Piyasalardaki “15 Eylül korkusu”, davanın ertelendiğinin açıklanmasının ardından, yerini büyük bir coşkuya bıraktı. Dün karardan sonra piyasalarda yaşananlar, iş dünyasının Merkez Bankası’na dönük faiz indir baskısının, aslında ne kadar yersiz olduğunu ortaya çıkardı.  

İş dünyası içine girdiği büyük sıkıntının, “faiz indir” talepleriyle bitmeyeceğini, bunun yerine iktidara artık “siyasi krizi bitir” çağrısı yapması gerektiğini, umarım anlamıştır. 

İş dünyası iktidar üzerinde yarattığı baskıyla, sağlam bir gerekçesi olmadığı halde, Merkez Bankası’nın 2.5 puanlık faiz indirimi yapmasını sağladı. Bu indirimin ardından, dün tedbir ya butlan kararı çıkmış olsaydı; borsa yeniden dibe inecek, döviz talebiyle yüklü döviz rezervi satılacaktı.  

Mahkeme kesin kararını vermedi, sadece kararı erteledi ama bu bile piyasaların coşmasına yetti. Bankacı, borsacı dahil tüm iş insanları seri faiz indirimleri talep edip, bunun olmasını belki sağlayabiliyorlar. Ancak bu yolla ekonomiyi nasıl daha büyük tehlikeye attıklarını göremiyorlar.  

Daha yeni yaşanan “nas dönemi”ni hatırlamaları lazım. O dönem suni faiz indiriminden belki kârlı çıktılar ama nas politikaları sonucu gelinen noktada, ne büyük sıkıntılar içine girdiklerini, artık görmeliler. İşlerinin, toplumsal  yoksullaşmaya bağlı, kalıcı olarak nasıl büyük zarar gördüğünü hesaplamalılar

ÖDENEN FATURANIN NEDENİ BELLİ 

Ekonomide yapılacaklar bellidir; politikacıların popülizm ve koltukta kalkma hırslarının ekonomiyi ve toplumu ne kadar büyük tehlikeye attığı artık görülmeli. Sadece ekonomik istikrar değil, dış politikada güçlü olmak için de hamasete değil, doğru ekonomi politikalarına ihtiyaç var

Aslında herkes gibi, iş insanlarının da gerçeği gördükleri ortada. AKP’ye yakın iş insanları bile, ekonomide asıl derdin siyasi baskı olduğunu biliyor. Ancak sistemden, ayrıcalıklarıyla yararlandıkları için destek veriyorlar. 

Herkes, “eğer hâlâ süren 19 Mart krizi olmasa faizlerin şu anda yüzde 35’in altında olacağını” biliyor. Gazeteci dostum Alaattin Aktaş, ek faiz faturasını basit 7, bileşik 10 puan hesaplamış. Bence krizin bütçe, enflasyon, kur ve güven gibi dolaylı etkilerle toplam faturası çok daha yüksek olabilir. 

AKP’ye yakın iş insanları çıkarları nedeniyle “siyasi krizi bitir” diyemiyor. Sadece işlerini yapmaya çalışanlar neden seslerini çıkaramıyor? Nedenin “korku” olduğu çok açık. Çünkü yargının siyasi sopa olarak kullanılması sesini çıkaran herkesi hedef haline getirdiği için varolan varlıklarını bile kaybedebilirler. TÜSİAD Başkanlarına eleştirdiler diye açılan davayı, daha geçen hafta gökdelen inşaatını engellediği için, ilçe belediye başkanına apar topar yeni davalar açılıp, içeride tutulma planı hazırlandığını hatırlayalım. 

İş insanlarının “faizi indir” yerine, “artık siyasi krizi bitir” diye baskı yapmaları gerekiyor ama yapamıyorlar. Bu noktada da ekonominin demokrasi ve hukuk devletine ne kadar bağlı olduğu, her alanda istikrarın bunlar olmadan sağlanamayacağı açıkça ortaya çıkıyor. 

Akıllı iş insanı bugün yararlandığı ayrıcalıklı sistemin ilelebet kendisine yaramayacağını görür. Son aylarda ortaya çıkan bir çok örnek var; şimdi kazançlı çıkan iş insanı, mevcut sistemle yarın bir günde kazandıklarının tümünü kaybedebilir.