Bizim futbol tarihimizin içinde iyi bir yeri vardır Göztepe’nin... Bu sezon çok iyi takım oluşturdular. Galatasaray’ı zorlayacakları belliydi. Stoilov, kadrosuna takım savunması ve çabuk atakları ezberletmiş. Osimhen’in penaltı golü erken gelmişti hâlbuki Galatasaray adına... Tempo yüksekti ve orta sahadaki temaslı oyun izleyenlerin mutlaka hoşuna gidiyordu. Romulo, sprint yeteneğini ve pozisyon takibini çok iyi kullandı. D.Sanchez’in ona yetişememesi, gol pozisyonunu oluşturmuştu. Dar açıdan herkes Romulo gibi vuramaz. Nefis yere gitmişti top.
İlk devre, Yunus ve Barış çok çalıştılar, ama üretim olmadı. Mertens, ona yakın oynanmasına rağmen, ince işler yapmaya devam etti. Süper Lig’de uzun zaman sonra kendi evinde zorlanan bir Galatasaray izlemiştik devre biterken...
Okan Buruk’un oyun prensibinde pres, tempo ve oyunun rakip sahada oynanması önemli yer tutuyor. Bu maçın büyük bölümünde Göztepe bu anlayışa izin vermedi. Kuşkusuz Mertens gibi bir ustanız varsa, gole her an ulaşabilirsiniz. Yunus, Mertens’in iyi pasını akıllı bir vuruşla değerlendirmişti. Dün ilk defa Osimhen çok etkili olamadı. İlk yarı biterken, arka adalesinde problem yaşamıştı. Belki bu yüzden vites yükseltmedi.
İyi oynarken gol yemek çoğu takımı sarsar ve ritmini düşürür. Göztepe hiç bozulmadı. Jakobs’un hücum yönünü daha fazla göstermesi gerekiyor. Galatasaray, maçın son bölümüne girerken kriz yaşayabilir miydi? Torreira’nın VAR’a takılan pozisyonundan sonra Göztepe, beraberliği yakalamak için yine çok adamla gelmeye çalıştı.
Aradan sonra lig maçı oynamanın bazı dezavantajları olabilir. Özellikle fizik kondisyon yönünden düşüş yaşayabilirsiniz. Buna rağmen 3 puan almak, önümüzdeki maçlar için büyük moral demek. Oyun çok iyi değildi.