Eleştiriyoruz, açıklıyoruz, yazıp-çiziyoruz ama...
“Anlamayana bir şeyler anlatmak, deveye kaval çalmaya benzer.” denir.
Bizimki de o hesap...
Fakat ne gam! Görevimiz bu bizim... Siyasiler anlamasa da biz ülkenin sıkıntılarını yazmaya devam edeceğiz.
Günün birinde anlayanlar çıkacaktır.

* * * *

Birinci sayfadaki TOKMAK-1 sütunumda, Meclis’te görüşülecek olan yeni “İç Güvenlik Paketi”ni yazdım.
Antidemokratik bir tasarı olduğu görülüyor.
Ben kısaca eleştirimi yaptım, gerekeni anlattım.
Peki, muhalefet ne diyor bu tasarıya?

* * * *

CHP Lideri Kılıçdaroğlu:
“Baskı yönetimini meşrulaştırmak istiyorlar. Bir ülkeye diktatörlük böyle gelir. Bu nasıl gözü karalıktır?” diye bağırıyor ve ekliyor:
“Tabanca ile olursa bir yılla yargılanıyorsun, sapan ile iki yıl, poşu ile dört yıl hapisle yargılanıyorsun. Adalete bakın siz... İşte bunların adaleti!
Ülkeyi yolsuzluk çukuruna batırdılar, hâlâ tutturmuşlar başkanlık modeli gelecek diye... Televizyonlarda sabah-akşam başkanlık tartışması... Oysa vatandaşın derdi var. İşsizlik, yoksulluk gibi bir sürü sıkıntı, bir sürü dert var. Bunlarla ilgilenen yok. Bunlar hep kendilerini, kendi çıkarlarını düşünüyorlar.”

* * * *

MHP Lideri Devlet Bahçeli de “İç Güvenlik Paketi” denilen bu tuzak tasarıyı sert sözlerle eleştiriyor ve yasanın Meclis’ten geçmesi halinde ülkenin geleceğinin büyük ölçüde tehlikeye düşeceğini belirterek:
“Eğer yasa bu şekliyle çıkarsa memleket bir felâkete sürüklenir. Türkiye, önce polis devleti olmaya, sonra da yok olmaya mahkûm edilir.” diyor.

* * *

Görüşler böyle... AKP’nin, kendisini korumak için hazırladığı sakıncalı yasa tasarısı Meclis’te görüşülürken, genel kurul salonunun büyük tartışmalara, hatta kavgalara sahne olacağı anlaşılıyor!

“Terörist Rektör!”

İstanbul Üniversitesi’nin Atatürkçü, yurtsever bir rektörü vardı...
Bir sabah gün ağarırken polisler onun oturduğu evi bastı.
Bina tepeden tırnağa arandı, bazı evraklara el konuldu.
Emekli rektör “Ergenekon suçlusu” olarak tutuklanıp Silivri Cezaevi’ne kapatıldı.
Profesör Doktor Kemal Alemdaroğlu idi bu...
44 yıl üniversitede görev yapan, meme ve bağırsak cerrahisinde dünyanın önde gelen hekimleri arasında olan Alemdaroğlu’nun “Ergenekon Terör Örgütü Yöneticisi” olduğu iddia ediliyordu.
2008 yılında, 67 yaşında hapse girdi... Büyük acılar çekti.

* * *

Devir değişip, cemaatle iktidar arasında kavga çıkınca, yapılan haksızlıklar anlaşıldı, eski rektör diğer tutuklular gibi serbest bırakıldı.
Kemal Alemdaroğlu şimdi, başına gelenleri, kendisine kurulan büyük kumpası “Terörist Rektör” adıyla kitaplaştırdı.
Alemdaroğlu, nasıl gözaltına alındığını ve kendisine yöneltilen suçlamaları anlatarak şöyle diyor:

* * * *

“Polisler evde tutanak hazırlarken hem sohbet ediyor, hem de televizyon izliyorduk.
Televizyonda ‘Son dakika’ diye benim tutuklandığım haberi vardı.
Anlaşılır gibi değildi bu... Ben daha evdeyken ve işlemler henüz sürüyorken, gözaltına alındığımın televizyondan kamuoyuna duyurulması, oyunun önceden kurgulanıp planlandığını açıkça gösteriyordu.”
İktidarın ve cemaatin dümen suyuna girmediği için “Terörist” yaftası yapıştırılan yurtsever bir bilim adamının başına gelenler... (Kaynak Yayınları)

Te­bes­süm

“Gel de sıkılma birader!”
Temel, arkadaşı Dursun’u ziyarete gider. Onu biraz düşünceli, biraz da üzgün görünce sorar:
“Hayrola, Karadeniz’de gemilerin mi battı yahu? Bu ne surat böyle?”
Dursun iyice dertlenir:
“Sorma birader... Nasıl anlatsam bilmem ki...”
“Anlat anlat... Demek bir şeye canın sıkıldı, bir şeye üzüldün ha! Anlat da rahatla.”
Dursun düşünceli ve üzgün halini devam ettirerek:
“Evet, canım çok sıkıldı birader” der, “Nasıl sıkılmam ki? Karım üç gün önce köşe başındaki bakkaldan gazete almak için çıktı. Gidiş o gidiş... Bir daha da geri dönmedi. Sen olsan sıkılmaz mısın?”
Temel ona hak vererek;
“Doğru söylüyorsun kardeşim” der Senin yerinde ben olsam, değil sıkılmak, yeminle söylüyorum, patlardım valla... Üç gün gazetesiz kalmak ne demek?”

Gü­nün Sö­zü

Para ve iktidar gücü insanı yoldan çıkarır.