Birçok ihtiyacımızdan vazgeçebiliriz ama gıdadan vazgeçemeyiz diyen İncefikir, “Bu krizden kurtulabilmek için ithalat kolaycılığına dayalı ekonomi politikaları yerine üretim ekonomisi benimsenerek üretim maliyetleri düşürülmeli, çiftçinin kazandığı, tüketicinin makul fiyatlarla ürüne ulaşabildiği bir sistem oluşturulmalı” dedi.
DÜNYA, TARIM POLİTİKALARINI GÖZDEN GEÇİRECEK
Tarımın insanın en temel ihtiyacı olan gıdayı üreten bir sektör olması nedeniyle stratkirejik öneme sahip olduğuna dikkat çeken İncefikir, Koronavirüs salgını ile birlikte dünyanın tarım politikalarını yeniden gözden geçireceğini ifade ederek tarımda kendi kendine yetebilmenin her zamankinden daha elzem olduğunu vurguladı.
İncefikir şöyle konuştu: “Tüm kesimlere “evde kal” çağrısı yapılırken ülkemiz çiftçisi üretim faaliyetlerine ara vermeden devam etmektedir. Salgınla mücadele ettiğimiz bu süreçte gıdaya erişimde sıkıntı yaşamıyorsak, çiftçilerimizin gösterdiği özveri ve fedakarlık sayesindedir.”
ÇİFTÇİ EKMEKTEN VAZGEÇTİ
Kırsal kesimde artan yoksulluk ve yetersiz desteklemelerin, köylüyü tarımdan uzaklaştırdığını, buna bağlı olarak da bitkisel ve hayvansal üretimde gerileme yaşadığımızı dile getiren İncefikir konuşmasını şöyle sürdürdü: “Son 16 yılda çiftçinin ekmekten vaz geçtiği tarım arazisi 3,4 milyon hektara ulaşmıştır. Türkiye tarımda kendi kendine yetebilme konusunda orta ve uzun vadeli bir plan geliştirmelidir. Bu planlamanın en önemli unsuru kırsal nüfus olmalı ve bu nüfusun tarımdan kopuşu önlenmeli. Kırsal nüfusun tekrar üretime kazandırılması, sulanabilir arazilerin su ile buluşturulması ve Türkiye’deki tarım arazilerinin tamamının ekilmesi gerekir. Bunun sağlanabilmesi için tarımın ve kırsalın devlet tarafından desteklenmesi gerekiyor” dedi.