Ciddi bulgular içeren nota geçmeden önce kendi tespit ve gözlemlerimi aktarmak isterim.
14-28 Mayıs sonrası her muhalifin evinden adeta cenaze çıktı.
Yenilginin yarattığı şok, seçmenlerde siyasetten uzaklaşmaya ve kopuşa yol açtı.
Muhalif kanalların reytingleri düştü.
Kimileri sosyal medya hesaplarını kapattı.
Etkileşimler azaldı.
Başta CHP olmak üzere muhalif partilere ve siyasetçilere öfke birikti.
SANDIK PROTESTOSU İHTIMALİ
İmamoğlu’nun elindeki bilgi notu tüm bu olguları doğruluyor.
Muhaliflerdeki hayalkırıklığı ve öfkenin Mart 2024’te sandıkları protesto etmeye dönüşme riskinden söz ediliyor.
Notta şunlar yazıyor:
■ 14-28 Mayıs’ın ardından muhalif kanatta yer alan kitle derin bir hayalkırıklığı yaşadı.
■ Muhalif siyasetin lokomotifi olan CHP yönetiminin uğranılan yenilgi ile ilgili tutumları hayal kırıklığını yükselen öfke ve siyasetten soğutma tutumun dönüştürmüş durumda.
■ Bu tutum 2024 yerel seçimlerinde sandığı protesto etme davranışına dönüştürme emareleri taşıyor.
■ Muhalif siyasetin gecikmeden son derece odaklı, kararlı, net, umut ve güven veren, birleştirici adımlarla yerel seçimlere hazırlanması gerektiği tartışma götürmez bir gerçektir.
Bilgi notu “Toplum mutabakat halinde CHP’den ve muhalif siyasetten değişim talep ediyor. Değişim girişimlerini destekliyor” diye bitiyor.
ÜÇ SENARYO
İmamoğlu, 29 Mayıs’ın sabahında çağrıda bulunduğu için değişim talebinin bayraktarlığını yapıyor. ‘Zoom’ buluşmasında görüldüğü üzere geniş bir koalisyonu idare ediyor. Dolayısıyla değişim çağrısının muhatabı, İmamoğlu’nun ta kendisi.
Gel gör ki...
İBB Başkanı, henüz bir karar vermiş değil.
Yol ayrımında olduğu anlaşılıyor.
Önünde üç senaryo var.
İBB Başkanlığına aday olmak: İmamoğlu CHP’nin İstanbul’da çıkarabileceği en güçlü aday. Belki de tek... Hatta ben AK Parti’nin İmamoğlu çapında aday bulmakta zorlandığını düşünüyorum.
Ancak bu durum, İBB başkanlığına aday olduğunda İmamoğlu’nun kesinlikle kazanacağı anlamına gelmiyor. AK Parti ve MHP’nin ortak aday çıkaracağı ihtimali düşünüldüğünde İmamoğlu’nun zafer elde etmesi için muhalif kitlelerdeki ölü toprağının kaldırılması, Millet İttifakı ve HDP desteğinin sağlanması gerekiyor.
Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olarak kaldığı CHP, seçmende 2019’daki motivasyonu yaratamayabilir. Daha şimdiden İyi Parti ile Saadet - Gelecek ayrı hareket edeceklerini, HDP aday çıkaracağını ilan etti.
Sadece İstanbul değil, Ankara, Antalya, Hatay, Mersin, Adana ve Eskişehir de elden gidebilir. İmamoğlu’nun karizması İstanbul’u almaya yetmeyebilir.
CHP liderliğine aday olmak: İmamoğlu’nun, gelecek ekim ayında yapılacak olağan kurultayda aday olduğu takdirde bütün vaktini kongrelere ayırması, ilçe ve il kongrelerinde Kılıçdaroğlu ile liste liste çarpışması gerekiyor.
Ki, zafer çantada keklik değil.
Çünkü Kılıçdaroğlu, seçmende desteğini kaybetse de delegede gücünü koruyor. Zaten genel başkanı delege seçiyor.
İmamoğlu, olur da liderliği alırsa belediye başkanlığını bırakmak ve belediyenin anahtarını Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’ya vermek zorunda kalacak.
O durumda CHP’liler tarafından çeyrek yüzyıl sonra geri alınan İstanbul’u kendi elleriyle AK Parti’ye teslim etmekle suçlanacak. Bu hiç de haksız bir eleştiri olmaz.
İBB yerel seçimlere altı ay kala el değiştirirse CHP döneminde işe alınan binlerce çalışan çıkarılacak.
İmamoğlu’nun işlem ve harcamaları seçimde kara propaganda için kullanılacak.
İBB’nin kaynakları AK Parti’ye akıtılacak.
İmamoğlu açısından, CHP liderliğine aday olmak sonuçları itibariyle riskli bir karar...
İmamoğlu-Özel ittifakı: İmamoğlu’nun değişimin fiili lideri olduğu, ancak İBB’yi teslim etmemek adına CHP’nin genel başkanlığını Özel’in üstleneceği bu senaryo sıklıkla dillendiriliyor. AK Parti’nin kuruluş yıllarındaki Erdoğan - Gül formülünü andırıyor.
Ancak Özel’in adaylığı İmamoğlu’nun bizzat sahaya çıkması ve aday olmasıyla aynı sonucu vermeyebilir.
Özel’in iyi bir ikinci adam olduğuna kuşku yok.
Ne var ki...
Birinci adam olmak için İmamoğlu’nun desteğine ihtiyacı var.
10 GÜN İÇINDE AÇIKLAYACAK
İmamoğlu, üç senaryodan birini tercih ederek, 10 gün içerisinde yol haritasını açıklayacak. İBB Başkanı, İstanbul’u kaybetmeden CHP’yi kazanmak istiyor.
Mümkün mü?
Zor...
Hem de çok!
İmamoğlu, kritik bir kararın eşiğinde...
İstanbul’u kendi elleriyle iktidara vermenin siyasi maliyeti mi?
Yoksa Erdoğan’ı kendi kalesi gördüğü şehirde bir kez daha kez yenmenin mükafatı mı?
İmamoğlu, eğer başarırsa muhalefetin tartışmasız lideri olacaktır.
Tevfik Göksu, Bakan Koca’ya karşı
AK Parti’de İstanbul aday adayları arasında Esenler, Üsküdar ve Tuzla belediye başkanları Mehmet Tevfik Göksu, Hilmi Türkmen ve Şadi Yazıcı’nın adları sıklıkla geçiyor. Ancak en çok Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan söz ediliyor.
Koca’nın siyasi polemiklere girmemesi, muhalefete karşı ılımlı olması ve bakanlığıyla ilgilenmesi yıldızını parlatıyor.
Koca’nın Kürt kimliği, HDP oylarının belirleyici olduğu İstanbul’da avantaj sayılabilir.
Koca’nın adaylık için anılması, bu koltukta hevesi olan Göksu yanlılarını harekete geçirdi. Göksu yanlısı sosyal medya hesaplarında “naif ve her kesime hitap eden, siyaseti az yapan ve proje odaklı” biri değil, “siyasetçi olup gerektiğinde sert siyasi mücadele verecek, şehrin sorunlarını bilen” aday gerektiği yazılıyor. AK Parti çevrelerinde, bu ifadelerle Bakan Koca’nın hedef alındığı belirtiliyor.