Deyimler dilimizin zenginliğini ve kültürel birikimini yansıtır.

“Hangi dağda kurt öldü?” deyimi de bunlardan biridir ve beklenmeyen bir olay karşısında düşülen şaşkınlığı ifade eder.

Birkaç gün önce böyle bir olay yaşadık.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç umulmadık bir şekilde, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i telefonla arayarak ona terör bölgesinde devam eden askeri harekâta ilişkin gelişmeler hakkında bilgi verdi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bu beklenmedik davranışı ile İYİ Parti lideri Meral Hanım’ı iktidar nezdinde onurlandırmış oldu.

İYİ Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu bu ilginç görüşmeyi doğruladı.

★★★

Erdoğan’ın, başta Ana muhalefet lideri Özgür Özel olmak üzere, tüm muhalefet liderlerini devre dışı bırakması dikkat çekicidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin terörle mücadeledeki kararlılığını ve hassasiyetini, iktidar ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’den sonra neden sadece Meral Hanım’la paylaştı?

Nedeni belli değil mi?

Meral Akşener’in izlediği çelişkili politikalar, iktidar partisinin ekmeğine yağ sürüyor da ondan…

Meral Hanım, tüm örgütüyle birlikte CHP’nin kaybetmesi, AKP’nin kazanması için çalışıyor.

CHP ile arasında kan davası var sanki!

★★★

İYİ Parti’nin, 81 ilin hiç birinde kazanma şansı yok. Buna rağmen yerel seçimlerde 81 ilde de aday çıkartıyor. Bunun anlamı nedir?

Atatürkçü, Laik ve Cumhuriyet ilkelerine bağlıymış gibi görünüp de seçimleri AKP’nin kazanmasını sağlamaya çalışmanın “İktidara hizmet” dışında bir anlamı olamaz!

Ee… Bu durumda onu AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan sevmesin de kim sevsin?

Meral Hanım’ın iki buçuk ay sonraki yerel seçimlerden sonra Saray’dan bir madalya alması bile gerekebilir!

Ancak… Yapılan hatalar sonucu İYİ Parti eriyor. Partinin oylarının dramatik bir şekilde düşmekte olduğunu da belirtelim.

Can Ataklı’nın dediği gibi “1 Nisan’dan sonra Akşener’i ‘Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı’ koltuğunda görürsek hiç şaşırmayalım!”

Büyükerşen olayına tepkiler!

CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel’in partideki iç dengeleri sarstığı görülüyor.

Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen’in çok yanlış bir kararla harcanmasına tepki gösteren vatandaşlardan çok sayıda e-posta geldi. Hepsini yayınlamaya bu sütunlar yetmez.

Bir fikir vermek için hemen hemen aynı mealde olan çok sayıdaki mesajdan sadece ikisini sizlerle paylaşacağım.

★★★

Gül Ersöz (geser@email.com) yazıyor:

13-15 Ocak tarihli yazılarınızda, bulunmaz değer Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ile ilgili yazdıklarınıza katılıyorum. Bir yurttaş olarak bu denli büyük hizmet vermiş ve vermeye devam edecek, genç ve dinç görünüme sahip, birikim, deneyim, yaratıcılığının eşi ve benzeri olmayan bu bulunmaz değerli hocaya yapılanlar beni son derece üzmüştür. O nedenle CHP üyeliğimi sonlandırdım. Yazmış olduğunuz gibi hem Eskişehir, hem memleket kaybetti. En içten saygılarımla.”

★★★

Hüseyin Gündüz Öklem (hoklem21@gmail.com) yazıyor:

“Gençliğimde top oynarken 50 yıl öncesi Eskişehir’e maça gitmiştik. Tozlu-topraklı bir Anadolu kasabası… Bir çay bahçesinde oturup arkadaşlarla vakit geçirmiştik. Yıllar sonra, 2010 yılında eşimle gezmeye gittiğimizde ise adeta çarpılmıştım. Bu salaş Anadolu kasabası gitmiş, yerine bir Avrupa şehri gelmişti. Bu mucizeyi yaratan kişiyi şimdi kenara çekiyorlar! Neymiş? Yaşlıymış! Yahu bu millet ‘Bülent Bey al sana mührü tekrardan’ dediğinde rahmetli Ecevit kaç yaşındaydı? Golda Meir 80 yaşında Başbakan değil miydi? ABD Başkanı Biden bugün kaç yaşında?

Korkarım İzmir’de de aynı şeyi yapacaklar ve İzmir kırsalında muazzam desteğe sahip olan Tunç Soyer’i harcayacaklar! Ne için? Siyasi intikam için!

Peki, seçimler kaybedilirse bunun hesabını kim verecek?

Yahu, memleket ateşler içinde yanıyor, bunlar hâlâ ‘senin adamın-benim adamım’ kavgasındalar! Yazık! Çok yazık! Güzel ve doğru yazınız için sizi kutluyorum.”

GÜNÜN SÖZÜ

Yanlış yapmak bir şey değildir, yanlışı unutmak kötüdür!