacaktı.

20 daireden oluşan blokun “Riskli yapı tespitinin kesinleşmesinden sonra Beşiktaş Belediyesi’nce verilecek süre içinde yıkılması” istemine itiraz eden malikler vekili Avukat Barış Ülker, dilekçesinde haklılıklarını madde madde sıralayarak:

“Dilekçe ekinde sunduğumuz 3 ayrı raporda bahsi geçen taşınmazın teknik açıdan SAĞLAM ve/veya ‘Teknik güçlendirmeye uygun olduğu’ detaylı analizlerle tespit edilmiştir.” dedi.

Ortada şirketler bazında bir takım çıkarlar dönüyor mu, bunu bilmiyoruz!

Biz adaletten yanayız. Gelişmeleri takip edeceğiz ve haksız bir durum saptarsak, bunu tüm Türkiye’ye ilan edeceğiz.

GÜNÜN SÖZÜ

Adalet olmayan yerde hiçbir kurum ayakta kalamaz!