Kim bu yabancı?
Hangi ordudan?
Kapatıldı, örtüldü.
Tezkere geçti.
★★★
Tam “yabancı asker çağırma maddesini de kucaklayan tezkere” bizim Meclis’ten “164 ret oyuna karşılık 357 kabul oyuyla geçtiğinin” ertesinde Ortadoğu ateş- kan- intikam çemberine döndü. HAMAS, füzelerle İsrailli çocuk ve kadınları vurdu. İsrail de HAMAS’a dönüştü. Gazze’de çocuk, kadın, hastane, cami, kilise bombaladı. ABD uçak gemileri bunun üzerine Akdeniz’e geldi, Türkiye’nin büyük paralar harcayarak satın aldığı ve yüksek maaşlarla yabancı uzman çalıştırdığı “Akdeniz’de doğalgaz ve hidrokarbon damarı arama gemilerimizin bulunduğu bölgenin ortasına” yerleşti.
★★★
Bizim yurttaş olarak kendisine sormamız gerekli fakat Cumhurbaşkanı bize soruyor:
ABD uçak gemileri.
Orda ne işleri var?
Ne kadar kalacaklar?
Kimi vuracaklar?
Birinci Çekiç Güç; Türkiye’nin komşusu Irak’ta bizim sınırın hemen yanında kurulmuştu. Amerikan askeri komutasında koalisyon gücüydü. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Birinci Çekiç Güç’ün kurulmasına destek ve izin vermişti ve Türkiye merkezli yönetiliyordu.
Sonuç:
Komşumuz Irak bölündü.
PKK’ya alan açıldı.
ABD, PKK’yı silahlandırdı.
★★★
33 yıl geçmiş.
1990’lı yıllardı.
Birinci Çekiç Güç’ün, PKK’ya alan açtığını gören dönemin Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in bindiği uçak düştü. Kaza nedeni buzlanma dendi. Oysa uçak -60 derece buzlanmaya karşı üretilen uçaktı. Orgeneral Eşref Bitlis kazada öldü. Süleyman Demirel dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Çağlayangil, “CIA altımızı oymuş haberimiz yok” dedi ve “Türkiye’den MİT- İran’dan SAVAK- İsrail’den MOSSAD arasında organik bağlar kurulduğunu” açıkladı. Türkiye basınında yazarlar, yabancı asker yardımına ihtiyaç duymadan “ülkenin tam bağımsız duruşa geçmesi gerektiğini” ısrarla yazmaya başladılar.
★★★
Turgut Özal dönemine geçildiği yıllarda (1988) ise Milli Savunma Bakanlığı yapan Ercan Vuralhan, “Tam bağımsızlık hiçbir zaman arzu edilen durum olmamalıdır” diye açıklama yaptı. Ercan Vuralhan’ın zırhlı araç ihalesinde ve art arta yere çakılan CASA uçaklarının alımında yolsuzluğa karıştığı mahkemece sabit görüldü, hapis yattı, hapisten çıkınca İstanbul Sirkeci’de bir kafede bıçaklanarak öldürüldü.
Daha neler!
En iyisi siz Talat Turhan’ın yazdığı “Doruk Operasyonu” adlı kitabı bulun (Adil Birsen bu kitabın yeniden basılmasına ön ayak oldu) okuyun.
İç ihaneti yaşadık.
Bu kitapta yazıyor.
Mutlaka okuyun.
★★★
İsrail’i korumak için Akdeniz’e ABD donanması geldiği sırada bizim Meclis’ten yabancı asker çağırma tezkeresi geçti. Tezkeredeki “yabancı asker maddesi” ikinci çevik kuvvet olabilir mi?
Bir düşünün!
Eşref Bitlis!
Türkiye’nin tam bağımsızlığına inanan bir askerdi. Genelkurmay Başkanı olacağına kesin diye bakılıyordu. 1991 yılındaki Körfez Savaşı sonrasında bölgeye yerleşen Çekiç Güç’ün denetim altına alınması için dikkat kesilmişti. Jandarma Genel Komutanlığı’nın VIP uçağı uzun zamandır arızalı tutuluyor, arızanın giderilmesi için gerekli parçalar nedense bir türlü temin edilemiyordu. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, “Bahar Operasyonu Hazırlıklarını” izlemeye Kara Kuvvetleri’nin bir uçağı ile gitmek zorunda kaldı. Gece uçağın bulunduğu hangarda pilot kıyafetli bir teknisyenin bulunduğu ve parolayı da bildiği sivil mahkeme kayıtlarına geçti. Buzlanma şartlarında uçmak üzere üretilmiş ve motorları asla buzlanmayacak şekilde tasarlanan uçak düştü. Eşref Bitlis ve pilot yaşamını yitirdi. Düşüş nedeni buzlanma diye açıklandı. Aynı gün uçuş yapan 22 uçaktan hiçbiri buzlanma nedeniyle düşmedi.