Halk sandığa sahip çıktı. Sandığa ne girdiyse o çıktı. Kavgasız, gürültüsüz, kansız, yüz ağartıcı bir seçim oldu. Demokratik olgunluk kazandı. Sandıklar açıldı. İçinden halkın yazdığı son mektup çıktı. Mektup “İktidar gemisi AKP battı, muhalefetin CHP gemisi kaptanları fırtınayı atlattılar” diye başlıyor. Ben bu yazıyı yazdığım saatlerde belli olan sonuçlara göre halkın Tayyip Erdoğan’ın “hem muktedir, hem bağıran, hem azarlayan, korkutan ve hem de sabredin yine beni seçin diyen halinden” halkın büyük çoğunluğunun rahatsızlık duyduğu ortaya çıktı.

★★★

Demokrasi bu!

Sandık gömer.

Sandık, bu çağda derin bir ekonomik kriz yarattıktan sonra bile bağıran, böbürlenip kibirlenen Tayyip Erdoğan’ı ve partisini gömdü.

Sandık diriltir.

Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş partisi CHP’yi 22 yıl sonra birinci parti yaptı. CHP’yi yüzde 40 civarına çıkararak umut saçtı.

Koyuluk dağıldı.

Kibir kaybetti.

Büyüklenme kaybetti.

Despotluk kaybetti.

Tek adamlık kaybetti.

Halk kazandı.

★★★

Tek adamlık; 23 yıllık eskimeyi, yıpranmayı, sahiciliği yitirmeyi, umudu tüketmeyi, verilen sözleri boşa çıkarmayı temsil ediyordu. Halkın çıplak gözle bir kendi durumuna bakıp, bir de dönüp 22 yıldır yönetene bakarak gördüğü korkunç eşitsizlik sonunda sandıktan ucuz belediye ekmeği kuyruklarının intikamı çıktı. Yeniyi, sahiciliği, samimiyeti, umudu, ileri demokrasiyi, hak ile hukuku, adaletin bağımsızlığını, kardeşliği, biriken ağır ekonomik sorunları çözme umudunu ise muhalefet temsil ediyordu.

Halkın tokadı acı oldu.

İktidar silindi.

Muhalefet (CHP) belediye başkan adayları Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Eskişehir, Mersin, Muğla Tekirdağ, İzmir, İstanbul’u yeniden Balıkesir, Bursa, Manisa, Denizli büyükşehir belediyelerini, 1989’dan beri ilk kez Adıyaman’ı, Manisa, Afyonkarahisar, Amasya’yı, Bartın’ı, Giresun’u, Kastamonu’yu, Kırıkkale’yi, Kilis’i, Kütahya’yı, Uşak’ı, Zonguldak’ı, Ardahan’ı, Artvin’i, Bilecik’i, Bolu’yu, Çanakkale’yi, Edirne’yi, Kırşehir’i Sinop’u ve Yalova’yı kazandılar.

★★★

Bir övünme vardı.

Bir güçlü varsayım.

Bir büyük efsane.

Şöyle anlatılıyordu: Ne yapar yapar! Tayyip Bey, her seçimi yine kazanır! Kendi seçmeni için böyle bir büyüklenme ve muhalefet seçmeni için ise korku, çaresizlik, teslimiyet üretilmişti. Bu efsane sandıkta pişen halk öfkesi altında eridi. Kent insanının ruhunu derinden yaraladı. Halkı yaşadığı kentinin pazarında tane hesabı yapmaya ve marketlerinde çöp kutularında çürük ürün aramaya mahkum etti. Emeklilik sistemini iflas ettirdi. Emekliler perişan oldu. Emekli olmayıp da çalışanların aylık geliri, aylık harcamalarının yarısını bile karşılamaz hale geldi. Kendi zenginini yarattı ve onları koruyup kolladı.

Halkın tokadı ağır oldu.

İktidar kaybetti.

Efsane çöküşe geçti.

Korku kaybetti.

Umut kazandı.

Seçimin özeti budur.

Beyaz ihtilal oldu!

Seçimle gelen seçimle gider umudunu yitirmek üzereydik. Demokrasiyi eğip büküyorlardı. Sandıktan “Türkiye’de halk seçimle getirdiğini yine seçimle gönderecek yolu dün geri dönmemecesine açtı” sonucu çıktı. Beyaz ihtilal oldu. Demokrasi kazandı. Cumhuriyet başa döndü. İsraf kaybetti. Yağma kaybetti. Yolsuzluk yapan kaybetti. Yoksul bırakan kaybetti. Ağaç katliamı kaybetti. Betona tapma kaybetti. Hava kirliliği kaybetti. Trafik eziyeti kaybetti. Kriz yaratan kaybetti. Kötü yönetim kaybetti. Büyüklenme kaybetti. Şehre ihanet kaybetti. Tek adamlık kaybetti. Tahripçi dil kaybetti. Çatışmacı söz kaybetti. Kutuplaştırma kaybetti. Önce adalet, hak ve hukuk, demokrasi, birlik ve beraberlik, kardeşlik, umut ve yenilenme kazandı.