“Terör, uyuşturucu, alkol bağımlılığı, sapkın akımlar, suç çeteleri ve kaybettiğimiz her gencin vebali hepimizin üzerindedir!”
Bu sözler, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait!
Neden vebal hepimizin olsun?
Şahsen benim itirazım var!
Suç çeteleri gemi azıya almışsa...
Gençler gençleri öldürüyorsa...
Kadınlar sokakta, evde, işyerinde, çarşıda katlediliyorsa...
Narin kızların, Sıla bebeklerin canına kıyılıyorsa...
İki genç kızın başları kesilip surlardan aşağı atılıyorsa...
Kadın polis vurulup öldürülüyorsa...
Cinayetler her geçen gün daha da korkunçlaşan bir vahşet haline dönüşüyorsa...
Uyuşturucu çeteleri her yanı sarmışsa...
Organize suçlarda tüm Avrupa ülkeleri arasında ilk sıradaysak...
İnsanlar cinayet makinesine dönüştüyse...
Ülkede gerilim ve kutuplaşma ürkütücü boyutlara vardıysa...
Ekonomi yerlerse sürünüyorsa...
Türkiye toplumsal bir çürüme içindeyse...
Yetişmiş doktorlarımız ve parlak zekâlı gençlerimiz kısmetlerini başka ülkelerde arıyorsa...
Asgari ücretliler, emekliler açlık sınırında yaşıyorsa...
Milli Eğitim başta olmak üzere hemen her alanda çöküş devam ediyorsa...
Ülkede tüm bunlar yaşanmaktaysa...
Neden suç hepimizin olsun?
Ülkeyi biz mi yönetiyoruz?
Türkiye’yi yıkan kararları biz mi alıyoruz?
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadına şiddeti önlemeyi amaçlayan uluslararası İstanbul Sözleşmesi’ni tek imza ile iptal ederken bize mi sordu?
Ekonomide ve siyasette hedefler tutmadıysa, enflasyon hayatı karartıyorsa sorumlu biz miyiz?
★★★
AKP iktidarının 22 yılın sonunda Türkiye’yi getirdiği nokta gerçekten çok üzücü!
Bu içler acısı durumun tek sorumlusu iktidardır!
Ülkeyi “Tek Adam” olarak yöneten, her alanda yetkili olan Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, neden kullandığı yetkiler gibi, sorumluluğu da tek başına üstlenmiyor? Neden, “Kötü gidişin vebali hepimizin” diyor?
Her şeyi yapmaya yetkili ama sorumluluğu yok! Olur mu böyle şey?
Hiç kimse kusura bakmasın, benim böyle bir yönetim tarzına aklım ermiyor!
Şu atasözü ülkemizdeki durumu gayet güzel özetliyor:
“Kabahat gelin olmuş, kimse almamış!”
500 ton at, eşek, domuz etini kime yedirecekler?
Sudan’dan 500 ton at, eşek ve domuz eti ithal edilecek ve bundan hiç vergi alınmayacak!
Dışişleri Komisyonu’nda kabul edilen anlaşmayla getirilecek at, eşek, domuz etlerini kim yiyecek?
Tabii ki vatandaşlar yiyecek bu etleri... Bilmeden, istemeden, sığır eti niyetine yiyecekler belki de!
Dindar bir yönetim döneminde nasıl oluyor bu? Yazık değil mi millete?
İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Dr. Buğra Gökçe, Dışişleri Komisyonu’nda kabul edilen yasa önerisini şöyle eleştirdi:
“Bu anlaşmayı hayret ve şaşkınlıkla karşılıyorum. At, eşek ve domuz ithalatına kadar ulaşan, sayfalarca süren gümrük indirimleriyle Sudan çiftçisi kazanırken, ne yazık ki bizim çiftçilerimiz kaybedecek! Meclis’in bu teklifi reddetmesini diliyorum!”
TEBESSÜM
Bayrakla örtülen suç!
Meslektaşımız Barış Pehlivan, ülkemizin halini özetleyen ilginç bir anısını şöyle yazdı:
“Açık cezaevinde sohbet ettiğim bir hükümlü anlatmıştı:
Uyuşturucu transferi yaptıkları arabayı, 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası Türk bayrağı ile donatmışlardı.
Böylece, uyuşturucu taşımalarına rağmen hiçbir polis tarafından çevrilmemiş, hatta kendilerine yol verilmişti.
Kıssadan hisse; suçun üstünü örtenlere, size gösterilene değil, daha derine bakın!”
GÜNÜN SÖZÜ
Malum partiye uyarı: Türk düşmanlığı yaparak Türkiye partisi olunmaz!
