Büyüme rakamları açıklandı. Ne kadar doğruydu tartışmasını bir yana bırakıyorum. Olayı resmi rakamları kullanarak yorumlamaya çalışacağım. Yoruma geçmeden önce üç hususu vurgulamak istiyorum.
1. Ölçümlerin anket ve örnekleme yoluyla yapıldığı sosyal bilimlerin en müspeti, yani ölçüme en uygun olanı, iktisattır. Onda dahi ölçümler (milli gelir, milli gelir büyümesi, enflasyon, işsizlik, cari açık, kamu borcu, verimlilik artışı vs) için kamuya açıklanan resmi veya gayri resmi rakamlar takribidir.
2. Mahkemeye düşenler arasında bitmek tükenmek bilmeyen “gerçek nedir” tartışmalarına son vermek amacıyla (zannedersem Profesör İsmet Sungurbey tarafından söylenmiş) “hayattaki gerçekle, hukuki gerçek aynı değildir” diye bir söz vardır. Mesela bir evin gerçek sahibinin adı ile tapu kayıtları arasında çelişki varsa, hukuk için gerçek mal sahibi tapu kütüğünde adı yazılandır. İktisatta da resmi makamlar tarafından açıklanan rakamlar, yanlışlığı anlaşılıp revize edilene kadar (gerçek olmasa da) gerçek kabul edilir.
3. En önemlisi şudur. Tüketim veya yatırım harcaması gibi büyüklükler, ölçülen şeyin iktisadi tanımına göre tasnif edilir. Mesela yenisi yapıldığı için milyarlarca dolar değerindeki Atatürk Havalimanı tesisleri yerle bir edilecektir. Bu tesislerin yıkılması için sarf edilecek para, istatistiklerde “kamu yatırım harcaması” olarak geçecektir.
CARİ AÇIK, MİLLİ GELİRİ KÜÇÜLTÜR, MİLLİ HARCAMAYI BÜYÜTÜR
2018’in ilk çeyreğinde Türkiye’de GSYİH (galat olarak milli gelir) % 7.4 artmış. Bu artışa katkı yapan iktisadi faaliyetin oransal büyüklüklerini Kemal Derviş’in beyin takımından iktisatçı Dr. İlker Domaç’ın yardımıyla derledim. (Hatalardan ben sorumluyum).
Önce Milli Gelir-Milli Harcama denkliğini yazalım. “Milli Gelir=Toplam Harcamalar+/-Cari Denge”. 2018’in ilk çeyreğinde toplam harcama artışlarının milli gelire katkı oranları şöyle. Özel Tüketim %6.7+Kamu Tüketimi %0.5+Yatırım %2.8+Stok Değişimi % 0.9=%10,9. Yani bu yılın ilk çeyreğinde, tüketim ve yatırım harcamalarımız ile üretildiği halde satılmayıp ambara konan üretim (stok değişmesi) için yapılan harcamalar (2017’nin ilk çeyreğine göre) %10.9 artmış. Bu harcamanın %3.5’luk kısmını yabancılardan borç alarak yapmışız. Bu %3.5’luk borçlanma, %10.9’luk toplam harcamadan düşülünce geriye %7.4 kalıyor. Bu da “milli katma değer” artış oranıdır.
ALTIN BUNUN NERESİNDE
Milli gelir muhasebemizin başında “altın ithalatı ve ihracatı” diye püsküllü bir bela var. Altın, hem bir “emtia” hem de bir “para”dır. Merkez Bankası’nın rezervlerin bir kısmını altına dönüştürmek için yaptığı altın ithalatına “parasal altın” deniyor. Ama özel sektör tarafından yapılan altın ithalatı (ve ihracatı) emtia kabul edildiği için mal dengesine giriyor. “Dış ticaret”, “cari açık” ve dolayısıyla “büyüme” rakamlarını doğrudan etkiliyor. Bana göre özel sektörün ticaretini yaptığı altının %95’i de parasaldır. TÜİK ve Merkez Bankası bu ölçme çarpıklığını ortadan kaldıracak bir yöntem geliştirse çok iyi olacak.
Son söz: Ne kadar ölçüm, o kadar yorum.
Harcama artışı yüzde 10.9
Ege Cansen
Yayınlanma: