GAZİ koşusu her yıl yapılır. Yine yapıldı. Yarışan at isimlerine dikkatlice baktınız mı? Çok tuhaf. At sahiplerinin isimleri Türkçe fakat yarışan atların adları tamamı yabancı. Koşu finaline kalan ilk beş atın adı; İngilizce, İspanyolca, Arapça...

Dragon Flame.

Zirka. Borrego.

Son of Cooger.

Wolf Seyfo.

İngilizceden Wolf’u ve Arapça’dan da Seyfullah’ın kısaltılmışı “Seyfo” kelimesini almış yan yana yazıp at ismi yapmış, koşturuyor.

★★★

Dilimiz arılaşsın, durulaşsın, zenginleşsin, millileşsin diye kendi parasından bağış yaparak Türk Dil Kurumu’nu kurmuş Mustafa Kemal Atatürk onuruna düzenlenen “Gazi Koşusu” da atların hemen tamamına yabancı isimler koyan ülkemiz insanı, futbol karşılaşmasında “kurt işareti” yapma üzerinden milli gururu şaha kaldırdı.

Vaziyetten!

Milli sevinç yarattı.

★★★

Ben de herkes gibi vaziyetten sevinç, mutluluk, gurur çıkardım. Mutlu oldum, gurur duydum, çok sevindim. Dilerim dün gece yapılan (bu yazı maç başlamadan 8 saat önce yazıldı) Türkiye- Hollanda karşılaşmasını da bizim milli futbolcularımız, iki- üç- dört gol atarak yine kazanırlar. Galipler merdiveninde son basamağa da gelirler.

Vaziyetten!

Bir sevinç daha...

Çıkarırız...

★★★

Çünkü mutlu azınlık ve iktidarın devlet kaynaklarıyla besledikleri hariç Türkiye toplumunun her kesiminde üzüntü, korku, öfke, tiksinti, utanç, bıkkınlık birikti, birbirine eklendi dağ oldu.

Kazanana.

Başarana.

Gıpta etmekten yoruldu şu toplum. Milli heyecan yükseltecek başarılara susadı Türkiye.

★★★

Yaşayıp hep birlikte gördük: “Vaziyetten milli heyecanı çıkarmak” ülkenin milli parası aşağıya giderken ve “dolarcılar” vurgun yaparken mümkün olmadı. Söz gelimi daha geçen hafta elektrik fiyatlarına yüzde 38 zam geldi. Milli heyecan harekete geçip sormadı: Bu zam niçin? Bütçe açığını kapatmak için yüksek gelir grupları ile şirketleri, bankaları, eski bakanların aylık 1.000.000 TL maaşla CEO’su oldukları holdingleri “doğrudan vergilendirecek” bir paket açıklamadılar; bunun yerine elektriğe, petrole, mazota zamlar biniyor. Milli heyecan; “elektriğe bu kadar yüksek zammı kimi kurtarmak için yapıyorsunuz” diye sormuyor.

★★★

Elektrik üretimi.

Devletin elindeydi.

Özele sattınız.

Elektrik dağıtımı.

Devletin elindeydi.

Özele sattınız.

Elektrik üretim maliyeti düşecek, dağıtımda kayıp kaçak önlenecek ve fiyatlar inecek dediniz.

İnmedi, artıyor.

★★★

Hem üretimde hem dağıtımda özel şirketleri “garantili fiyat alımı ve yüksek teşvikler­le” desteklediniz.

Karadeniz’de, Akdeniz’de, Anadolu’nun her bölgesinde “derelerin can suyunu bile kurutmak ve vadilerin yeşilini soldurmak pahasına” elektrik üretmek için özel firmalara lisanslar verdiniz. İthal kömürden elektrik üretenlere devlet bankasından krediler yağdırıp, ithal hurdadan demir üretenleri teşviklere boğdunuz.

Elektrik borsası kurdunuz.

Fiyat borsada oluşacaktı.

Niçin olmadı?

Bunları sorup sorgulayan bir milli heyecan henüz uyanmadı. Mehmet Şimşek, devletin elinde kalan son elektrik üretim tesislerinin de satılacağını açıkladı. Milli heyecan tık oynamadı.

Endojen bakanlar!

22 yıldır iktidar olan AKP’nin eski millet­vekillerin­den Metin Külünk, üç gün önce; “AK Parti döneminde servetine servet katmışla­rın çocukları Boğaz’da bir kafede oturdukları zaman 10 bin lira kahve parası verip kalkıyorlar. Bizim partimize oy verip omuz­larında taşıyan insanlar da pazarda alışveriş yapmak için akşam fiyatların dü­şeceği saati bekliyorlarsa; vatandaş bizim partimize ne derse sonuna kadar haklıdır” demişti. Üç gün sonra dün gazetelerde şu haber yer aldı: “AKP iktidarının eski Ulaştırma ile Hazine ve Maliye Ba­kanı olan Lütfi Elvan’ın Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili olmasından sonra, eski Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan’ın da Kuzey Mar­mara Otoyol İşletmesi’ne CEO olduğu ve alacağı aylık maaşın da 1 milyon TL olduğu ortaya çıktı. Cahit Turhan, bakanlık görevine getirilmeden önce de aynı firmada üst düzey yönetici olarak çalışmıştı. Eski bakanların yaptığına “endojen kal­kınma” diyorlar. Endojen kendi iç dinamikleriyle kalkınma demek.