Erzincan’ın İliç ilçesinde Anagold Madencilik’e ait olan Çöpler Altın Madeni’nde çalışan işçiler önceki gün yığın liçi sahasında kocaman bir yarık fark etti.

Yığın liçi, altından ayrıştırıldıktan sonra kalan siyanürlü toprak demek.

Gerçekte bu, bir zehir tepesi...

Yarığı gören işçiler “Burası çökecek” diyor.

Ustabaşı yolun eğrildiğini görüp yetkililere haber veriyor.

İş Sağlığı ve İş Güvenliği Müdürü, şirkete e-mail atınca 09.30 sularında iş durduruluyor. 100’ün üzerindeki işçi sahadan çekiliyor.

Çöküntü meydana gelen alanları, her zamanki gibi çimentoyla kapatmaya karar veriyorlar.

Beş işçi müdahale için vadideki konteynere indiriliyor.

İşçilerden Şaban Yılmaz, eşini arıyor.

“Çalışmayı durdurdular, bekliyoruz” diyor.

İddiaya göre...

Ustabaşının haber vermesi üzerine üç uzman inceleme yapmak için beyaz bir araca binerek, tepeye çıkıyor. Araç dönüş yolundayken, zehir tepesi hareketleniyor. 10 milyon metreküplük toprak, dokuz işçiyi içine alarak, 800 metre kadar kayıyor.

Türk ve ABD’li dört yetkili gözaltında.

İlk bulgulara göre...

Yığın liçinde kapasite artışı olduğu, eğri bir yüzeyde istifleme yapıldığı ve dinamit patlatmaların heyelanı tetiklediği belirtiliyor.

Dokuz işçi toprak altında.

Aslında “Toprak” dememek gerekir.

Bu, zehirle karışık atık.

AKAN MALZEME NEDİR?

Eski Başbakan Binali Yıldırım ve Vali Hamza Aydoğdu, “Sızma yok” dese de...

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın açıklaması kuşku uyandırıyor.

Açıklama şu şekilde:

“Toprak kayması sırasında akan malzemenin ulaşmasının engellenmesi amacıyla Sabırlı Deresi’nin Fırat Nehri’ne ulaştığı menfezin kapaklarını kapatırdık.”

Akan malzeme nedir?

Taş mı?

Yoksa siyanürlü toprak mı?

Neden Fırat Nehri’ne ulaşması engelleniyor?

Sularımızı zehirleyeceği için mi?

Korkarım, öyle...

Siyanür sızıntısı ön ödemeyle kapatılmış!

Anagold Madeninin yüzde 80’i ABD’li SSR adlı şirkete, yüzde 20’si ise iktidarla göbekten bağlı Çalık Grubu’na ait.

ABD’liler karşılaştıkları ‘sorunları’ çözmek için Çalık’la ortaklık kurmuş olmalı...

Bingöl-Yedisu fay hattındaki maden 2010’da faaliyete geçti.

İki kez kapasite arttırarak, sahasını genişletti.

Madende 21 Haziran 2022’de siyanür taşıyan borudan yırtılma sonucu sızma meydana geldi. 20 metreküp siyanür iki buçuk saat boyunca toprağa ve Fırat Nehri’ne bağlanan Sabırlı Deresi’ne aktı.

Valilik “Dereye karışma olmadığı, Fırat Havzası’na gözlemsel olarak ulaşmadığı” yönünde açıklama yaptı.

Oysa dönemin CHP İl Başkanı Ayhan Doğan, sızma görüntülerini sosyal medyada yayınlamıştı.

ÜST SINIRDAN CEZA

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, çevre kirliliği nedeniyle şirkete en üst sınırdan 16.441.440 TL ceza kesti.

Bu ceza, zararlı atıkların kullanıldığının açık kanıtıydı.

Madencilik faaliyeti durduruldu.

Çevre İzin ve Lisans Belgesi iptal edildi.

Uygunsuzluklardan ötürü 131.516 TL ceza daha uygulandı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 33 noksanlık tespit etti ve 594.651 TL para cezası kesti.

Ardından suç duyurusunda bulunuldu.

‘CANLILAR AÇISINDAN RİSKLİ’

İliç Cumhuriyet Başsavcılığı, bilirkişi heyeti oluşturdu. Heyet 11 Ekim 2022’de raporunu sundu.

Makina, kimya ve çevre mühendisliği açısından sorun görülmedi.

Ziraat mühendisliği açısından “Tesisin Fırat Nehri üst kotunda ve nehre yakın olması sebebiyle ileride öngörülemeyen kazaların olması nedeniyle canlılar açısından risk barındırdığı” vurgulandı.

ÖN ÖDEMEYLE YIRTTILAR

İş güvenliği yönünden Proses Müdürü M.K.Ş. ve Oksit Proses Baş Mühendisi K.T., “Gerekli tedbirlerin alınmadığı, tüm tehlikeli durumları gözardı ettikleri” için kusurlu bulundu.

Bulgulara rağmen savcılık “Şüphelilerin kasten hareket ederek çevrenin kirletilmesine neden olduklarına dair haklarında yeterli delil bulunmadığı” sonucuna vardı.

Raporda yeterli tedbir alınmadığı için kazanın meydana geldiği kabul edildi. Ancak şüphelilere atfedilecek suçun TCK’nın 182/1-2. maddesindeki “Çevrenin taksirle kirletilmesi” olduğu ve cezasının ön ödemeye tabi olduğu belirtildi.

