
Televizyon programının ardından “Herkes onu biliyor” diyorum... Ama hâlâ katılımcılara Saffet Emre Tonguç’un turlarının ayrıntıları ısrarla soruluyor. Hele de ‘Kapalıçarşı Pahabiçilemez’ İstanbul turunu yapanlara “O muhteşem manzaralı çatıya nasıl çıkılıyor?” sorusu, olmazsa olmaz. Kısa bir özet geçeyim.
1 Herkese birer kulaklık takılıyor. Geride kalsanız da her ayrıntıyı duyabiliyorsunuz. Verilen haritada da tavsiye edilen, biraz daha uzun durulan noktalar belirtiliyor. (Gramofoncu Mehmet Öztekin’in dükkânı benim favorilerimden mesela.)
2 Tonguç’un turlarında tarih var mı var. Ama çılgın bir tarih bilgisi bombardımanından ziyade günümüzde de kullanabileceğiniz sevimli ayrıntılar, ilginç dedikodular (özellikle de Boğaz-yalılar turunda), soru-cevaplı tarihi anekdotlar mevcut. Kapalıçarşı dedikoduları da bir başka... Kim sahte çanta sever? En pazarlıkçı ünlü kim? vs. vs.
3 Bence Kapalıçarşı söz konusuysa hafta içi turu daha tercih edilesi; hem Kapalıçarşı, hem de grup daha sakin oluyor.4 Uygun fiyata onlarca yıldır lezzetli yemekler sunan lokantaların keşfi için birebir. (Ben gezerken bir liste yaptım, bir gün tadıma çıkıp sonrasında listeyi sizlerle paylaşacağım.)
5 İnsana pozitif enerji veren turun her daim sürprizleri oluyor. Gizli saklı ama yapıları ya da manzaralarıyla insanın aklını başından alabilecek han avluları (Zincirli Han mesela), çatılar bunlardan bazıları. Mesela Büyük Valide Han’ın çatısı! İstanbul, deniz ayaklar altında. Skyfall’un bazı sahneleri de orada çekilmiş. 43 yıldır Mehdi Bey oranın bekçisi, Daniel Craig ile bayağı meyve yemişler; “James Bond bana muz verdi” diyor. Ama bu muhabbet onu değiştirmemiş, siz de gitseniz alaka yerinde...
Labofem’in yeşilleri dükkana çıktıFem Güçlütürk, ne yaparsa hakkıyla yapanlardan. Başarılı bir iletişimciyken yüzünü yeşile döndü ve ‘Labofem’i kurdu. Bitkiyi, toprağı, suyu, ışığı, bir kaktüse çocuk gibi bakmayı, ilginç saksılar bulmayı ya da yaptırmayı, Latinceyi ve daha pek çok şeyi öğrendiği bir iş yaptı. Bitkileri ağırlıklı olarak internet sitesinde ya da irili ufaklı onlarca bitkinin olduğu evinde görebiliyordunuz. Çok yeni haberse şu; şimdi bir dükkânı var. İstanbul Akatlar’da Akmerkez’e yakın bir bahçede bir dükkân-atölye... Adresi ve bitki bakımını merak edenlere internet sitesi www.labofem.com önerilir.
İster kuyuya bağır ister ışın kılıcı salla!
İstanbul/Çukurcuma’da ‘taze’ açılan ve yeni medya sanatçılarının işlerinden oluşan ‘Dalgalar’ adlı sergi de tavsiye edilesi.Sergi, hem BLOK Art Space’in mekanında, hem de birkaç adım ötesindeki ‘inşaatta’! Bir inşaat sahibinin işi gücü durdurup mekanını bir süre için sanata vakfetmesi de alışılmışın dışında bir durum tabii ve güzel.
Sergide eylemlerinizin ‘ses’ olarak karşılığını görebiliyor, ışın kılıçlarıyla desenler yaratabiliyor ya da boş bir kuyuya derdinizi haykırabiliyorsunuz.