Eylül sonu itibariyle kredi kartı batıklarında yapılan yeniden yapılandırma, sorunu çözmeye yetmedi. Bankaların borcunu ödeyemeyen kart müşterilerinin limitlerini artırarak, sorunu ötelemeyi tercih ettikleri belirtiliyor. En geç mart ayı gibi, kredi kartı batıkları için yeni çözüm aranması gerekeceği tahmin ediliyor. 

Dün tüketicilerin enflasyonun düşeceğine inanmadıkları için harcamaya devam ettiklerini söylemiştik. Harcamaların yoğunlaştığı kartlardaki durum da buna bağlı ağırlaşıyor. Bir banka şubesi yöneticisi, kredi kartlarındaki durumu sorduğumda, batıkların giderek arttığının altını çizerek “Batıklar arttıkça da kart limitlerini yükseltiyoruz” dedi.  

Bankacıların Merkez Bankası Başkanı ile yaptıkları son toplantıda, eylül sonu itibarıyla kredi kartı alacakları için yaptıkları yeniden yapılandırmanın yetmediğini söyleyip, bu uygulamanın uzatılmasını istediklerini biliyoruz. Bu arada kredi kartı limitlerinin yüksek olduğuna ilişkin tartışmalar da devam ediyor. Son olarak limitlerin daraltılacağına ilişkin haberlerin çoğalması üzerine BDDK açıklama yapıp, kredi kartlarındaki limitlerin belli kurallara bağlı olduğunu açıkladı, ancak limitlerin düşürüleceğine ilişkin bir sinyal vermedi. 

Daha önce ekonomi yönetiminde bu konunun ele alındığını, limit düşürmenin gündeme geldiğini ancak daha sonra “halktan tepki toplar” diye bu uygulamadan vazgeçildiğini görmüştük. BDDK’nın son açıklaması bize, Kurumun yakından gelişmeleri takip etmekle birlikte, limit azaltılması gibi bir kararın alınmasına hala sıcak bakmadığını gösterdi.  

SORUN VAR AMA NE KADAR BÜYÜK?  

Konuyu iktisatçılarla konuştuğumda kredi kartındaki batık sorununun büyümeye devam ettiğini, bankaların tahsilat yapamayınca, imkanı varsa limitleri artırıp kartın batık hale gelmesini önlemelerinin doğal olduğunu söylediler. Ancak bir iktisatçı, sorunun giderek büyümeye devam etmesini beklediğini kaydederek, “yılın başında maaş zamları nedeniyle bir-iki aylık nefes alma süresi olabilir ama bu gidişle mart-nisan aylarında iyice büyüyecek sorunun çözümü için yeni formüller aranmak zorunda kalınacaktır” değerlendirmesinde bulundu. 

Konuştuğum bir banka yöneticisi ise kredi kartındaki batık sorununun önemli olduğunu ama verilere bakıldığında alarm zillerinin henüz çalmadığı görüşünü belirti. Aynı bankacı yılbaşında batıkların toplam kredi kartına oranının yüzde 1.3 olduğunu, kasım sonu itibariyle ise yüzde 2.9’a çıktığını belirterek, önemli  artış olduğunu ama hala tolere edilecek ölçüler içinde sayılabileceğini söyledi. Aynı bankacı, son dönemde tartışılan KOBİ kredilerindeki batığın toplama oranının ise, yüzde 1.8’den yüzde 2.1’e yükseldiğini belirtti. 

Oransal olarak bakıldığında ise batık kredi kartındaki artışın haziran ayında yüzde 102 iken, kasım sonu itibarıyla yüzde 23’e ulaştığı görülüyor. Dolayısıyla kredi kartlarındaki batığın hızla büyümeye devam ettiği açıkça görülüyor. Kredi kartı kullanımındaki artış oranları ise hazirandan bu yana azalıyor. 

İşte bu noktada bazı iktisatçıların dile getirdiği, “kredi kartıyla harcamak zorunda kalan dar gelirlilerin giderek sıkıştığı” konuşuluyor. Yani bazı kredi kartı kullanıcıları yüksek faiz nedeniyle kullanımı azaltıp ya da peşin kullanıma geçerken, iyice zora düşenlerin ise kart harcamalarını, yüksek faize rağmen devam ettirmek zorunda kaldığı tezi ortaya atılıyor. 

Bankalar, limit artırıp tıkanma sürecini uzatsalar bile, özellikle düşük gelirli grubun yükünün giderek arttığı kesin.