“Hemen belirteyim ki Başbakan Erdoğan’ın Suriye politikası Cumhuriyet tarihine, devlet yönetimindeki en büyük basiretsizlik, gaflet ve Türkiye’nin güvenliğine en ağır ve yıkıcı zararlar verme örneği olarak geçecektir...
Bu zararların birincisi, PKK’nın 29 yıldır hayal ettiği ve ağır kayıplar vermesine rağmen gerçekleştiremediği hedefleri, Erdoğan’ın Suriye politikası sayesinde elde etmesidir.
Nitekim, PKK’nın uzantısı PYD, Suriye’nin zengin petrol kaynaklarına sahip kuzey doğusunda Rojova adlı bir hakimiyet bölgesi kurarak, PKK’ya maddi ve moral güce ilaveten geniş bir hareket alanı da kazandırmıştır.
Ayrıca, bu şekilde Kuzey Irak Kürt Yönetimi’ne ilaveten ikinci bir Kürt hakimiyet alanının kurulmasıyla hem büyük Kürdistan’a zemin hazırlanmış, hem de Kuzey Irak’ı Akdeniz’e bağlayacak Kürt koridorunun gerçekleştirilmesinin temel taşları döşenmiştir...”
★★★
Yukarıdaki satırları, 19 Ekim 2013 tarihli köşemden alıntıladım.
Tüm öngörüleri doğru çıkan emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ, o günkü söyleşimizde, iktidarın Suriye politikasındaki yanlışları dile getirmiş ve bunda ısrarın, bölücü terör örgütü PKK’yı taşeron olarak kullanan emperyalizmin Büyük Kürdistan hayalinin gerçekleşmesine zemin hazırlayacağı uyarısında bulunmuştu.
★★★
Nitekim bu uyarıdan 11 yıl sonra, ABD Başkanı Biden’ın Afrika ve Ortadoğu Koordinatörü Mc.Gurk’un girişimiyle Suriye’nin Kuzeydoğusundaki bazı bölgelerde sözde yerel seçim yapılması kararı alındı.
Göçlerle demografik yapının PKK/PYD/YPG hakimiyetine geçtiği Cezire, Deyr Ez Zor, Rakka, Tabka, Fırat, Münbiç ve Afrin’in Şehba’nın bulunduğu coğrafyada 11 Haziran’da yapılacağı açıklanan bu seçimle, tıpkı Kuzey Irak’ta olduğu gibi özerklik ilanının ilk adımı atılmış olacak.
ABD-İsrail planı olan “terör devletçiği”nin kurulmasıyla devam edecek olan bu girişimin asıl amacının İsrail’in yayılmasını ve güvenliğini sağlamak olduğunu köşemizin okurları iyi bilirler.
★★★
Türkiye için beka tehdidi oluşturan bu terör devletçiğini önlemenin yolu, Beşar Esad rejimi ile yakınlaşarak Suriyeli sığınmacıları ülkelerine göndermekten geçiyor.
Böylece hem Suriye’nin o bölgesinde demografik yapının PKK lehine değişmesi önlenmiş, hem de ülkenin toprak bütünlüğü korunarak, (parçalanmasının önüne geçilerek) bize dönük beka tehdidi bertaraf edilmiş olunur.
Ayrıca Türkiye’nin, Suriyeli sığınmacıların neden olduğu ağır sosyo-ekonomik sorunlardan kurtulmasının da önü açılır...
★★★
Keşke Suriye krizinin patlak verdiği 2011 yılından bu yana köşemizde dile getirdiğimiz uyarılar dikkate alınmış ve Suriye politikamızdaki vahim yanlışlar hiç yapılmamış olsaydı.