Sıkkım’da yoksul çocukların okuduğu bir okuldahayatı, dünyayı, dışarıdaki güzellikleri anlatıyorum.
Türkiye’de hayatın sonsuz etkileşimli, karmaşık dünyasına ayak uydurmak giderek zorlaşıyor. Hayat, olağanüstü güzellikleri, mucizeleri, mükemmel fırsatları olan, bunun yanında zorlukları, tehlikeleri, kötülükleri de bulunan benzersiz bir macera. Toplumsal bir düzen içinde yaşayan insanlar güvenlik, mutluluk, güzellik, verimlilik, üretkenlik, başarı peşinde kurdukları ve sürekli olarak geliştirdikleri sistemler oluşturuyorlar. Ne yazık ki ülkemizin sistemi, demokrasisi, hukuku, Cumhuriyeti, toplumsal barışı tarihinin en zorlu süreçlerinden birini yaşıyor. Son yıllarda büyük bir sınav veriyoruz ve hiçbirimiz bu çok zorlu ve tehlikeli sınavdan tek başımıza çıkamayız. Türkiye 2013 GEZİ Parkı eylemlerinden bu yana normal rotasına giremedi ve görünen o ki bu durum devam ettiği sürece giremeyecek de. Takip etmesi bile çok yorucu olan bu olağanüstü süreçte hepimizin tek ihtiyacı, sağduyulu olmaktır...
Himalayalarda dua bayrakları.AKIL, MANTIK, VİCDAN
Böylesi zamanlarda sağduyuyu yaşamımızın merkezine almamız gerekir. Ne olursa olsun sağduyulu olmaya gayret etmeliyiz. Sağduyu bizi yarı yolda bırakmayacaktır. Sağduyu farkındalıkla, tecrübeyle, birikimle gelişir. Sağduyu özetle, doğruyla yanlışı ayırt edebilme kabiliyeti ve doğru muhakeme gücüdür. Bu nedenle sağduyulu olabilmek öncelikle doğru insan olabilmeyi gerektirir. Sağduyulu insanlar her zaman süreç içindeki doğruları ararlar ve en uygun bileşkeyi bulurlar. Sağduyulu insanlar doğru şeylere doğru değerler verirler. Sağduyulu insanlar kendilerini başkalarının yerine koyabilmeyi, empatiyi de başarırlar. İnsan ilişkileri ve iletişim yetenekleri kuvvetlidir ve ilişkilerini yönetme becerileri yüksektir...
Sağduyu aklımızı, mantığımızı ve vicdanımızı birlikte kullanabilmektir. Yaşamı bu tamlıkla, kendi içimizdeki bütünlükle yaşamaktır. Sağduyu, olan bitenin farkında, doğru değerlerle ve doğru algılarla yaşamı yönetebilmektir. En doğal, en yalın ve en doğru halimizle olayları görebilmektir. Hayatı nesnellikle algılayabilmektir. Eylemlerimizi sonuçlarıyla birlikte düşünebilmektir. Sağduyu hayatı bir bütün olarak görebilmektir...
Kuzey Hindistan motosiklet yolculuklarımdan birinde dua bayraklarının önünde.SAĞDUYU EN BÜYÜK KORUYUCUMUZDUR
Egomuzu, şartlanmalarımızı, bağımlılıklarımızı, faydasız alışkanlıklarımızı, eksiklerimizi, yanlışlarımızı, küçük ve bencil çıkarlarımızı süreçlere ne kadar az katar ve nesnelliğimizi korumayı başarabilirsek o kadar sağduyulu oluruz. Erdemli bir insan olmak ancak sağduyuyla mümkün olur. Bizi pişmanlıklardan koruyacak tek formül sağduyudur. Sağduyumuz yaşamdaki en büyük koruyucumuz olacaktır. Neyle karşılaşırsak karşılaşalım, yaşam karşımıza ne çıkarırsa çıkarsın, her zaman sağduyulu olmaya, sağduyuyla davranmaya, kararlarımızı sağduyuyla almaya çalışmalıyız...
Sıkkım’lı yaşlı Lama.CESARET, İYİ BİR PLAN VE EYLEM
Hele bugünlerdeki gibi doğruyla yanlışın, iyiyle kötünün, haklıyla haksızın bu kadar birbirine karıştığı hatta yer değiştirdiği zamanlarda, hepimizin daha fazla sağduyuya, sağduyusuna güvenmeye ihtiyacı var. Bizi buradan sadece sağduyumuz çıkarabilir. Yine de sağduyu farkındalık için gereklidir ama sonucu cesaret, iyi bir plan ve eylem değiştirir. Doğruyla yanlışı ayırt edebilmeyi bilmek kadar doğruları seçecek cesareti de göstermek gerekir...
Hindistan’da antik bir kentin kalıntıları arasında yürüyen Lama.