Tarihin bir vicdanı var, zamanı gelir, yargılar, mahkum eder. İleri gitmiş, geri kalmış fark etmez her toplumun da vicdanı var. Maşeri yani “toplumsal vicdan” diyorlar sesi ve sızısı derine iner. Özelliği; sesi ne kadar derine inerse insin bulduğu ilk fırsatta (seçimlerde) kendini gösterir.

Bir oldu.

İki oldu.

Üç oldu.

Beş oldu.

Vicdanlar kanadı.

Toplum vicdanını yaralayan olayların sorumluları yakalanıp, yargıçların önüne getirilemedi.

Öldüren kaçtı.

Kaçtı mı?

Kaçırıldı mı?

Niçin öldürdü?

Ankara’da bir köklü üniversitede akademisyen de olan ülkücü lider için öldürme emrini kim verdi?

14 gün geçti.

Vuran yakalanamadı.

Vurduran da gizlendi.

Üstelik öldürülen ülkücünün partisi iktidar ortaklarından biriydi. Toplumsal vicdan öldürülme olayını derine indirdi, sızısını sakladı.

★★★

İstanbul Belediye Başkanını “ahmak” dediği için 5 duruşmadır yargılayan yargıç görevinden alındı. Bu yargıç yakınlarına söyledi. Yakınları da gazetecilere söyledi. Yani yargıç, yakınlarını araya koyarak toplumsal vicdana haberi duyurdu; “İstanbul Belediye Başkanı’nın siyasi hayatını bitirecek kararı vermem için bana telkin ve tehdit yapıldı” dedi.

Kim tehdit etti?

Bu yargıç iktidar partili olduğunu da söyledi. İktidar partisini tutmasına rağmen yargıcın yargıç vicdanına kaldırmayacak ağırlıkta telkin ve tehdit yapıldığı ve amacın seçilmiş İstanbul Belediye Başkanı’nın siyasi hayatını bitirmek olduğu ortaya çıktı.

Toplumsal vicdan!

Bunu da kaydetti.

Sızısını içine attı.

★★★

Müşavir mi?

Danışman mı?

Ne fark eder: İçişleri Bakanı’nın yanında devlet memuru olmuş. Halktan toplanan vergilerden maaş alıyor. Devlet memuru olmasına rağmen şirketler kurmuş, işadamlığı da yapıyor. İç işleri Bakanlığı, bu adamın şirketlerine 2016’dan beri toplam 644 bin dolar tutarında ihale vermiş. 8.000 kişilik çamur-çirkef yayıcı trol ordusu var. Emniyeti, Jandarmayı devleti arkasına alıp iktidar partisinin muhalifi olan politikacılara itibar suikastı yapıyor, kirli bilgi yayıyor, toplumu aldatıyor, toplumsal vicdanı kanatıyor.

Ne olacak?

Onu koruyan!

Onu kollayan!

Yanına kar kalacak.

Bu son hafta içinde “toplumsal vicdanı kanatan bir başka olay daha” yaşandı. İstanbul’un en yüksek imar rantı doğuran bölgesinde 261 metre yükseklikte Sapphire (altın değil, elmas değil, zümrüt değil, yakut değil onlardan daha değerli safir) adlı bir binanın çatısı üzerine golf sahası yapıp, topu deliğe geçiren iktidar partili Bitlis milletvekili ve işadamının devlet bankasınca kayırılıp kollandığı ortaya çıktı.

Çatıda golf sahası!

Deliğe sokulan top!

Öyküsü özetle şöyle:

12 yıl önce 2011’de bu mahallerin adı; Emniyet Evleri idi. Üç katlı-dört katlı- en yükseği beş katlı bahçeli evler vardı. Yani bu mahallede en fazla 15 metre yükseklikte binanın yapılmasına imar izni verilebiliyordu. İstanbul’da ise şehir rantı en fazla bu bölgede artıyordu. İktidar Partisi AKP’nin Bitlis Milletvekili bu mahallede 261 metre yükseklikte yani 80 kattan fazla yükseklikte gökyüzünü delen bir alış-veriş merkezi bina dikti. İmar iznini iktidar Partisi AKP’nin o yıllarda İstanbul Anakent Belediye Başkanlığı yapmakta olan yönetiminden ve ruhsat iznini de yine iktidar partisi AKP’nin belediye başkanlığını yapmakta olan Kağıthane Belediyesi’nden aldı. O yıllarda Belediye Meclis üyeliği yapmakta olan ve doğma büyüme bu bölgenin çocuğu Dursun Çaltı; yapmayın, etmeyin İstanbul’un bu bölgesini bu kadar yüksek bina-beton yığını ile doldurmayın, İstanbul nefes alamaz hale geliyor...” diye karşı çıkıyor, mahkemelere baş vuruyor, toplumsal vicdani harekete geçirmeye çalışıyordu. Dursun Çaltı iki defa kurşun yağmuruna tutuldu, ayağı sakat kaldı.

★★★

AKP Bitlis milletvekilinin şirketi, 15 metre yükselme imar hakkı olan mahallenin ortasına, 261 metre yükseklikte binayı, iktidar partisinin kollayıp koruması şemsiyesi altında dikti. Çatısına golf sahası yaptı, topu deliğe geçirdi (!) AKP Bitlis milletvekili işadamı, 3 yıl önce de sıkıştı devlet bankası Halkbank’a olan borcunu ödeyemedi. Deliğine top geçirilmiş golf sahası bulunan 261 metre yükseklikteki binayı bankaya 100 milyon dolara sattı. 3 yıl sonra aynı binayı Halkbank’tan 48 milyon dolara geri aldı. Topu ikinci defa deliğe geçirmiş oldu.

Toplumsal vicdan!

Bunları kaydetti.

O topu deliğinden çıkartacak gün geliyor!