Şüpheliler parayı yatırdı ve yırttı!

11 şüpheli için 31 Ekim 2022’de kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.

Erzincan Ziraat Odası adına avukat Ümit Altaş, karara itiraz etti.

15 ay geçtiği halde itiraz sonuçlanmadı.

Sonuçlanmadığı gibi...

Maden 22 Eylül 2022’de yeniden faaliyete geçirildi.

Geçen yıl “ÇED gerekli değildir” raporuyla açık ocak sahasını genişletmek için onay aldı.

Yetmedi.

8.6 milyon dolarlık vergi borcu sıfırlandı.

ALTI MADEN, ÜSTÜ KUPON ARAZİ

Türkiye’nin, başta altın olmak üzere bütün yeraltı zenginlikleri ve madenleri işletilmeli ve ekonomiye kazandırılmalı.

Buna itiraz etmek için deli olmak gerekir.

Ancak AK Parti iktidarı, sınırsız kar arayışından ötürü toprağın altını maden yatağı, üzerini kupon arazi olarak görüyor.

Tabiatımız yabancı şirketlere ve yandaş ortaklarına yağmalatılırken, çevremiz ve su kaynaklarımız siyanür ve diğer kimyasal atıklarla zehirleniyor.

Sorsanız...

“Türkiye’nin kalkınmasını istemiyor musunuz?” diyeceklerdir.

Evet, çok istiyoruz.

Bu yüzden talana itiraz ediyoruz.

Siz neden tarım alanlarımıza ve su kaynaklarımıza zehir bulaştırılmasına yol açıyorsunuz?

Türkiye’yi çok sevdiğiniz, en milliyetçi siz olduğunuz için mi?

Bu memleketin ormanları, denizleri, ırmakları, tarlaları ve zeytinlikleri Türklüğe dahil ve ait değil midir?

“Irmağının akışına ölürüm” diye şarkılar söylemek güzel...

Irmaklarımız ölecek, farkında mısınız?

‘Fuat Çakır, siyasi himaye görüyor’

Dün bu köşede, yeraltı dünyasındaki aile içi bir cinayetten söz etmiştim.

Susurlukçu Ziya Bandırmalıoğlu ve eski polis Şahin Arslan, 4 yıl önce 25 milyon dolarlık bir yat ve tahsilatı için Fuat Çakır’ın Kalamış’taki restoranına geldi.

Restoranın üst katında ‘Racon Masası’ kuruldu.

Silahlar çekildi.

Fuat Çakır, tahsilata gelen Bandırmalıoğlu ve Arslan’ı öldürdü. Fuat, Ayhan ve Mehmet Çakır dahil beş kişi yaralandı.

Tutuklanan Fuat ve Ayhan Çakır, nefsi müdafaadan ikişer yıl sekizer ay hapis cezasına çarptırılıp tahliye edildi. 

Kalamış Olayı, Fuat Çakır’ın yeraltındaki şöhretini çok arttırdı. Çakır, Of’un Sarallarla birlikte en büyük iki ailesinden biri olan Çakıroğullarının lideri olmak istedi. 

İddiaya göre...

Akrabası İlker Çakıroğlu’nun avukatı Bülent Aybirdi, Çakır’ın adını kullanarak, maddi çıkar elde etti. 

Çakır, 29 Ocak günü Çakıroğlu’nu Karaköy’deki meyhanesine çağırdı.

Çakıroğlu, ağır şekilde dövüldü.

Hayatını kaybeden 44 yaşındaki Çakıroğlu, 30 Ocak günü saat 08.06’da araç içerisinde Koç Üniversitesi Hastanesi’nin kapısına bırakıldı.

Çakıroğlu’nun cansız bedeni 12 saat sonra bulundu.

Çakıroğlu’nun ölümü sonrasında Fuat, Ayhan ve Hasan Çakır telefonlarını kapatarak, ortadan kayboldu. Çakır kardeşlerin yurt dışına çıktığı iddia ediliyor.

ÇAKIROĞLU AİLESİ’NDEN SUÇ DUYURUSU

Çakıroğlu’nun eşi Özlem Çakıroğlu ve kardeşi Sonay Gündüz, önceki gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet dilekçesi verdi.

Dilekçede Çakır kardeşlerin Kalamış Olayı’ndan sonra adlarını  duyurdukları belirtilerek, şöyle deniliyor:

“Şüpheliler düşük cezalarla tahliye olmuştur. Bu olaydan sonra güçlerine güç kattıklarını düşünmüş olsalar gerek, agresif davranışlarda bulunmaya başlamışlardır. Tabiri caizse ali kıran baş kesen olmuşlardır.”

Fuat Çakır’ın Alaattin Çakıcı ve MHP Genel Başkan Yardımcıları Celal Adan ve Feti Yıldız ile çekilmiş fotoğrafları dilekçeye eklendi.

Dilekçede Hasan Çakır’ın MHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı olduğu kaydedilerek, şu ifadeler kullanılıyor:

“Bu durum şüphelilerin siyasi himaye gördükleri ve rahat rahat vukuatlar gerçekleştirebildiklerinin kanıtıdır. Mahkemenin manipüle edilme riskinin olduğunu da gösterir. Savcılık bu duruma mahal vermemelidir.”

Dilekçe, suçun işlendiği bölgeyi içine alan Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletildi.