Serdar Sertçelik, Ayhan Bora Kaplan (ABK) suç örgütü davasının iki numaralı şüphelisiydi. “Suç işlemek için örgüt kurmakla” suçlanıyordu. Operasyondan önce yurtdışına kaçmıştı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunduğu sırada, Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan’la bağlantı kurdu. Türkiye’ye dönmeye ikna edildi. Uçakla geldi, havaalanında onu polisler karşıladı ve Organize  Şube’ye getirdi.

İfadesi alınacağı zaman baronun görevlendirdiği Avukat Hasan Erdem Elvan sorgusunda bulundu. Sorgu sabah 04.00 civarında bitti. Serdar Sertçelik, avukatına, “Tutuklanır mıyım, tutuklanmaz mıyım?” diye sordu. Avukat iddiaları öğrendiği için tutuklanma olasılığının bulunduğunu değerlendirdi. Adliyeye sevkinin iki gün sonra yapılacağı söylendi. Ertesi gün, Serdar’ı iki polisle adliyeye girerken gören avukatına, polis “Süre uzatımı için gelindiğini” söyledi. Avukat, Serdar’a, “Bir ihtiyacın var mı?” diye sorduğunda teşekkür etti.

KOMİSER “PAKET OLUR” DEDİ AMA...

Avukatı, Serdar Sertçelik’in gizli tanık olduğundan haberi yoktu. Adliyeye çıkarılırken yanındaydı. Genelde sistem şöyle işliyor: Avukat, Cumhuriyet Savcısının odasına giriyor. Savcı, ya “tutuklamaya sevk” ya da “adli kontrol uygulanacağını” söyler. O gün, şüphelilerden birisi de Muhammet Kaplan’dı. Önce o tutuklamaya sevk edildi. Ufuk Komiser mahkeme salonundan çıkarken, “Muhammet tutuklandı” dedi.

Avukat Hasan Erdem Elvan, Komiser Ufuk Bey’e, “Serdar için ne karar verilir?” dediğinde  “Paket olur” dedi, yani tutuklanacağını söyledi. Bir şüpheli ile ilgili “adli kontrol” şartını Savcı talep eder, hakim duruşmada değerlendirir. Hakim duruşmayı açtı, avukat 15 dakika savunma yaptı. İfadesi örgütten alınmış olsa da dosyanın dış kapağında yazılanlar farklıydı. Örneğin Sertçelik’e “Nafaka davası” soruları yöneltiliyordu. Hakim, gereğini düşündü ve Serdar Sertçelik’le ilgili kararını şöyle açıkladı: 

“Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 10 Ekim 2023 tarih ve 2023/188226 soruşturma sayılı dosyasının kabulü ile; şüpheli Serdar Sertçelik’in üzerine yüklenen suçun niteliği, mevcut delil durumuna göre CMK. 109 ve devamı maddeler gereğince Adli Kontrol altına alınmasına, yurtdışına çıkışının yasaklanmasına, soruşturma sonuna kadar konutu terk etmemesine, ilgili karakol amirliğine bu konuda Cumhuriyet Başsavcılığınca bilgi verilmesine, adli kontrol hükümlerinin gereklerini aykırı davrandığı takdirde tutuklanabileceği husususun şüpheliye ihtarına karar verildi.”

SİYASETÇİ İSMİMLERİ SORULDU MU?

Avukat Hasan Erdem Elvan kararı duyunca şaşırdı. Çünkü, Sertçelik’in tutuklamaya sevk edildiğini biliyordu. Serdar’ın 19 sayfa “gizli tanık” olarak ifadesinden habersizdi. İfadede iddia edildiği gibi ne AKP, ne eski İçişleri Bakanı, ne cumhurbaşkanlığı özel kalem müdürü ne de bazı siyasiler hakkında soru yöneltilmişti. Bunu, sorguya katılan avukat da söylüyor. Ancak, Serdar’ın bir ara avukatına, kendisine psikolojik baskı uygulandığını söylediğini de ekleyelim.

