Aylardır aynı şeyleri yazmaktan sıkıldım. Ancak ne İsmail Hoca ne de Başkan Ali Koç, aynı hataları yapmaktan sıkılmayınca, Fenerbahçe, bir Konyaspor deplasmanında şampiyonluğa uzaktan el sallamakla yetindi. Çünkü Fenerbahçelileri, en hafif tabirle kandırdınız.

Yıllardır gelmeyen şampiyonluğun hasreti ve uzun zaman sonra kurulan iddialı kadronun verdiği heyecan, sezon başında taraftarın en ufak kıvılcımla ateş topuna dönmesini sağladı. Camianın içini ısıtan bu alev, ligin başında gerçeklerin görülmesine engel oldu.

Herkesin dilinde, "Fenerbahçe ligin ilk haftaları iyi, son haftaları dağılıyor" yorumu var. Ama bunun nedenlerini sorgulayan kimse yok. Ligin başında 'her şey yolunda gidiyor' gibi görünse de apaçık ortada olan sorunları halı altına süpürünce, lig sonunda ortalık toz duman oluyor.

Sorun Konya deplasmanı değil

Fenerbahçe, şampiyonluğu Konyaspor deplasmanında kaybetmedi. "Kasım" ayından beri İsmail Kartal'ın sorunlara çare üretememesi, yönetimin 6 senelik tecrübesine rağmen kritik virajlarda kötü kararlar almaya devam etmesi, elde edilen bu sonucun ana unsurudur. İsmail Kartal'ın, normal şartlarda şampiyonluğu getirecek puan ortalamasına sahip olması, gerçekleri gizleme aracı olarak kullanıldı. Çünkü bu kadro gücü ve ligin diğer takımlarının seviyesiyle, farklı bir sonuca varılması zaten mümkün değildi.

Ligin ne kadar ayarsız ve güçsüz olduğunu şuradan hesap edin; üçüncü Trabzonspor'un 13, küme düşme hattındaki Hatayspor'un 15 mağlubiyeti var. Böyle bir ligde, 'ben 2.36 puan ortalamasıyla 90 puan topladım" savunması, ne yazık ki gerçeğin üstünü kapatmaktır. Ligin şampiyonunu ufak detayların belirleyeceği yerde, direksiyonu toparlayamayan İsmail Kartal ve Fenerbahçe yönetimi, otobüsü duvara tosladı.

Gerçeklerden korkmak

Hakem hataları, saha dışı etkenler, federasyon ile girişilen mücadele... çerçeveyi bunlar olmadan betimlemek doğru değil. Ama bütün sorun buradaymış gibi yapmak, Fenerbahçe'nin 10 senedir şampiyon olamamasının asıl nedenidir. Gerçekleri görmek istemeyen, doğru söyleyeni 'hain' ilan eden kafa yapısıyla, en fazla bu kadar oluyor. Ligin başında tabelaya bakarak, hataları söyleyenleri "düşman" ilan edenler, şimdi gelinen noktada suçu başka yerde bulma samimiyetsizliğine girmesinler!

Şimdilerde "ByLock"çu denilen federasyon başkanı için, 2 ay öncesine kadar "iyi niyetli biri" diyen bir başkanı var Fenerbahçe'nin. İnsanları daha fazla kandırmayın!

Kandırmaya hakkınız yok!

"Fenerbahçe 90 puan topladı, daha ne yapsın", "Tüm alanlarda rekorlar kırıldı" ve benzeri bahaneler, taraftarı kandırmanın bir başka yolu. Buna inanan insanları suçlayamam. Taraftar tutunacak bir dal, umudunu korumak için bir yol arar. Ancak 'yönetmek' için o koltukta oturanların kendilerini ve milyonlarca insanı kandırmaya hakkı yok.

Durduk yere "Psikolojik üstünlük bizde" diye rakibi kışkırtan ve Adana Demirspor deplasmanında 1 puan alınca, "Kim Adana'da böyle oynamış" diyen İsmail Kartal, Sivas'taki kayıptan sonra "Puan farkının açıldığını düşünmüyorum" dedi. Ama Konyaspor maçının ardından "Matematiksel olarak şansımız var" demeci, artık işin suyunu çıkarmak oldu. Hoca, hem kendini hem de Fenerbahçelileri kandırmaya çalışmaktan yorulmadı.

Bile bile lades!

Ocak ayından beri hocayla takım arasında sorunlar olduğu herkesin malumu. Kulübün "öyle bir şey yok" demesi, gerçekleri yok etmiyor. Sportif direktör Branco'nun bile İsmail Kartal ile şampiyonluğa ulaşılmasının zor olduğunu söylediği yerde, inatla yola devam edilmesi bile bile ladesti. Takım içindeki bu çözülmeye çare bulamayanlar, kongre ve Süper Kupa krizleriyle algıyı başka yere çekmek istedi. Onu da ellerine yüzlerine bulaştırdılar.

Kaybetmeye mahkumsun!

Daha kendi içindeki sorunları halledemeyen Fenerbahçe yönetimi, 'Türk futbolunun kurtarıcısı' olma hayalperestliği ile herkese savaş açtı. Geldiğimiz noktada tek bir cephede bile başarı yok. Ve tüm bunları "herkes bize düşman" diye özetlediğinizde, bu kafayla kaybetmeye mahkum olacağınız gerçeğini yine görmezden gelmeye devam edeceksiniz demektir.