“Eşekler kurtarıldı!”
Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde, kar altında donmak üzereyken bulunan 5 eşeğin acıklı serüveni Avrupa basınında bile yer buldu.
Eşek, Avrupa ülkelerinde pek nadirdir. Bu yüzden çok sevilirler... Birçok hayvanat bahçesinde, aslan, kaplan, fil gibi hayvanların yanı sıra eşek de teşhir edilir. Ziyaretçiler onları ilgiyle seyreder, özellikle gözlerini çok güzel bulurlar.
Donmak üzere bulunan 5 zavallı eşeğin fotoğrafları, yalnız ülkemizdeki değil, Avrupa’daki hayvan severleri de çok üzdü.
* * *
13 Aralık günü, Şanlıurfa’da, Siverek ilçesinin Karlık köyü civarında terk edildikleri kırsalda, vücutları karla kaplı halde donmak üzereyken bulunan 5 çaresiz eşeğe sahip çıkan İşadamı Cevat Korkmaz, Siverek Kaymakamı Hamza Erkal’ı telefonla arayarak:
“Sayın Kaymakamım, eşekleri bana verin. Onları ölüme terk etmeyelim. Benim Tekirdağ’da bir çiftliğim var. Orada gül gibi geçinip giderler.” dedi.
Uzun formalitelerden sonra Kaymakam’ın onayı ile eşekleri Tekirdağ Şarköy’de bulunan çitliğine götüren işadamı şimdi onlara “el bebek-gül bebek” muamelesi yapıyor.
5 eşek, hayatlarında ilk defa mutlu!
* * *
Eşek deyip geçmeyin...
Eşeğin, edebiyatımıza da, dilimizin zenginleşmesinde de büyük katkısı vardır.
Aziz Nesin’in, konusu eşek olan, ibret verici birçok hikâyesi vardır.
En az üç-dört hikâye de ben yazdım eşek hakkında...
Zamanı gelince, bu hikâyelerden örnekler veririm sizlere...
Hepsi birbirinden ilginçtir ve ders alınacak niteliktedir!
Neyse... Bugün sadece, içinde “Eşek” kelimesinin bulunduğu atasözleri ve deyimlerden bazı örnekler vermek istiyordum.
Üzerinde düşünülecek olursa, hemen hepsi, günümüz için bile ayrı mesajlar içeriyor:
* * *
- Eşeklik bu işte...
- Eşeklik para ile değil ya...
- Anladık yahu, eşek değiliz!
- Eşeğin kuyruğu gibi ne uzadı, ne kısaldı!
- Ölme eşeğim ölme!
- Ölmüş eşek fiyatına...
- Eşek bile aynı çukura iki defa düşmez!
- Sen eşek olduktan sonra, semer vuran çok olur!
- Eşek yüküyle götürüyorlar!
- Ben, eşek gibi çalışıyorum...
- Eşek hoşaftan ne anlar?
- Biz burada eşek başı mıyız?
- Eşek şakası yapma!
- Eşekten düşmüş karpuza döndü!
- Eşek cennetine gidersin!
- Eşeğini dövemeyen, semerini döver.
- Bunları, eşek sudan gelinceye kadar dövmeli!
Bu örnekler çoğaltılabilir... Demek ki eşek, dilimizin zenginleşmesine bile yardımcı olan önemli bir hayvandır!
Sokrates’in ölümü!
Türkiye’de, yıllardır devam eden siyasi davalar toplumu ikiye bölmüş durumda...
İnsanlarımızın bir kısmı bu davaları haklı bulurken, diğer bir kısmı da haksız bularak “Vicdanlarımız sızlıyor!” diyor.
Tarihte siyasi davalar çoktur. Bu davaların en ünlüsü, günümüzden 2400 yıl önce Atina’da görülen Sokrates davasıdır.
Halkın çok sevdiği Filozof Sokrates, egemen sınıfın yargıçları tarafından, baldıran zehri içirilerek ölüme mahkûm edilmişti.
* * *
Sokrates, ölüm hükmüne rağmen soğukkanlılığını korurken, mahkemenin kararını haksız bulan karısı şiddetle isyan eder:
“Zalim yargıçlar seni ölüme mahkûm ettiler!”
Sokrates sakin bir şekilde cevap verir:
“Zaman da onları ölüme mahkûm etmiştir!”
Kadın, aynı isyan duygusu içinde inler:
“İyi ama, seni haksız yere ölüme mahkûm ettiler!”
Sokrates:
“Haklı yere mahkûm etseler daha mı iyiydi?” der ve soğukkanlı bir şekilde baldıran zehrini içerek ölüme gider!
* * *
Sokrates’i öldüren Atinalı yargıçları zaman sildi süpürdü, hiçbir izleri kalmadı ama Sokrates fikirleriyle hâlâ yaşıyor.
Tebessüm
Canlı canlı balıklar...
Sokaktan geçen balıkçının sesi “Canlı canlı balıklar geldi!” diye çın çın öter.
Madam Marika pencereden başını uzatarak sorar:
“Balıkçı, balıkçı! Taze mi balıkların?”
Balıkçı “Duymuyor musun madam? Canlı canlı diyorum ya...” diye terslenir.
Madam Marika “Ne kızıyorsun be kuzum?” der “Bak, ben de canlıyım ama, taze miyim?”
Günün Sözü
Her firavunun bir Musa’sı vardır!