Kapsamlı ifadesinde de ABK aleyhine de konuşmamıştı. Kendisine onlarca isim ve onlarla bağlantısı soruldu. Serdar’ın gizli tanık olduğu, 19 sayfa ifade verdiğini kimse bilmiyor ama valeler tutuklanırken, örgütün iki numarası olduğu belirtilen Serdar’ın ev hapsine gönderilmesi şüphe çekiyordu.

Kendisine adli kontrol uygulanmasına, elektronik kelepçe takılmasına rağmen, Serdar Sertçelik’in istediği zaman evden çıkması dikkat çekiyordu. Kelepçeyi bir şekilde çıkarttığını söyleyen de vardı. Ama Serdar, “Polisin kendisini idare ettiğini” söylüyordu. Gecenin 04.00’ünde çorbacıda yanında “Fenomen” olarak bilinen kadınla birlikteydi. Oysa bu kişinin evinden ayrılmaması, ayrıldığında elektronik kelepçenin sinyal vermesi gerekiyordu.

Demek ki “sinyal” sorununu Serdar çözmüştü. Ama çözemediği bir şey vardı: Çorbacıda sözde iki grup arasında çatışma çıkıyor, Serdar iki bacağından da vuruluyordu. Serdar’ın evini terk ettiği, hastaneye götürüldüğünde ancak anlaşıldı. Yani bir şekilde korunuyordu.

ACIKINCA ÇORBACIYA GİTMİŞ!

Serdar’ın oldukça rahat hareket ettiği anlaşılıyor. Ayaklarında vurulduğunda ifadesi alındı. Bu konu ifade tutanağına şöyle yansıdı:

SORU: Hangi gerekçe ile konutu terk ettiniz? Konutu terk etmenizdeki amaç nedir? Konu ile ilgili olarak detaylı açıklamanızı yapınız?

CEVAP: Günlerden pazar olduğu için Denetimli Serbestlik Şubesine bildirim yapamadım. O gün bizimle birlikte yaşayan ve oksijen cihazına bağlı olan anneanemin oksijen cihazı arızalandı. Ben de başka kimse olmayınca bu cihazı tamir ettirmek üzere dışarı çıktım. Birçok yerde tamirci aradım. Ancak bulamadım. Gece saatlerinde de acıkınca çorbacıya girdim. Alakam olmayan şahıslar arasında tartışma çıktı ve olaylar yaşandı. Adresten ayrıldığımı pazartesi günü dilekçe ile bildirecektim ancak olay nedeniyle bunu yapamadım ve salı günü bildirim yaptım. Kasıtlı olarak ihlal söz konusu değildir, mazeretim nedeniyle ikameti terk ettim.

SONRADAN ÖĞRENDİ

Vurulma olayından sonra, Serdar’ın “gizli tanık” olduğu söylentisi yayıldı. Serdar, iki ayağından vurulduğu için Şehir Hastanesi’ndeydi. Polis, ifade için adliyeye götürmek istiyordu ancak doktorlar bu kişinin iki ayağının da üzerine basamadığını belirten rapor düzenledi. Birkaç gün sonra Serdar evine döndü. İfadesi barodan evine gelen avukatın yanında alındı.

Serdar, 27 Kasım’da evinden yine ayrıldı. Yurtdışına kaçmayı da başardı. Kaçtıktan 9 gün gün sonra arandığı sınır kapılarına bildirildi ama zaten bu kişi hakkında adli kontrol kararı, yurtdışına çıkış yasağı bulunuyordu. Şimdi, yakalanıp iadesi için “Kırmızı Bülten” çıkarılması süreci başladı. Olayla ilgili 5 emniyet mensubu, kaçışla bağlantılı olarak da üç sivil tutuklu.

Serdar, “Darbe”, “Hükümeti devirme”, “AKP’ye ve bazı siyasetçilere kumpas” dedi ama o iddiaların rüzgarı geçti ve gerçekler ortaya çıkmaya başladı.